Adalet arayışlarını sürdüren Roboskîli Aileler, katliamın 55. haftasında açıklama yaptı, "AKP Hükümeti'ne Roboskî katliamı, Hrant Dink suikasti ve Paris katliamını aydınlat" çaðrısında bulundu. Aileler, her perşembe eylem yapacak.
Açıklamada ilk olarak sözü eski esir asker ve barış aktivisti Ýbrahim Yaylalı aldı. Yaylalı, "Biz Roboskî aileleri ve dostları olarak, bundan sonra belli periyotlarla, burada yaşanan katliamın faillerini ortaya çıkarılmasısüreçlerini deðerlendirecek ve perşembe günleri deðerlendirmelerini gerçekleştireceðiz" dedi.
Yaylalı'nın ardından katliamda yaşamını yitiren Serhat Encü'nün aðabeyi Veli Encü açıklamayı okudu. Katliamın üzerinden 55 hafta geçtiðini hatırlatan Encü, "Biz Roboskî aileleri, faillerinin bulunamadıðı, adaletin saðlanamadıðı bu hafta da yani 55 hafta da çocuklarımızın huzurunda adalet arayışımızı sürdürmeye devam ediyoruz" dedi.
Katliamın sorumlularının yargılanması için bir yıldır hiçbir şey yapılmadıðını söyleyen Encü, şöyle konuştu: Bir seneyi geçkin bir süredir, ne yargı sisteminden, ne de burada yaşanan katliamı araştırmak için oluşturulan TBMM komisyonundan hala bir ses çıkmadı. Yargıdan olmasa bile, dönem dönem ürkekçe ve çok alttan sessizce bile olsa TBMM'nin oluşturmuş olduðu komisyon üyelerinin failleri işaret eden sözlerine sahit oluyoruz. Ürkekçe bile dile getirilse, dile getirilen sözler ve imalar bize sürekli Ankara'yı gösteriyor."
Ýşaretlerin Ankara göstermesinin faillerin bulunmamasında ne kadar etkili olduðunu soran Encü, "Yargı mekanizmasının aðır işleyeceði ve bir takım şeylerde atlamalar yapacaðı göz önünde bulundurularak, TBMM tarafından oluşturulan komisyon üyeleri yer yer bu tür açıklamalar yaparken neden hala bir sonuç ortaya çıkmamıştır. Komisyon çalışmaları sonucu ortaya çıkan rapor neden sürekli ertelenip, kamuoyu ile paylaşılmamaktadır?" diye sordu.
Adalet arayışlarından katliam aydınlatılıncaya kadar vazgeçmeyeceklerinin altını çizen Encü, AKP Hükümeti döneminde yaşanan katliam ve hak ihlallerinden örnekler verdi:
"Bu yıl 6. yılı olan Hrant Dink suikastı, bu hükümet döneminde işlendi ve aydınlatılmadı. Mahkeme hakimi bile verdikleri karardan rahatsızdı. Hatta Cumhurbaşkanı bile karardan rahatsızdı ki kendisine baðlı denetleme kurulunu devreye soktu. AKP Hükümeti, 2007 şeçiminin propaganda döneminde neler yapabileceðinin işaretlerini vermişti. Ýşe seçilmiş Kürt milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesiyle başladı. Sonraki süreç ne olduðu belli olmayan KCK davasıyla son iki yılda on bine yakın Kürt siyasetçinin tutuklanması ile devam etti. Kürt halkı vekillerine sahiplenince, sivil insanlar hedef alınarak sokak ortasında gaz bombalarıyla öldürüldü. Bizim burada yaşadıðımız katliamla doruða çıkan ve sonrasında, Başbakan'ın 'ya seversiniz ya terk edersiniz' açıklamalarıyla Kürt halkına karşı ortaya çıkan linç girişimleri ile devam eden bu süreç, Ýmralı'da Sayın Öcalan'la başlandıðı söylenen görüşmeler ile eş zamanlı başlayan, Lice ve sonrasında Paris'te üç Kürt siyasetçi kadına kadar devam eden katliamlar silsilesi mevcuttur. Bunların tamamı hükümetin yürütmede olduðu zamanda gerçekleşmiştir. 'Bizim zamanımızda hiçbir faili meçhul cinayet -katliam olmamıştır' diyen hükümet döneminde yaşanmıştır. 'Biz ileri demokrasiyi bu topraklara getireceðiz' diyen hükümet döneminde yaşanmıştır."
