Cezaevlerinde bulunan PAJK'lı tutsaklar, açlık grevi sürecinde dışarıda kendilerine destek sunan saðduyulu kesimlere ve halka teşekkür ederek, "Gücün kendini tanrılaştırdıðı idam söylemleriyle meydanlarda dolaştıðı, insanı nesneleştirdiði bir ortamda erki elinde bulundurandan ziyade şımarıklaşan bu tanrılara 'Dur' diyebilecek saðduyulu insanlara vicdan sahibi topluma seslenmek istedik. Tanrıların cehennem ateşini söndürmek olanı eşit, özgür, demokratik yaşamı savunanların birlikteliði yükselen sesi olduðuna inandık" denildi.
Cezaevlerinde bulunan PAJK'lı tutsaklar cezaevlerinde açlık grevi sürecinde dışarıda kendilerine destek sunan halka teşekkür etmek amacıyla açıklama yaptı. 12 Eylül'de Kürt sorununun çözümü ve aynı zamanda Türkiye'nin demokratikleşmesi için anahtar rolü gören iki taleple 67 tutsakla başlatılan süresiz-dönüşümsüz açlık grevinin onlarca insanın katılımıyla büyüdüðünün hatırlatıldıðı açıklamada, "Bu uzun yol yürüyüşü onbinlerin katılımıyla tarihin en kalabalık en uzun süreli açlık grevine dönüştü. Kürt halkının sahiplendiði, milyonların desteklediði eylemimizin 68'inci gününde önderliðimizden gelen çaðrı üzerine sonlandırdık" denildi. Özgür ve onurlu bir yaşamın Kürt halkının da hakkı olduðuna vurgu yapılan açıklamada, Kürt halkı olarak kendi deðerleriyle özgür yaşam hakkından yoksun kaldıðı sürece Türkiye'de kalıcı bir barışın tesis edilemeyeceðini ifade edildi. "Tüm eylem araçlarından yoksun bırakıldıðınız zindanda saðduyulu yüreklere, vicdan sahiplerine ulaşan bir çıðlık olmak istedik. Eşitsizliðin, inkar ve imhanın olduðu ortamlarda kalıcı barışlar tesis etmek mümkündür" vurgusunda bulunulan açıklamada, "Gücün kendini tanrılaştırdıðı idam söylemleriyle meydanlarda dolaştıðı, insanı nesneleştirdiði bir ortamda erki elinde bulundurandan ziyade şımarıklaşan bu tanrılara 'dur' diyebilecek saðduyulu insanlara vicdan sahibi topluma seslenmek istedik. Tanrıların cehennem ateşini söndürmek, olanı eşit, özgür, demokratik yaşamı savunanların birlikteliði yükselen sesi olduðuna inandık" denildi.
"12 Eylül bir anlamda barış, özgürlük demokrasi talebiyle denize atılan bir taş misali halka halka büyüdü, milyonların buluşmasıyla dev dalgalara dönüştü" denilen açıklamada, şunlara yer verildi: "Bu eylem boyunca dile getirilen taleplerin halen karşılanmasından uzak olsa da açıða çıkardıðı devrimci dinamikler en az somut taleplerimizin karşılanması kadar önemlidir. Bu devrimci dinamiklerin daha kalıcı ve güçlü sonuçların açıða çıkmasını beraberinde getireceðine inanıyoruz. Bizler bundan sonraki süreçte de taleplerimizin takipçisi olacaðız. Ayrıca bu süreçte duyarlı olan, katkı sunan tüm kamuoyunun da takipçisi olmasını ve bu direniş çizgisini süreklileştirmesini diliyoruz."
'Bizlere can ve ruh veren direnişleriyle yoldaş olan analarımıza teşekkür ediyoruz'
"Bu dönem boyunca bizleri yalnız bırakmayan ve desteðini sunan demokratik ulusal ve uluslar arası kamuoyuna, aydınlara, sanatçılara, kadınlara, sivil toplum örgütlerine, öðrencilere, gençlere ve çocuklara teşekkürlerimizi sunuyoruz" denilen açıklamada, "Günlerce cezaevinin kapısını eylem alanına, eylem alanını yaşam okuluna dönüştüren, yetkili mercilerin kapılarını aşındıran bizlere can ve ruh veren direnişleriyle yoldaş olan analarımıza ve kadınlara, 'direnen halkın çocuklarıyız' diyerek direniş mirasını şimdiden omuzlayan, yok sayılmanın öfkesini taşa yükleyen çocuklara, bir halka kendi anadiliyle deðerleriyle var olmayı yasaklamanın kara lekesini vicdanına düşürülmesine karşı duran Türkiye aydın ve sanatçılarına, desteðini esirgemeyen güçlü dayanışma gösteren devrimci halk güçlerine, sınırlar ötesinden bize ulaşan kadın örgütlerine ve devrimci halk hareketlerine teşekkür ediyoruz" denildi.