Sadece milletvekili seçilecek yerlerde oy almakla baraj aşılamaz

Kuşkusuz en iyi adayları seçim listelerine koymak da başarı için gereklidir. Ancak bundan daha önemli olan seçimde başarılı olmaktır

Türkiye’deki seçimlerin kaderini Kürtler ve demokrasi güçleri belirleyecek; yani bu güçleri temsil eden HDP. HDP cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kilit parti olduğu gibi meclis seçimlerinde de kilit partidir. Tabi ki barajı aşması durumunda demokrasi güçleri güçlenecek;  barajı aşamazsa AKP-MHP ittifakı tek başına iktidar olacak. HDP’nin durumunun şu anda sadece sol demokratik güçleri ve Kürtleri değil tüm muhalif güçleri ilgilendirmektedir. Baraj altında kalması sadece HDP’nin değil tüm muhalefetin baraj altında kalması anlamına gelecektir.

HDP’nin barajı aşması önemlidir. Bu da seçim çalışmalarının nasıl yürütüleceğine bağlıdır. HDP sadece milletvekili seçilebilecek yerlerden aldığı oyla barajı aşamaz. HDP milletvekili seçilmesi zor olan, hatta hiç seçilme imkânı olmayan yerlerden alacağı oyla barajı aşar. Bunu dikkate almadan yapılan bir çalışma yüzeysellik ve gaflet olur. Dolayısıyla milletvekili seçilecek olanların, milletvekili seçilemeyecek yerlerde bile seçim çalışması yapmaları gerekir. Bu açıdan Yozgat, Çorum, Tokat, Amasya, Samsun, Kırşehir, Eskişehir, Osmaniye, Trabzon, Zonguldak, Edirne gibi Türkiye’nin tüm illerinde adayların gösterilmesi ve buralarda da seçim çalışmaları yapılması gerekmektedir. Türkiye’nin tüm şehirlerinde HDP’ye oy çıkmalıdır; bunun için çalışma yapılmalıdır. Her yerde HDP için çalışacaklar vardır. Yine her yerde HDP’ye oy verecek bir seçmen kitlesi vardır. Bu çalışma çok önemlidir.

Bu çerçevede önemli olan bir husus da; zaten seçilmeyecek, oyum boşuna gitmesin diyerek başka partilerin adaylarına oy vermek isteyenlerin de olabileceğidir. Bu düşünce biçimi yanlıştır. HDP’ye gidecek her oy barajı aştırma oyudur. Bir tek oy bile 80-90 milletvekili seçtirecek oydur. HDP’nin 100 oyla barajı aşmadığını düşünelim; oyum boşuna gider, o zaman başka partiye verelim diyenlerin ne kadar büyük bir hata yaptığı görülür. Bu nedenle milletvekili seçtiremeyecek 2-3 bin oyun HDP’ye çıkması da büyük önem taşımaktadır.

Geçen seçimde Manisa, Aydın, Hatay gibi biraz daha oy alınsa milletvekili çıkacak şehirlerde alınan oylar HDP’nin barajı aşmasını sağlamıştır. Bu açıdan HDP’ye oy çıkacak her yerde ciddi çalışmalar yürütülmesi gerekmektedir. Bir tek oy için de olsa her yerde çalışmanın önemi vardır.

