İstanbul'da dün yaşanan polis şiddeti nedeniyle Başbakan, İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi, İstanbul Emniyet Müdürü hakkında suç duyurusunda bulunan ÇHD, şüphelilerin "işkence" ve "insan öldürmeye teşebbüs" suçlarından yargılanmalarını istedi.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, dünkü polis saldırısında yaralanan Dilan Alp, Meral Dönmez, Zafer Yolcu, Serdal Gül, İbrahim Akan ve Çağdaş Büyükbaş adına savcılığa suç duyurusunda bulundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Muammer Güler, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve soruşturma sırasında kimliği tespit edilecek polislerin yargılanmasını istedi.

Dilekçede, şüpheliler "işkence", "öldürmeye teşebbüs", "ifade özgürlüğünün kullanımını engelleme", "siyasal ve sendikal hakların kullanımını engelleme"kle suçlandı.

Yaralıların sağlık durumları hakkında bilgi verilen dilekçede, 17 yaşında bir çocuk olan Dilan Alp'in polisin teröründen kaçarken sığındığı bir evde yakın mesafeden atılan gaz bombasıyla başından yaralandığı, yere düştüğü ve baygınlık geçirdiği belirtildi. Evin içine giren polislerin içeride dahi biber gazı kullandığı kaydedildi. Alp'in hayati tehlikesinin devam ettiğine dikkat çekilen dilekçede, Cihan Odabaş, Funda Erbay, Dilek Odabaş, Mustafa Aydoğdu, Fatih Karademir, Yiğitcan Emir, Gökhan Emir, İpek Ece Şener, Ali Ulgu ve Ümmet Koluman'ın dinlenmesi istendi. 

Dilekçede, diğer mağdurlarla ilgili şu bilgiler yer aldı:
"Yürüyüş dergisi muhabiri Meral Dönmez, polis tarafından hedef alınarak darp edildi. Beyin kanaması geçiren Dönmez'in hayati tehlikesi devam ediyor.
Telekom işçisi Zafer Yolcu, başına gaz bombası fişeği isabet etmesi sonucu, kafatasında çatlak ve göçme meydana geldi, beynine biber gazı sızdı.
Üniversite öğrencisi İbrahim Akan, polisin sert müdahalesi sonucunda beyin travması geçirdi, gözüne isabet eden biber gazı fişeği yüzünden gözünün birini tamamen kaybetti.
Serdal Gül, başına isabet eden gaz bombası fişeği ile yaralandı, hayati tehlikesi sürüyor.
Çağdaş Büyükbaş, başına isabet eden gaz bombası fişeği ile yaralandı."

'POLİS ŞİDDETİ MÜNFERİT DEĞİL'

Uygulanan polis şiddetinin münferit olmadığını belirtilen suç duyurusunda, "Tam aksine 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamak isteyen onbinlerce işçi ve emekçinin hedef alındığı, bilinçli ve sistematik bir uygulamadır" denildi. 

Dilekçede şöyle denildi:
"1 Mayıs 2013 günü ortaya çıkan tabloya göre şüpheliler, 1 Mayıs'ı Taksim Meydanı'nda kutlamak isteyenlere yönelik olarak sistematik bir biçimde işkence ve kötü muamele suçları ile kitlelerin ifade özgürlüğü, siyasal ve sendikal hakların kullanımını engelleme, hürriyeti tahdit ve görevi kötüye kullanma suçlarını oluşturmaktadır."

Suç duyurusu öncesinde Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yapan ÇHD İstanbul Şubesi, sorumluların cezalandırılmasını istedi. ÇHD adına açıklama yapan Evrim Deniz Karatana, İstanbul Valisi ve hükümet yetkililerinin uygulanan şiddet karşısında her zamanki gibi sorumluluk üstlenmekten kaçındıklarını belirtti, "Sorumluluklarını, yasadışı marjinal gruplar söylemi ile savmaya çalışmışlardır" dedi.

Karatana şöyle konuştu: "Biber gazları ile sokakları gözgözü görmeyecek hale soksalar da, gerçeklerin üstünü örtmek mümkün değildir. Sorumlular cezalandırılmalıdır. Biz ÇHD olarak yaşanan  tüm bu olayların sorumlularının cezalandırılması için mücadele edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz."

Açıklamaya katılan mağdur yakınları da polis şiddetinin cezasız kalmamasını istedi.