AKP hükümetine yıllardır destek veren, AKP'nin 'kardeş partisi' muhafazakar Moderat Partisi de, Kürtlere yapılan saldırılara karşı harekete geçti. Aynı zamanda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenterler Meclisi (AGİT-PA) Delagasyon Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Moderat Partisi Milletvekili ve Parlamento Dış Komisyon Üyesi Margareta Cederfeldt, Kuzey Kürdistan'da özyönetim direnişlerine yapılan saldırıları yazılı bir soru önergesiyle gündeme getirdi. Cederfeldt, 'Türk devletinin Kürtlere yönelik canice saldırılarının durdurulması için' İsveç'in devreye girmesini istedi.
Konuya ilişkin görüşüne başvurduğumuz Cederfelt, sivil halka yönelik saldırılara kesin bir dille karşı olduğunu ifade
etti.
'AB HAREKETE GEÇMELİ; TARAFLAR MÜZAKEREYE BAŞLAMALI'
Kendisinin İsveç hükümetinin Kürtlere yönelik saldırılarını Avrupa Birliği'nde (AB) gündeme getirmesini talep ettiğini aktaran Cederfelt, sivillere yönelik saldırıların durdurulması için AB ve diğer Avrupa ülkelerinin devreye girmesini istedi.
Cederfelt, şu değerlendirmede bulundu: "Kürtler köklü gelenekleri olan bir halk ama tarih boyuca ayrımcılığa uğramışlar. Dışlanmış ve saldırılara uğramışlar. Bu tamamıyla kabul edilemez. Tüm halklar gibi Kürtlerin de kimliklerini ve kültürlerini koruma hakları var. Tarafların yeniden müzakere masasına oturmaları ve görüşmelere başlamaları gerekir. Soruna barışçıl çözüm bulunması için bu gerekli. Yeniden bir çatışma riskinin olmaması için de görüşmeler üçüncü bir tarafın gözetiminde yapılmalı."
'İHLALLER ALARM VERİCİ BOYUTTA!'
Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğü ihlallerinin alarm verici boyutlara ulaştığını Türkiye'deki temasları sırasında yakından gözlemlediğini söyleyen Cederfelt, şunları kaydetti:
“İnternette 100 bini aşkın web sitesi kapatıldı ki bu doğal olarak demokrasiyle bağdaşmaz. Gazete ve medya kuruluşlarına mahkeme kararıyla el konuluyor. Benim için Türkiye'de medyanın özgür olması çok önemli. Türkiye'de uzun yıllardan beri ifade ve basın özgürlüğü, tartışma ve düşünce alışverişinde bulunma geleneği var. Hükümet buna saygı göstermeli. İnsanlar hem düşüncelerini söyleyebilmeli, ülkede olanlar hakkında medyadan bilgi alabilmeli. Tüm bunların engellenmesine dış dünya tepki gösterdi."
Cederfelt, seçimler sırasında medyaya yönelik baskıların daha da artması ve çatışmaların yaşanmasının ülkedeki ortamı gerdiğini ve özellikle HDP'nin partiye yönelik saldırılardan dolayı seçim çalışması yürütemediğini söyledi. Cederfelt, bazı yerleşim birimlerindeki sandıkların başka yerlere güvenlik gerekçesiyle taşınmasının doğru olmadığını da ifade etti.
'SESSİZ KALMAMALIYIZ'
Türkiye'deki gelişmelerin giderek olumsuzlaştığını, kutuplaşmanın ve medya ile entelektüellere yönelik baskı ve saldırıların artmakta olduğunu gözlemlediğini belirten Cederfelt, şöyle devam etti:
“İsveç'e bakın... Ülkemizde basın ve ifade özgürlüğü var. Gazeteler hükümetin emrinde değil ve iktidardakileri savunmak zorunda değil. Herkes istediği konuda istediği şekilde görüşlerini ifade edebiliyor. İnsanların bunu yapabilmeleri çok önemli. Yoksa biz toplumun gelişmesini ve ileriye doğru yol almasını nasıl sağlayabiliriz? İnsanlar düşüncelerini özgürce ve barıçıl yollardan ifade edebilmeli. Ben bir parlamenter olarak Türkiye'de bunun gerçekleşmesi için çabalarımı sürdüreceğim. Konuyu tekrar tekrar parlamento gündemine getireceğim. Basın özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması ve insan haklarına saygı gösterilmesini talep edeceğim. Önemli olan konuyu canlı tutmak ve susmamak. Eğer susarsak ve olanları görmezden gelirsek var olan ihlalleri meşrulaştırırız.”
AKP'YE ÇAĞRI
İsveçli Milletvekili Margareta Cederfeldt, son olarak da AKP'ye şu çağrıda bulundu:
“Savaşa son verin ve yeniden müzakerelere başlayın. Cezaevindeki gazeteci ve aydınları serbest bırakın. İnterneti sansürlemeye son verin. Basın özgürlüğüne ve insan haklarına saygı gösterin.”