Diğer dikkat edilmesi gereken husus Türkiye metropollerinden gelecek oylardır. Metropoller oy deposudur. Öte yandan Kürtler, Aleviler ve demokratik güçler İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Mersin, Bursa gibi şehirlerde yoğunlaşmışlardır. Bu açıdan metropollerde Kürtler dışında Alevilerin, demokrasiden yana olan çevrelerin, işçilerin, emekçilerin oyunu almadan barajı aşmak mümkün değil. Kürdistan’da yüksek oy almak önemlidir. Ancak bu oylar metropolden alınan oylarla tamamlanmazsa baraj aşılamaz. Barajın aşılması, hatta yüzde 15’i aşan bir oy alınması ancak metropollerden gelecek oylarla mümkündür. Bu açıdan metropollerde yüksek tempoda çalışmak, ev ev, sokak sokak, mahalle mahalle halka gitmek, HDP’nin barajı aşmasının ve kazanmasının önemini anlatmak gerekir. Eğer metropollerde iyi çalışılmazsa seçimlerde istenilen sonuç alınamaz. Hatta yüzde 10 barajı altında kalınma tehlikesi bile vardır. Bu gibi tehlikeli sonuçları önlemek açısından metropollerde tüm demokratların ve yurtseverlerin aktif biçimde seçim çalışmalarına katılması önemlidir. Kürtlerin, Alevilerin, emekçilerin ve tüm sol demokratların bu seçimde hem örgütlü hem de bireysel olarak çalışmaları seçim sonuçlarını çok olumlu etkileyecektir.

Bu dönemde kimin milletvekili seçilip seçilmediği çok fazla önemli değildir. Zaten her zaman aday listeleri tartışılır. Herkesin görmek istediği ve uygun görmediği adaylar olabilir. Kuşkusuz en iyi adayları seçim listelerine koymak da başarı için gereklidir. Ancak bundan daha önemli olan seçimde başarılı olmaktır. Bu açıdan oy verirken esas olarak partiye ve programa oy vermek önemlidir. Partilerin politikalarını belirleyen kişiler değil, programlarıdır. Dolayısıyla bu seçimde AKP-MHP ittifakını başarısız kılmak önemlidir. Bu da HDP’nin başarısından geçmektedir. HDP’nin başarısı faşizme karşı vurulmuş önemli bir darbe olacaktır.

Kuşkusuz Türkiye’nin ve Kürdistan’ın çoğunluğu Sünni İslam’dır. Türkiye’de hâkim etnisite Türklerdir. Bu açıdan demokratik olmayan Türkiye’de sorunları bulunanlar esas olarak Sünni İslam ve Türk olmayanlardır. Kürtler ve Aleviler kimlikleri ve inançları inkâr edilen en büyük topluluklardır. Ancak bunlar dışında Çerkesler ve Araplar gibi büyük bir nüfusa sahip topluluklar da vardır. İnanç olarak da Hıristiyanlar, Êzîdîler, Caferiler haklarından yoksun yaşamaktadırlar. Bu açıdan Kürtler ve Aleviler dışında Çerkezler, Araplar ve diğer etnik ve dinsel topluluklarla da yakından ilgilenmek gerekir. Araplar etnik kimlik olarak soykırım altında olmalarına rağmen çoğunluğunun soykırımcı ulus devletin yanında yer alan tutumları söz konusudur. Urfa ve Mardin’deki Arapların AKP’ye oy vermeleri trajik bir durumdur. Benzer bir durum Çerkezler için de söz konusudur. Çünkü Çerkezler Kürtlerden ve Araplardan daha fazla soykırıma uğratılmıştır. Halbuki Türkiye’de çok yoğun bir Çerkez nüfus vardır. Abazalarla birlikte düşünüldüğünde milyonlarla ifade edebilecek nüfusları vardır. Ancak büyük çoğunluğu asimile olmuş ve kültürel soykırıma uğratılmıştır. Bu seçimde bu kesimlere seslenmek ve ulaşmak da önemli hale gelmiştir.

Seçim çalışması yaratıcı ve yaygın bir çalışmayı gerektirir. Her şeyden önce de bu seçim kampanyasını bir demokrasi hamlesi ve mücadelesi olarak görmek gerekir. Böyle görülürse büyük bir heyecanla çalışmalara katılım gösterilir ve başarılı sonuç alınır. Tayyip Erdoğan’ın HDP’yi sandığa gömün söylemi ve politikasına da iyi bir karşılık verilmiş olur.

Kaynak: Yeni Özgür Politika