‘Siyasi soykırım'a karşı protestolar yayılıyor

Kuzey Kurdistan ve Türkiye kentlerinde, siyasi soykırım operasyonları protesto edildi.

Amed Barosuna üye avukatlar, Amed’de sabah saatlerinde aralarında gazeteci, siyasetçi, avukat ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin olduğu 100’ü aşkın gözaltılara ilişkin Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama yaptı.

Eyleme Türkiye İnsan Hakları Vakfı Şubesi (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi, Özgürlük için Hukukçular Derneği Şubesi (ÖHD), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Hakların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe örgütü temsilcileri yanı sıra çok sayıda avukat ile sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Açıklamayı okuyan Amed Barosu Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, hukuka aykırı gözaltılara derhal son verilmesini istedi. 

Özdemir, bu sabah Diyarbakır merkezli yürütülen soruşturma dosyasında şu ana kadar 25 avukatın gözaltına alındığı bilgisinin vererek, “Mardin Barosu’na kayıtlı 3, Batman Barosu’na kayıtlı 2, Şanlıurfa Barosu’na kayıtlı 1 ile Diyarbakır Barosuna kayıtlı 19 olmak üzere toplam 25 meslektaşımız ile gazeteciler, sanatçılar ve hak savunucularının hakkında ev ve büroları ile Özgürlük için Hukukçular Derneği Genel Merkezinde arama ve sonrasında gözaltı işlemi yapılmıştır. Her gün adliyede duruşma ve iş takibi yapan meslektaşlarımızın haber verilmesi veya çağrılması halinde ifade verebilecek durumda olmasına rağmen hukuka ve insan haklarına aykırı bir biçimde ev baskını ile gözaltına alınması ile başlayan hukuka aykırı süreç dosya hakkında gizlilik ve gözaltına alınan kişilerin 24 saat avukatları ile görüşmelerinin kısıtlanması kararı ile devam etmektedir” dedi. 

Özdemir, “Türkiye’de, temel hak ve özgürlüklere son derece keyfî bir biçimde müdahale edildiği, avukatlar başta olmak üzere hak savunucuları, gazeteciler ve sanatçıların yargı eliyle hedef alındığı, ceza tehditlerine maruz bırakıldığı bir süreç yaşanmaktadır. Yakalama, gözaltı, tutuklama gibi koruma tedbirlerinin hak savunucuları üzerinde yersiz, gereksiz ve ölçüsüz şekilde kötüye kullanıldığı gözlenmektedir. Avukatların bürolarında, mesleki faaliyetlerini içerir yargılama dosyalarına suçlamaya delil oluşturmak adına el konulmuş, ölçüsüz ve hukuka aykırı arama ile savunmanlık görevi suçlamaya konu edilmiştir. Türkiye’de seçimlerin 'Demokratik, Adil ve Dürüst Seçim ilkesine göre yürütülemeyeceğine dair öteden beri gelen yoğun ve endişe verici kaygılar bulunmaktadır. Seçim güvenliğine ilişkin kaygılar gözetildiğinde, yargı tehdidi ile sivil toplum örgütlerinin ve hak savunucularının sindirilmek istendiğini biliyoruz” diye konuştu.

Özdemir, sözlerini şöyle tamamladı: “Bizler, Hak temelli sivil toplum örgütleri olarak yasalara ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı olarak hak savunuculuğunun kreminize edilmesini, avukatlık mesleki faaliyetleri üzerinden yargılanmasını hiçbir şekilde kabul etmediğimizi bir kez daha yineliyoruz. Meslektaşlarımız, gazeteciler ve hak savunucuları açısından, hukuka aykırı, özgürlük ve güvenlik hakkını ihlal edici uygulamaya son verilerek derhal serbest bırakılmaları sağlanmalıdır.”

