Şengal’ın özgürlüğü ve fırsatçı yaklaşım...- Cahit Mervan
3 Ağustos 2014 günü DAİŞ tarafından işgal edilen Şengal Kürt güçleri tarafından iki gün süren kapsamlı bir operasyon sonucu özgürleştirildi.
3 Ağustos 2014 günü DAİŞ tarafından işgal edilen Şengal Kürt güçleri tarafından iki gün süren kapsamlı bir operasyon sonucu özgürleştirildi.
3 Ağustos 2014 günü DAİŞ tarafından işgal edilen Şengal Kürt güçleri tarafından iki gün süren kapsamlı bir operasyon sonucu özgürleştirildi.
Şu anda Şengal Kürt güçlerinin denetiminde.
Ancak Kürt güçleri homojen değil. İki ana güçten oluşuyor: Gerilla-YBŞ güçleri ve Peşmerge.
Şengal’ın özgürleştirilmesinde her iki gücünde emek ve katkısının olduğunu söylemek icap etse de, bazı gerçeklerin altını çizmekte yarar var.
Şengal operasyonu başladığından bu yana PDK basını tek bir kelime dahi olsa Şengal’ın özgürlüğü için canını ortaya koyan gerillalardan, Ezidî güçlerinden bahsetmedi. Etmiyor da.
Böylelikle, aklınca, Şengal’ın sadece peşmergeler tarafından DAİŞ çetelerinden kurtarıldığı algısını yaratmaya çalışıyor.
Bunun boş bir çaba olduğu kesin. Günümüz iletişim çağında gerçeği bir noktaya kadar kamuoyundan gizleme, kaçırma ve saklamayı başarsanız da gerçeğin er veya geç, hem de kısa biz zaman dilimi içinde ortaya çıkmasını önleyemezsiniz.
Tıpkı şuan Şengal’ın özgürleştirme operasyonunda gerillanın belirleyici rolünü gizleme olanağının olmadığı gibi. Yüzlerce fotoğraf, video görüntüsü, tanıklar Şengal operasyonunda gerilla güçlerinin DAİŞ çetelerine ölümcül darbeler vurduğunu ve onun Şengal’dan sökülüp atılmasında belirleyici kara gücü olduğunu gösteriyor.
Bu saklanabilinir, üzeri örtülebilinir bir durum değil.
3 Ağustos 2014’te Şengal’ı savunmayarak, geri çekilen gücün bugün zaferi kendi hanesine yazması ne anlaşılır bir şeydir, nede etik bir davranıştır.
Evet, KDP açısından 3 Ağustos bir sendromdur. Bunun aşılması için mutlak bir zafere ihtiyaç duymuş olabilir. Buda anlaşılır bir şeydir. Eğer bu sendromu açmak için KDP tek başına Şengal’ı DAİŞ’ten özgürleştirmiş olsaydı, ortada söylenecek bir şey olmazdı.
Ancak Şengal Kürt güçlerinin ‘ortak’ operasyonu sunucu özgürleştirildi. Dünya âlem bu gerçeği böyle biliyor.
Şengal’de çok istenilmesine rağmen, KDP’nin ayak diretmesi sonucu ortak komutanlık kurulamadı. Bir anlamda herkes bulunduğu yerden operasyona katıldı. Ortak komutanlık olmamasın rağmen DAİŞ sökülüp atıldı.
KDP basınının gerillayı görmemesi, yok sayması iki güç arasındaki geleneksel rekabetin bir sonucu da sayabiliriz. Ancak sahada diğer Güney Kürdistanlı güçleri yok saymasını nasıl izah edeceğiz? YNK Peşmergelerinden hiç bahsetmemesi, sanki onlar yokmuş gibi davranması mantıklı mı? KDP basınında tek bir YNK’liye mikrofon uzatıldığını gördünüz mü hiç? Halbuki onlarda o topraklar için can veriyor, kan döküyorlar.
Kaldı ki, bu tutuma ilk tepkilerde gelmeye başladı. Örneğin YNK Irak Parlamentosu üyesi Dr. Bestun Adıl Zengena ANF’ye verdiği demeçte, Şengal’in Peşmerge, PKK Gerillaları, YBŞ, YPJ-Şengal ve HPC güçlerinin ortak operasyonuyla özgürleştirildiğini belirterek; “hiçbir gücün verdiği bedel ve mücadele inkâr edilmemeli” dedi.
Şengal’ın özgürleştirilmesi ne kadar stratejik öneme sahiptiyse, bundan sonra ne olacağı da o kadar önemli.
Halk yerine-yurduna dönecek. Hatta KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta’nın STERK TV’ye yaptığı açıklamaya göre, Rojava’dan halk dönüş için hazırlıklara başlamış bile. Otobüslerin tutulduğu söyleniyor.
Yakılmış-yıkılmış bir şehrin yeniden inşası, halkın tekrardan özgür bir ortamda huzur içinde yaşaması için yapılacak onca şey varken, başkasının emeği üzerinden bir zafer ve gelecek inşa etmek mümkün değildir.
Şengal’de tüm Kürt güçleri var. Kürt güçleri arasında iyi bir koordine sağlanmadığı taktirde kazanımlar ciddi manada tehlikeye girecektir. Bu nedenle KDP kompleksten vazgeçmeli gerillanın varlığını tanımalıdır.
Bundan sonra yapılacakları ise birkaç başlıkta özetleyebiliriz.
Bir: İlk önce Şengal’ı özgürleştirmek için şu veya bu oranda operasyonda yer alan güçler arasında, en azında gerilim ve sürtüşmeleri önleyecek bir koordinasyona ihtiyaç vardır.
İki: Tez elden KDP basını yürüttüğü ‘Şengal’i peşmerge kurtardı’ algı operasyonundan vazgeçmelidir. Gerillanın bu operasyondaki belirleyici rolünü inkâr etmemelidir.
Üç: DAİŞ faşizminden kaçmak zorunda kalan halkın geri dönüşü için herkes elinden ne geliyorsa yapmalıdır.
Dört: Şengal’ın bundan sonra nasıl olacağına, Federal Kürdistan içindeki yerine halk karar vermelidir. Halkın özgürce iradesini ortaya koyacak ortam yaratılmalıdır.
Beş: Şengal’ın özgürlüğü Kürtler arası ilişkilerin gelişmesi, Ulusal Kongre’nin toplanması için bir vesile olmalıdır. Bu bir temenniden öteye geçmelidir.
Bir noktaya tekrar tekrar dikkat çekmekte yarar var: KDP 3 Ağustos’ta içine düştüğü durumdan tek taraflı zafer ilanlarıyla içinde çıkamaz. Bunun yolu herkesin hakkını teslim etmekten ve Şengal halkının dönüşü ile birlikte orta koyacağı iradeye saygılı olmaktan geçiyor.