Roni: Kürt halkı geleceğini Öcalan’ın kişiliğinde görüyor

DBP Parti Meclisi Üyesi Rifat Roni, ‘’Sayın Öcalan'ın fikir, görüş ve felsefesinin önlenmesi bir siyasi suikasttır" diyerek, 4 Nisan'ın tecridin kırılmasında ciddi rol oynayacağını vurguladı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın doğum günü olan 4 Nisan’ın yaklaşmasıyla Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Tevgera Jinên Azad – Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) 3 Nisan’da Amara’ya gidişlerin olacağını duyurmuştu. Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış tecridin devam ettiği bir süreçte düzenlenecek olan 4 Nisan etkinliklerinin, siyasal ve sosyal bakımdan nasıl bir rol oynayacağını, Kürt halkının bugüne bakış açısını ve tecridin onlara yansıyan etkilerini DBP Parti Meclisi Üyesi Rifat Roni değerlendirdi.

'ÖCALAN’IN DÜŞÜNCELERİ GELECEĞE IŞIK TUTUYOR'

Roni, 4 Nisan’ı yorumlamak için özgürlük mücadelesinin tarihsel geçmişinin bilinmesi gerektiğini belirterek, Kürt halkının 1970’li yılara kadar gerçekliğinden, dilinden, kimliğinden, kültüründen ve özgürlüğün tadından uzak düşen bir durumda olduğunu kaydetti. “Kürt halkının özgürlük mücadelesi Sayın Öcalan’ın öncülüğünde sıfırın altından başladı” diyen Roni, şunları söyledi: “Kırık yıllık mücadele tarihi boyunca Kürt halkı gün be gün zihniyet, anlayış ve siyaset açısından bilgi sahibi oldu. Tabii egemenler, yani Türk devletinin yetkilileri özellikle Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın görüş ve düşüncelerinin toplumun geleceğine ışık tuttuğunu gördüler. Bu düşüncelerin Kürt halkının vizyonunu geliştirdiğini gördüler. Bu gelişmeleri kendilerine bir tehlike olarak gördüler. Dolayısıyla Kürt halkının kazanımlarına saldırmaya başladılar.”

'SİYASİ SUİKAST'

Roni, şöyle devam etti: “Kürt halkı, elde ettiği kazanımlara yönelik başlatılan saldırıların esasında Sayın Öcalan’a karşı başlatılan saldırılar silsilesi olduğunun farkındadır. 19 yıldır İmralı Adası’nda Sayın Öcalan üzerinde gerçekleşen saldırılar, onun fikir, görüş ve felsefesinin önlenmesi bir siyasi suikasttır. Bugün Sayın Öcalan’ın felsefe ve paradigmasıyla kurulan kurum, kuruluş ve siyasi partilerin her biri halk arasında örgütlenme ve anlayış yarattı. Bunlu HDP ve DBP şahsında somutlayabiliriz. İşte bugün tüm bunlardan dolayıdır ki bu partilerin binlerce çalışanı ve üyesi tutuklu."

‘KÜRT HALKI, GELECEĞİNİ ÖCALAN’IN KİŞİLİĞİNDE GÖRÜYOR’

Kürt halkının on yıllardır Önderliklerinin doğduğu köye akın ettiğini hatırlatan Roni, şunları da ifade etti: “Kürt halkı ve genelde de Ortadoğu halkları Sayın Öcalan’ın varlığını kendi varlığı gibi görüyor. Yeniden doğuş olarak görüyorlar. Dolayısıyla on yıllardır 4 Nisan bir bayram ve şenlik gibi kutlanıyor. Türk devleti, yıllar boyunca Amara köyüne akın eden insanları engellemek için çeşitli yol ve yöntemler denedi. Hatta Kürt halkının iki genci 2009 yılında Amara yolunda şehit oldu. Halkımız her 4 Nisan kutlamalarında bu gençlerini anıyor. Çünkü Kürt kendi kişiliğini ve aydınlık geleceğini Sayın Öcalan’ın kişiliğinde görüyor. Tabii sadece 4 Nisan için değil, yılın üç yüz altmış beş gününde de geçerli bir durumdur. Halkımız her daim Sayın Öcalan’ın sağlığı ve özgürlüğü için onun etrafında halka olmuştur.”

‘TOPLUM ÖCALAN ETRAFINDA KENETLENECEK'

Öcalan’ın özgürlüğünün, toplum üzerinde gerçekleştirilen tüm baskı ve zulümlerin dünya kamuoyunda deşifre olacağı anlamına geleceğini vurgulayan Roni, “Türk devleti bunu bildiği için onun üzerinde ağırlaştırılmış tecridi uyguluyor. Ama herkes çok iyi bilsin ki, Kürt halkı ve Ortadoğu toplumu Sayın Öcalan’ın özgür kimlik ve demokratik ulus paradigmasının etrafında kenetleneceklerdir. İnsanlığın onur ve değerlerinin koruyucusu olarak Sayın Öcalan’ı savunacaklar ve onun özgürlüğü ne gerekiyorsa yapacaklar” dedi.

‘4 NİSAN TECRİDİN KIRILMASINDA ROL OYNAYACAK'

İmralı’daki tecrit ve izolasyonun gerçeklerin gizlenmesi için yürürlükte olduğunu aktaran DBP Parti Meclisi Üyesi Rifat Roni, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Kürt toplumu bugün Sayın Öcalan hakkında doğru bir bilgi sahibi değil. 4 Nisan haftasında gerçekleşecek olan çeşitli panel ve etkinlikler de tecrit konusunda dünya kamuoyunun dikkatini çekmek için önemli girişimler olacaktır. Bu etkinliklere halkımızın güçlü bir katılım sağlayacağı inancındayız. Bu noktada 4 Nisan etkinliklerinin tecridin kırılmasında rol oynayacağını düşünüyorum.”