 

ÊLIH

ÖHD Êlih Şubesi’nde yapılan eylemde de gözaltılara tepki gösterildi. ÖHD MYK Üyesi Mehmet Aykut, “25 Nisan, bugün sabah saatlerinde derneğimiz üyesi, şube ve genel merkez yöneticilerinin de aralarında bulunduğu birçok arkadaşımız hakkında yürütülen soruşturma sebebiyle TEM şube tarafından evlerde, bürolarda ve dernek binamızda arama yapıldıktan sonra gözaltı işlemi yapılmıştır. Her gün adliyede duruşma ve iş takibi yapan meslektaşımızın haber verilmesi veya çağrılması halinde ifade verebilecek durumda olmasına rağmen hukuka ve insan haklarına aykırı bir biçimde ev baskını ile gözaltına alınması ile başlayan hukuka aykırı süreç dosyada gizlilik kararı alınması ve 24 saat avukat kısıtlaması kararı ile devam etmiştir” dedi.

Operasyon kapsamının genişliğine dikkat çeken Aykut, “Dernek üyelerimiz ile beraber Kürt basın emekçileri, siyasetçiler ve sanatçılar da gözaltına alınmıştır. 14 Mayıs yaklaştıkça rejiminin sona ereceği gerçeğiyle yüzleşen siyasal iktidar, 20 yılı aşkın süredir devam ettiği politikayla, insan hakları mücadelesini sekteye uğratmak adına, yargı eliyle savunmayı, halkın haber alma hakkını ve muhalefeti halen etkisiz hala getirmeye çalışmaktadır. Toplumun tüm muhalif kesimlerine ve hak savunucularına karşı sürdürdüğü yargı tacizini; avukatlar, hakikati ortaya çıkaran basın emekçileri ve siyasetçiler üzerinde de sürdürmeye devam etmiştir” diye konuştu.

Baskılara karşın boyun eğmeyeceklerini vurgulayan Aykut, şöyle devam etti: “Bizler, Özgürlük için Hukukçular Derneği olarak yasalara ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı olarak hak savunuculuğunun kriminalize edilmesini, üyelerimiz şahsında avukatlık mesleğinin yargılanmasını hiçbir şekilde kabul etmediğimizi bir kez daha yineliyoruz. Yargının giderek daha da siyasallaştığını, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının daha fazla ihlal edildiğini, fikir ve düşünce özgürlüğünün yok sayılarak hukuksuzca yüzlerce gazeteci, siyasetçi ve meslektaşlarımızın hapishanelerde tutulduğunu ve bugün de gözaltı ve tutuklama tehdidiyle siyasal iktidarın son çırpınışlarla rejimini devam ettirmeye çalıştığını gördüğümüzü, baskılara boyun eğmeyeceğimizi ve mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğimizi haykırıyoruz.”

İSTANBUL

ÖHD İstanbul Şubesi, aralarında ÖHD’li avukatların da bulunduğu 100’ü aşkın kişinin Amed merkezli soruşturma kapsamında gözaltına alınmasını İstanbul Adliyesi önünde protesto etti. Eyleme, ÖHD Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) İstanbul Milletvekili adayı Özgül Saki ve çok sayıda avukat katıldı.  “ÖHD susmadı, susmayacak” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarının atıldığı eylemede ilk olarak Avukat Negehan Avçil konuştu.

