Büyük çoðunluðu AKP iktidarı ve Fethulah Gülen cemaatinin kontrolünde olan Türk medyası, arenaya sürülen kızgın boðalar gibi gördüðü her kırmızıyı PKK bayraðı sanıyor. Kobani’de Kürt savunma komitelerinin kontrol noktasına astıðı TEV-DEM bayraðı, PKK bayraðı olarak servis edildi.
Türk medyası bugün içerisinde kırmızı renk gördüðü bir bayraðı PKK bayraðı olarak sundu ve “sınırın tam sıfır noktasına” dikti. Bayrakların asılı olduðu yer, “sıfır nokta” denilen yerden bir kilometre uzaklıkta, Kobani’ye baðlı Helince’de bulunuyor.
O BAYRAK ÜÇ AYDIR ORADA VE TEV-DEM’E AÝT
ANF’ye bilgi veren Kürt savunma komiteleri, sözkonu bayraðın PKK’ye deðil, Demokratik Toplum Hareketi’ne (TEV-DEM) ait sarı-kırmızı-yeşil renkli bayrak olduðunu belirtti. Türk savaş uçaðının Suriye rejimi tarafından düşürülmesi ardından servis edilen bu “PKK bayrakları”, üç ayı aşkın bir süredir Helince’deki Kürt kontrol noktasında bulunuyor.
DEMOKRATÝK ÖZERKLÝK
Bu arada Suriye savaşının en büyük unutulmuşları olan Kürtler, savaş tamtamları arasında kendi özerk bölgesinin temellerini atmaya devam ediyor. 7 Mayıs’ta yapılan genel seçimleri yüzde 90 oranında boykot eden Kürtler, bir yandan Baas rejimini reddederken, diðer yandan Kürtleri içermeyen Batılı formülleri kabul etmiyor. Diðer bir ifadeyle, üçüncü yolda ilerliyor. Özetle, zayıflayan Beşar El Esad rejimi, Kürtleri karşısına almaktan kaçınırken, Kürtler de Batılı devletler ve Türkiye-Katar-Suudi Arabistan üçlüsü arasındaki kirli ittifaktan uzak durarak, kendi taleplerini hayata geçirmeye çalışıyorlar.
Kürtler, Ýstanbul’da kurulan ve baskıcı rejimler tarafından finanse edilerek silahlandırılan Suriye muhalefeti içinde yer almayı da reddediyor. Zira Kürtlerin 40 yıllık Baas rejimi kalıntılarının tümünün ortadan kaldırılarak yerine demokratik bir yönetim ile birlikte Kürt coðrafyasında demokratik özerk bir yapının oluşturulması yönündeki talebine, bu muhalif grup ve destekçilerine olumlu bir yanıt henüz gelmiş deðil.
PYD KARŞITI DEZENFORMASYON KAMPANYASI
Kürtlerin bu pozisyonu özellikle de AKP rejiminde ciddi rahatsızlık yaratıyor. Bir yandan yürütülen dezenformasyon kampanyası ile bölgenin en güçlü partisi PYD’ye olan destek kırılarak işbirlikçi oluşumlar yaratılmak istenirken, diðer yandan çeşitli Kürt grup ve şahsiyetleri üzerinden Batı Kürdistan da savaşın içine çekilmeye çalışılıyor.
AKP rejiminin PKK ve PYD karşıtı propaganda ve medya manipülasyonlarına bazı Kürt basın yayın organları da katılmaktan çekinmiyor. Onlarca yıldır Baas rejimine karşı mücadele eden Kürtlere, aynı baskı içinde yer almış kesimlerden oluşan “Hür Suriye Ordusu”na katılmaları yönünde salık veriliyor.
Yine 30 yıldır Kürdistan’da mücadele eden, Ankara’nın yanı sıra bölgede Kürdistan’ın sömürgesi altında bulunduran tüm rejimlere karşı bu mücadelesini büyüten PKK’yi de istihbarat örgütlerinin silahlandırdıðı ve eðittiði çetevari bir yapıya sahip olan “Hür Suriye Ordusu” ile yan yana getiren Kürt “gazeteciler” de var. Öyle ki, bu “muhalif” ordunun Batı Kürdistan’da rahat at koşturmasına PKK’nin engel olmasına içerleyenler ortaya çıktı. Kürtleri, bu topraklardaki sömürgeciler yetmiyormuş gibi taşeron örgütlere de kucak açmaya çaðırmak, en hafif deyimle “utanç verici” bir durum.
NEDÝR BU SAVUNMA KOMÝTELERÝ
Dezenformasyon, karşı propaganda ve istihbarat faaliyetlerinin gölgesinde Kürtler, saldırılara karşı kendilerini korumak için örgütlenmelerini güçlendiriyorlar. Türk devletinin doðrudan tehdidi, Batılı devletlerin de işbirliði ve sessizliði karşısında, Kürtler demokratik özerk bir yönetim inşa etmeye çalışıyor. Mart 2011’de başlayan şiddet olaylarına paralel olarak, PYD öncülüðünde bugüne kadar yasaklı olan Kürtçe dil okulları, komünler, halk konseyleri ve sayıları yaklaşık 3 milyon olarak tahmin edilen Kürt nüfusunu korumak için öz savunma komiteleri oluşturuldu.
KOMÝTELER ÇOK SAYIDA SALDIRIYI ÖNLEDÝ
Savunma Komiteleri, bu örgütlenmeden dolayı Kürtlere yönelik çok sayıda şiddet eylemini durdurduklarını belirtiyor. Alınan bilgilere göre Kürt savunma komiteleri, Halk Meclisi’ne baðlı olarak Batı Kürdistan’ın hemen her tarafından organize edildi.
Batı Kürdistan’ın hemen her tarafında bu komiteler, kontrol noktaları oluşturarak, Kürtlere yönelik olası saldırıları bertaraf etmeye çalışıyor. Komiteler, saldırıları önlemeye çalışırken kayıplar da verdi. Suriye’nin en büyük ikinci kenti Halep ile Batı Kürdistan’ın Kobanê, Qamişlo ve Dirbesiyê kentlerinde 5 komite üyesi saldırılar sırasında hayatını kaybetti.