Silivri’de avukatlar da anadilde savunmada ısrarlı

Silivri’de avukatlar da anadilde savunmada ısrarlı

Ýstanbul Silivri Cezaevi Kompleksi’nde görülmesine devam edilen Ýstanbul KCK davasında söz alan avukatlar, Ýddianamenin savcılıða iade edilerek, yargılama yapılacaksa anadilde savunma hakkının kabul görülmesini istedi. Duruşmada konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Av. Mehmet Emin Aktar, "Bu davanın adı postmodern parti kapatma davasıdır" dedi.

Sabah saatlerinde tutuklu Kürt siyasetçilerinin anadilde konuşmaları, mahkemenin ise mikrofon kapatmaları ile başlayan ilk duruşma, öðleden sonra BDP PM üyesi Hasan Özgüneş’in söz almasıyla başladı. Kürtçe savunma yapmak isteyen tüm sanıkları temsilen konuştuðunu söyleyen Özgüneş, bugün 2 Temmuz katliamının yıl dönümü olduðunu hatırlatarak, "2 Temmuz bizim için yas günüdür. Cezaevinde bulabildiðimiz oranda bugün siyah giyinerek duruşmaya çıktık. Burada olmasaydık belki de Sivas'ta olacaktık" dedi.

‘BÝZ KÜRDÜZ’

Roboski katliamını da hatırlatan Özgüneş, "Bütün bu katliamları kınıyoruz. Bizim mücadelemiz bu katliamların olmaması için, barış, özgürlük ve kardeşlik içindir" diye konuştu. Özgüneş, anadilde savunma yapmak istediklerini belirterek şunları söyledi: "Çünkü biz Kürdüz. Anadilimiz Kürtçe. Bizi ve toplumu yıllarca oyalamaya çalıştılar. Tarihimizi ve kültürümüzü asimile ettiler. Başbakan Erdoðan Almanya'da asimilasyona karşı çıkıyordu. Evet asimilasyon bir suçtur. Kürt için de suçtur. Türk'e uygulanırsa o da suçtur. Dilimize bilinmeyen bir dil demek inkarın devamıdır. Anadilde savunma evrensel hukukta yer alan doðal bir haktır. Doðal haklar tartışma konusu bile yapılamaz."

Ardından konuşan Avukat Fırat Hepözdemir ise, anadil yasaðının 12 Eylül faşizminin "Türkçe konuş çok konuş" anlayışının devamı olduðunu söyledi. Mahkeme heyetinden anadilde savunma hakkını kısıtlayan CMK'nın ilgili maddesini Anayasa Mahkemesi'ne götürmesini talep eden Hepözdemir, "Mahkeme anadilde savunma talebini kabul etmeyecekse gerekçelerini bize açıklasın" dedi.

Avukat Adem Çalışçı ise dosyadaki hukuka aykırı delillerin tamamının dosyadan çıkarılmasını istedi.

Avukat Ercan Kanar, yargılamanın özel yetkili mahkemelerin tartışıldıðı bir dönemde yapıldıðını hatırlatarak iddianamenin düşmanla savaş hukukuna göre hazırlandıðını söyledi. Ýddianamenin direnme hakkını suç saydıðını belirten Kanar, “Bu iddianame delil üretiyor. Adeta insanların zihinleri taranmış. Bu engizisyon mantıðıdır" diye konuştu.

Ýddianamede sanıkların ‘silahlı terör örgütü’ üyesi olmakla suçlandıðını hatırlatan Kanar, "Ancak savcı 'Kandil'den farkı yoktur bu örgütün, tek farkı silahsız olmasıdır' diyor. Bu nasıl çelişki" diye sordu. Ýddianamedeki delillerin hukuka aykırı toplandıðını belirten Kanar, "BDP herhangi bir kahvehane aranır gibi aranmıştır. Avukat bulundurulmadı. Dolayısıyla bu deliller dosyadan çıkarılmalıdır" dedi. Kanar, mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerektiðini belirterek, görevsizlik kararı vermeden yargılama yapacaksa da anadilde savunma talebini kabul etmesi ve hukuka aykırı delilleri dosyadan çıkarması gerektiðini dile getirdi.

AKTAR: NEDEN KÜRTÇE DIŞINDA BÝR DÝL DÝYORSUNUZ?

Diyarbakır Baro Başkanı Av. Mehmet Emin Aktar, iddianameyi "Kürtlerin demokratik siyaset yapma hakkına müdahale" olarak deðerlendirdi. Aktar, "Bu davanın adı postmodern parti kapatma davasıdır" dedi. Kürtçe savunma ile ilgili olarak da Aktar, mahkeme heyetine "Neden 'Türkçe dışında bir dil' diyorsunuz? Ýngilizce konuşsalardı bilmeyecek miydiniz?" diye sordu.

DOÐAN: ALTYAPISI NAZÝLER TARAFINDAN YAZILMIŞ

Av. Baran Doðan da "Bu iddianamenin teorik altyapısı Naziler tarafından yazılmıştır ve düşmanla savaş hukukuna dayanır. Burada adalet beklentisi içerisinde deðiliz ama beklentim mahkemenin adli gerçeði bulmasıdır" dedi.