Veli Encü, bu sürecin hükümet için turnusol görevi göreceðini belirterek, "Hükümet her fırsatta toplumsal barış için haraket ettiðini ve barış sürecine katkı sunmak için her türlü çabayı sarf ettiklerini ama savaş isteyenlerin ise bu süreci sabote ettiðini açıklıyor. Bu hükümet için bulunmaz bir fırsat, 19 0cak 2007'de yaşanan Hrant Dink'in katledilmesi, 28 Aralık 2011'de yaşanan Roboskî Katliamı ve Paris'te katledilen üç Kürt kadın siyasetçinin katledilmesi, açıkça savaş isteyen ve halkların bir arada yaşama duygusunu sönümlendirmek isteyen güçlerin işidir. Eðer hükümet olarak 'Ben bu güçlere dahil deðilim' ve 'Barış istiyorum' diyorsa, bu fırsatı iyi kullanmalı ve bu üç katliamın gerçek faillerinin bulmalı."
Hükümetin, Roboskî Katliamı'nı aydınlatmada hiç de istekli davranmadıðına dikkat çeken Encü, "Bu anlamda faillerin ortaya çıkarılması için yapılan tüm çalışmaları ya engellemeye dönük çaba içerisinde ya da cezalandırma içerisinde tutum sergilemektedir. Burada devletin kaymakamından tutun da askerine kadar faillerin bulunması yönünde bir çaba sarfetmek yerine, Roboskî aileleri olarak her gün yeni bir tehdit veya ceza ile karşı karşıya kalıyoruz" diye konuştu.
Roboskîli aileler olarak birkez daha devlete çaðrıda bulunduklarını söyleyen Encü, son olarak şunları söyledi: "Gerçekten toplumsal barışı istiyorsanız, zamanınızı Roboskî ailelerini tehdit ve cezalandırma ile deðil, bir an önce yaşadıðımız katliamı ve diðer saydıðımız katliamların faillerini ortaya çıkararak saðlayabilirsiniz. Bir hafta önce Milliyet Gazetesi'nden Namık Durukan'ın haberi sebebiyle, katliamda sað kurtulan Servet Encü ve onun beraberinde 3 akrabamız 2'şer bin TL idari para cezasıyla cezalandırılmıştır. Bundan 8 ay önce aynı yöntemle ben dahil olmak üzere Roboskîli 5 aile, devlet tarafından aynı yaptırıma maruz kalmıştır. Kamuoyuna şu soruyu bir kere daha soruyoruz, Gazeteci Namık Durukan herhangi bir cezai yaptırıma maruz kalmazken bizim bu yaşadıklarımızı nasıl deðerlendirmeliyiz?
Biz Roboskî'li aileler olarak diyoruz ki, iki gün sonra katledilişinin 6. yıldönümü olacak olan Hrant Dink katliamı aydınlatılmazsa failleri açıða çıkartılamazsa, Roboskî Katliamı'nın da failleri bulunamaz, Roboskî Katliamı'nın failleri açıða çıkartılamazsa ve aydınlatılamazsa, Paris'te katledilen üç kadın siyasetçininde failleri hep karanlıkta kalacaktır. Son olarak şunu ifade ediyoruz: Çocuklarımızın failleri açıða çıkartılıp yargılanıncaya kadar adalet arayışımız devam edecek."
Eylem Roboskîli ailelerden Zeki Tosun'un konuşmasının ardından sona erdi.