Gözaltıların insan haklarının temel ilkelerine aykırı bir biçimde yapıldığını belirten Avçil, soruşturma dosyası hakkında gizlilik kararı ve avukat görüş kısıtlılığının olduğuna dikkat çekti. Kitlesel gözaltının seçim nedeniyle yapıldığının altını çizen Avçil, “14 Mayıs yaklaştıkça rejiminin sona ereceği gerçeğiyle yüzleşen siyasal iktidar, 20 yılı aşkın süredir devam ettirdiği politikalarıyla insan hakları mücadelesini sekteye uğratmak adına; yargı eliyle savunmayı, halkın haber alma hakkını ve muhalefeti etkisiz hala getirmeye çalışmaktadır. Toplumun tüm muhalif kesimlerine ve hak savunucularına karşı sürdürdüğü yargı tacizini avukatlar, hakikati ortaya çıkaran basın emekçileri ve siyasetçiler üzerinde de sürdürmeye devam etmiştir. Yargının giderek daha da siyasallaştığını, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının daha fazla ihlal edildiğini, fikir ve düşünce özgürlüğünün yok sayılarak hukuksuzca yüzlerce gazeteci, siyasetçi ve meslektaşlarımızın hapishanelerde tutulduğunu ve bugün de gözaltı ve tutuklama tehdidiyle siyasal iktidarın son çırpınışlarla rejimini devam ettirmeye çalıştığını gördüğümüzü, baskılara boyun eğmeyeceğimizi ve mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğimizi haykırıyoruz” dedi.

ÖHD Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak, gözaltıların zamanlanmasına dikkat çekerek, manidar olduğunu söyledi. Gözaltı işleminin siyasal açıdan değerlendirilmeye muhtaç olduğunu ifade eden Çakmak, “Normal bir gözaltı gibi yaklaşmıyoruz. Türkiye’de hukuk mücadelesi veren, insan hakları mücadelesi veren herkes bu gözaltılarla karşılaşıyoruz. Hukuk devleti ilkesi iddiası bulunan bir ülke açısından yüz kızartıcı bir durum teşkil etmektedir. Bu yüz kızartıcı durum ile bu gün de karşı karşıya geldik. Hak, insan hakları mücadelemizi sürdüreceğimiz ve geri adım atmayacağımızı söylemek istiyorum” ifadelerini kullandı.

Avukat Kemal Aytaç, gözaltılarla kaos ortamı yaratılmak istendiğini kaydederek, şöyle dedi: “Hiç kimse bir halkı ve o halkın haklı mücadelesi önünde duramaz. Ne gözaltılar ne işkenceler ne yargısız infazlar, ne yaparsanız yapın bu halkın demokrasiye, özgürlüğe olan bağlılığı giderek yükseliyor. Önümüzdeki süreç için de bunu diyebiliriz. O yüzden ne yapacaklarını şaşırdılar. Bize düşen bu saldırılara özenli, dikkatli ve azla susmadan sesimizi yükselterek, tavrımızı koymaktır. Oyunlarına gelmemeliyiz.”

ÇHD adına konuşan Güçlü Sevimli de Kürt halkına yönelik saldırıların uzun yıllardır sürdüğünü ifade ederek, bugün yaşanan gözaltıların da bunun devam olduğunu söyledi. Sevimli, “Dün olduğu gibi bugün de Kürt halkının yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.

Yeşil Sol Parti milletvekilli adayı Özgül Saki, gözaltına isimlere işaret ederek, kadın gazetecilerin, aydınların ve avukatların saldırı altında olduğuna dikkat çekti. Saki, “Bunun hem hukuksal hem toplumsal mücadelesini vermeye devam edeceğiz ve hesap soracağız. Tüm bu uygulamalara karşı dayanışma içinde olalım” çağrısında bulundu.

Bir yıl içinde gözaltına alınan ve tutuklanan Kürt gazetecilerin sayısına dikkat çeken JİNNEWS muhabiri Marta Sömek, AKP’nin kaybettiği her dönem Kürt basınını hedef aldığını belirtti. Gözaltıları “senaryo” olarak nitelendiren Sömek, Apê Musa ve Gurbetelli  Ersöz’den miras aldıkları mücadeleyi sürdüreceklerinin altını çizdi. 

HDP’li Vekil Musa Piroğlu ise gözaltıları “sandık çalma” olarak nitelendirerek, “Buna karşı durmak iktidarın karşısında olan herkesin görevidir. Bu zorbalık bitecek. Eninde sonunda kazanacağız. Bu saltanata hep birlikte son vereceğiz” diye belirtti.