Sancar: Yeni bir iç savaş durumuyla karşılaşabiliriz

HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, 1 Kasım sonrası, başkanlık sistemi konusunda AKP’nin bir mevzi kazandığını belirtti.

HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, 1 Kasım sonrası, başkanlık sistemi konusunda AKP’nin bir mevzi kazandığını belirterek, kendini sol-sosyalist hisseden bütün güçlerin de her koşulda “Neden iktidarı alamıyoruz?” sorusunu sorması ve olabildiğince de serinkanlı değerlendirme yapması gerektiğini söyledi.

AKP hükümetinin, istikrar amacıyla devreye soktuğunu iddia ettiği politikaların, toplumsal barışı dinamitlediğini ve yeni bir iç savaş durumuna yol açtığını belirten Sancar, “En büyük istikrar, bir ülkede toplumsal barışın daimidir” diye konuştu.

Siyaset bilimi, insan hakları ve devlet kuramı konularında uzman, HDP Mardin Milletvekili Prof. Dr. Mithat Sancar, ANF’ye konuştu.

‘AKP BAŞKANLIK SİSTEMİ KONUSUNDA BİR MEVZİ KAZANDI’

1 Kasım seçimleri sonrası ülke de, “rejim değişikliğine gidildiğinin” tartışıldığını ama rejim kavramının iyi tartışılıp, kavramın iyi açılmadığını söyleyen Sancar, “Rejim değişikliği kavramını iyi açmak gerekiyor. Burada bahsedilen parlamenter sistem yerine başkanlık sistemi gelmesi ise bu konuda AKP kendine göre mevzi kazanmış görünüyor. Ama rejim değişikliği denildiğinde kastedilen bu adil özgürlükçü olmayan anti demokratik rejimin değiştirilmesi ise bunun için yapmamız gereken var elbette. Rejim değişikliği kavramı doğru kullanılamıyor. Kastedilen eğer AKP’nin kendi hedeflerine biraz daha fazla yaklaşması ise bu doğrudur. AKP’nin hedefi Türk tipi başkanlık diye özetleyeceğimiz tek adam yönetimi. Muhalefetin susturulduğu etkisiz hale getirildiği bir baskıcı sistem. Bu açıdan muhafazakârlığın yaşam tarzı olarak daha fazla yaygınlaştırıcı bir toplumsal ilişkiler sistemi. Bütün bunlarsa elbette 1 Kasım’daki sonuçlar AKP’yi bu konuda cesaretlendirmiştir. Ama hükümetin değiştirilmesi dahil bütün konular sadece 1 Kasım seçim sonuçlarıyla değişecekmiş gibi değerlendirilmemeli” dedi.

‘MUHALEFET BLOĞU OLUŞTURULMALI’

AKP’nin istediği sistem yerleştirmesinin şu an meclis tablosu açısından da çok zor göründüğünü sözlerine ekleyen Sincar şunlara dikkat çekti: “Ama bir de toplamsal muhalefet var. Bir de aydın, demokrat muhalefet var. Bütün bunlarla birlikte, HDP hala yüzde on bir oyla geniş bir toplamsal desteğe güçlü, bir parlamento grubuna sahiptir. Geniş bir demokratik muhalefet bloğu bir demokratik güç birliği bu çerçevede inşa edilebilir. HDP bunun motoru olarak elbette üzerine düşeni yerine getirecektir.”

‘YENİ SAVAŞ DURUMUYLA KARŞILAŞABİLİRİZ’

AKP hükümetinin 7 Haziran seçimleri sonun da yaymaya çalıştığı korku ve umutsuzluğun toplum da karşılık bulduğuna dikkat çeken Sancar, AKP’nin milliyetçi politikalarının da MHP tabanın da ciddi bir şekil de etkilenme yarattığını ifade etti. Sancar, “AKP şu aşamada bu stratejiyle hedeflenen sonuçlara ulaşmış görünüyor. Aslında bu stratejiyi devreye sokarken %49,5 gibi bir oyu da beklemiyordu muhtemelen. Beklediğinden fazla bir oy desteği ile mecliste sandalye sayısı elde etmiş görünüyor AKP. Ama bu başarı istediklerini yapma imkanını da vermez. Çünkü bunun altında çok kırılgan ve tehlikeli bir zemin var. Bu başarıyı yaratmak için bu sonucu elde etmek için daha doğrusu ülkede çok derin bir kutuplaşma giderek daha yıkıcı hale gelecek. Bir savaş atmosferi yarattılar. Bu şartlarda istediklerini gerçekleştirmeleri bana göre mümkün değil, tam tersi eğer aynı yolda yürümeye devam ederlerse ülkenin tamamını sarsacak yeni savaş durumlarıyla karşılaşmamız çok muhtemeldir” diye konuştu.

