Sanki mahkeme değil, karakol!

Sanki mahkeme değil, karakol!

7 Haziran 2012’de İstiklal Caddesi’nde Murat Şalcı, Ahmet Usal ve Mervan Kurt’u darp edip Şalcı’yı komalık eden polisler Levent Karadeniz, Erdem Ata, Murat Turan ve Burak Mugul hakkındaki ilk duruşma 27 Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada, sanık polislerin mağdurlara ve avukatlarına sürekli sataşması nedeniyle gerginlik çıktı. Bunun üzerine mahkeme özel güvenlik birimleri çağırdı. Ancak sanık polislerin güvenlik görevleriyle konuşup, duruşma salonunda rahatça çıkıp hava alması, sanki duruşmanın mahkeme salonunda değil de değil karakolda yapıldığı izlenimini verdi.

SANIK POLİSİN İFADESİNE BİR DE MERDİVEN EKLENDİ

Müşteki ve sanık avukatlarının yerini aldığı ilk duruşmada, sanık polislerin yanısıra, polis darbı sonucu beyin kanaması geçiren mağdur Murat Şalcı ve dövülen Mervan Kurt hazır bulundu. Sanıkların kimlik tespitlerin ardında ilk sanık Levent Karadeniz savcılıkta verdiği ifadeyi tekrarladı. Sanıklardan Erdem Ata verdiği çelişkili ifadesi ise mahkemeye damgasını vurdu. Ata, daha önce verdiği ifadelerinden farklı olarak, bu kez mağdur Murat Şalcı’nın kendisine merdivenlerden koşarak saldırdığını, küfür ettiğini bu nedenle kendini koruma amaçlı panik ve heyecanla müdahale ettiğini beyan etti.

KOMALIK EDERKEN PSİKOLOJİN NASILDI?

Mağdur Murat Şalcı bu çelişkili beyana tepki gösterdiğinde, Hakim Meral Tokat’ın, karşılık veren sanığa değil mağduru susturması dikkat çekti. Hakimin bu tavrı karşısında söz alan müşteki avukat Gülizar Tuncer, müvekkili Şalcı’nın beyin kanaması sonrası büyük bir travma yaşadığını, psikolojinin bozuk olduğunu hatırlattı. Bunun üzerine araya giren sanık polis Ata, asıl kendi psikolojilerinin bozulduğunu, konuyla ilgili basında çıkan haberlerden dolayı yıprandıklarını, bu olayın propaganda malzemesi yapıldığını öne sürdü.

MÜŞTEKİ AVUKATIN SORU SORMASI ENGELLENDİ

Duruşmada müşteki avukatların sanıklara soru sorması da resmen engellendi. Duruşmada sanık Erdem Ata’ya olayın başlangıcı ile alakalı soru sormaya çalışan müşteki avukatı Tuncer’ın sözü hem sanıklar hem de avukatı Veysi Yeğen tarafından defalarca kesildi. Hakim, Tuncer’den soruları yazılı olarak vermesini isterken, Tuncer hakime Ceza Yargılama hukuku açısından sanığa doğrudan soru sorma hakkının olduğunu hatırlattı. Avukatların soru sormasına dahi izin verilmeyen duruşmada hakim duruşma tutağını yazdırması ise dikkat çekti.

YALANCI SUÇLAMASI

Avukat Gülizar Tuncer yaşanan olayın basit bir darp olmadığını, sokakta başlayıp karakolda devam eden sistematik bir işkence olduğunu, bu nedenle yargılanmanın Asliye Ceza Mahkemesinde değil Ağır Cezada görülmesi yönünde talepte bulunurken, sanık polis Erdem Ata’nın Tuncer’e “Yalancısın” diye çıkışması bir kez daha gerginliğe neden oldu.

Avukatların taleplerini alan mahkeme heyeti, sanık avukatın istemi üzerine, mağdurlar hakkında 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nde açılan ilk dosyanın sanık polislerin dosyasıyla birleştirilmesine muvafakat edilmesine, dosyadaki raporlar ve bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunulması için sanıklar müdafisine süre verilmesine, görevsizlik talebinin incelenmesine, sanıkların vekili tanık bildirmek için süre istediğinden bu sürenin verilmesine, müşteki Ahmet için yazılan talimatın bekletilmesine karar vererek bir sonraki duruşmayı 25 Şubat 2014 günü saat 14.30’a erteledi.

Gerginliğinin ve sözlü sataşmanın tırmandığı duruşmada sanık polislerin rahat tavırları ise dikkat çekti. Güvenlik görevlilerle konuşan sanıklar, hava almak üzere duruşmadan defalarca çıkması gözlerden kaçmadı.