Salgın ve iktidar 128 işçiyi daha öldürdü

İSİG, 11 Mart-10 Mayıs arasında en az 128 işçinin salgından dolayı yaşamını yitirdiğini açıkladı. İSİG, AKP-MHP iktidarının, toplumun hayatını riske atan politikalar izlediğini vurguladı.

İstanbul İşçi Sağlığı ve Güvenliği (İSİG) Meclisi, koronavirüs salgını nedeniyle çalışma yaşamında ortaya çıkan sorunlara ilişkin hazırladığı ikinci raporunu yayımladı.

'EN FAZLA YOKSULLAR ÖLÜYOR'

İşyerlerinin can pazarına dönüştürüldüğüne dikkat çekilen raporda, 11 Mart-10 Mayıs arasında en az 128 işçinin salgın nedeniyle yaşamını yitirdiği belirtildi.
Raporda, salgının bir sınıf sorunu olduğunun izlenen politikalarla ortaya çıktığı, hasta ve ölüm oranlarının en fazla üretim merkezlerinin bulunduğu kentlerde görüldüğü vurgulandı.
Salgının ikinci ayında sermayeyi koruyan ve işçi sınıfını 'sürü bağışıklığına' iten politikalara dikkat çekilen raporda, bunun, virüsün işyerlerine ve işçilerin yaşam alanlarında hızla yayılmasına sebep olduğu kaydedildi.

'HALK SAĞLIĞI KORUNMADI'

Raporda, maske krizinin halk sağlığını korumak için izlenen politikaların yetersizliğini ve plansızlığını kanıtladığı vurgulandı.
İşçilerin bugünlerde de iş yerlerine gönderildiğine vurgu yapılan raporda, Adana’da sokağa çıkma yasağında polisin 'dur' ihtarına uymadığı gerekçesiyle Suriyeli tekstil işçisi genci vurarak katletmesi de örnek gösterildi.
Raporda, salgının ikinci ayında daha da yaygınlaştığı, işverenlerinin salgına yakalanan işçilere rağmen üretimi sürdürdüğü ve pozitif vakaları toplumdan sakladığı kaydedildi.

TESPİTLER

Raporda yer alan tespitlerden bazıları da şöyle:
"Salgının ikinci ayının sonlarında kontrol altına alınmadan ‘normalleşme’ adı altında ekonomik hayatın canlandırılması politikaları hız kazandı ve temas riskinin en fazla olduğu alanlardan birisi olan AVM’lerin açılması gibi hazırlıklar yapıldı. Bu koşullarda bilim insanları tarafından tartışılan salgının ikinci dalgasının hedefinde doğrudan yine işçilerin olacağı açığa çıktı.
Hayatını kaybeden emekçilerin 9’u kadın 119’u erkek.
Hayatını kaybeden emekçilerin yaş ortalaması 50.
Hayatını kaybedenlerin 98’i ücretli (işçi ve memur), 30’u ise kendi nam ve hesabına çalışan.
Kaybettiğimiz işçilerin en az 18'i (yüzde 15) sendikalı idi.
Salgının ilk iki ayında Covid-19 sebebiyle hayatını kaybeden işçilerin 78’i (yüzde 60) İstanbul, 9’u Kocaeli, 7’si İzmir, 5’i Bursa, 3’ü Ankara, 3’ü Gaziantep ve 23’ü de diğer illerde çalışmaktaydı.
İşten atmalar, ücretsiz izin, yıllık izin kullandırma dayatması, salgının ilk ayında işten atmalar, ücretsiz izin ya da yıllık izni kullandırma dayatmaları ön plana çıkarken, bu dönemde ise, ücret vermeme, fazla mesai ücreti vermeme, iş tanımı dışında iş yaptırma, angarya, aşırı çalıştırma en yaygın hak gaspları oldu.
Sokağa çıkma yasaklarında organize sanayi bölgelerinin de aralarında olduğu birçok patronun üretime devam etmek için ‘özel izin’ aldığı görüldü.
 Salgının ikinci ayında ücretsiz izin uygulaması yaygınlaşmış, ‘işten atmayı yasaklayan’ ücretsiz izin uygulaması ile binlerce emekçi günlük 39 TL (aylık 1177 TL) ile açlığa mahkum edilmiştir.
İçişleri Bakanlığı’nın talimatı ile geçici süre faaliyetlerine ara verilen işletmelerde çalışan 2,5 milyon kayıtlı işçi risk altındadır.
Cengiz İnşaat’a ait Mardin Mazıdağı demiryolu inşaatında olduğu gibi patronlar, salgın kapsamında alınması gereken işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini talep eden, çalışmama hakkını kullanan işçileri işten çıkartırken, gerekçelerini ‘ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranma’ olarak bildirmiş, işçileri tazminatsız şekilde işten çıkarmıştır.
 Bu süreçte, tespit edebildiğimiz 204 işyerinde virüs bulaşması, çalışma koşullarının teşhiri, sendikalaşma ve performans yetersizliği gerekçesiyle işten atmalar yaşanmıştır."