‘NEDEN İKTİDAR OLAMIYORUZ’

Sol, sosyalist bütün güçlerin her koşulda “Neden iktidarı alamıyoruz?” sorusunu sorması ve olabildiğince de serinkanlı değerlendirme yapması gerektiğine vurgu yapan Sancar şöyle devam etti: “HDP bu açıdan büyük bir şans büyük bir imkandır. 12 Eylül’den sonra ilk defa bu kadar güçlü bir toplamsal dinamizm ve bu kadar güçlü bir toplamsal destek yaratılmıştır. Demokrasi, özgürlük, eşitlik ve barış solun temel değerleri açısından önemli bir destektir. Şimdi bu dalgayı daha yükseklere taşımak için neler yapmamız gerektiğini Türkiye’de bütün demokrat, sol ve sosyalist çevrelerle değerlendirmemiz gerekiyor.”

‘İSTİKRAR: TOPLUMSAL BARIŞIN DAİMİDİR’

AKP hükümetinin sürekli arttığından bahsettiği istikrarın; “Muhalif sesleri susturmak, kendisine itiraz edenleri etkisiz hale getirmek ve böylece istediği gibi ülkeyi yönetmektir” olarak niteleyen Sancar, “İstikrardan kastettikleri budur. Öte yandan kamu güvenliği adı altında yürüttükleri çok sert acımasız operasyonlar var. Burada saydığınız yerlerde Cizre’de, Nusaybin’de, Sur’da ve Silvan’da yaptıkları şey ise bütünüyle hukuk dışı bütünüyle insanlık dışı operasyonlardır. Kendi hukuklarını da çiğniyorlar. Rastgele ateş açmayla sivilleri katlediyorlar, şehirleri yakıp yıkıyorlar, bu yolla arzuladıkları ‘kamu güvenliğini’ de, ‘istikrarı’ da sağlamaları mümkün değil. Dolayısıyla daha fazla gerilim daha fala çatışma yaratır bu stratejiler. Şu anda AKP hükümetinin, istikrar amacıyla devreye soktuğunu iddia ettiği politikalar toplumsal barışı dinamitliyor. En büyük istikrar bir ülkede toplumsal barışın daimidir” dedi.

‘ROJAVA’YI İŞGAL ETME POLİTİKASI’

Türkiye’nin, genelde Suriye ama özel de Rojava bölgesine askeri kara harekatı düzenleme planı değerlendiren Sancar, böyle bir kara harekatını Türkiye’nin tek başına yapma imkanın olmadığı belirtti.

“Bu konuda koalisyonu özelliklede Amerika’yı ikna etmeye çalıştıkları biliniyor. ABD’nin buna şu anda onay vermediği de anlaşılıyor. Türkiye’nin, Cerablus’ta bir tampon bölge oluşturma politikası aslında Rojava’yı işgal etme politikasıdır. Kürtlerin, Rojava’daki inşa etmekte oldukları statüyü tahrik etme politikasıdır. Bütün hedefleri Kürtleri engellemektir. Kürtleri zayıflatmaktır. Ancak bunun kolay olmadığı ortada. Türkiye, şayet böyle bir politikada ısrar edecek olursa hem Suriye hem ülke içinde ciddi problemlerle karşılaşır. Kürt sorunuyla savaşın derinleşmesi ve yayılması anlamına gelir. Rojava’daki Kürtlere düşmanlık yaparak Türkiye’deki Kürtlerle barış içinde yaşamak mümkün değil” diyen Sancar, bunun tehlikeli bir oyun olduğunu da ifade etti. Eğer böyle bir maceraya kalkışacak olursa bunun sonuçlarının Türkiye halkları için hiç de iyi olmayacağını da belirten Sancar, “Ülkenin bütünü için yeni bir karmaşa ve kaos yeni bir çatışma evrenine geçme gibi vahim sonuçlar da doğurabilir” diye konuştu.