‘Ortadoğu’daki krizin çözüm anahtarı demokratik konfederalizmdir’

Beyrut’ta düzenlenen ‘Ortadoğu’da Uygarlık Krizi ve Demokratik Uygarlığa Doğru’ kongresinin altıncı oturumunda Öcalan’ın fikirleri ve demokratik konfederalizm projesinin Ortadoğu krizinin çözüm anahtarı olduğu belirtildi.

Beyrut’ta düzenlenen “Ortadoğu’da Uygarlık Krizi ve Demokratik Uygarlığa Doğru’ kongresinin altıncı oturumunda, Ortadoğu’da Demokratik Ulus Konfederalizmi ile Demokratik Suriye Projesi ve Suriye’nin geleceğinde Kürtlerin rolü başlıklı iki ayrı seminer verildi.

Seminerin Ortadoğu’da Demokratik Ulus Konfederalizmi başlıklı bölümü kadın hakları savunucusu ve Uluslararası Öcalan’a Özgürlük ve Kürdistan’a Barış İnisiyatifi sözcüsü Havin Güneşer tarafından verildi.

Uygarlığın ilk oluşumu ve toplumsal ile ekolojik sistemlerin krizinin iyi araştırılması gerektiğini söyleyen Güneşer, şöyle konuştu: “Ekolojik olmayan hiçbir toplumsal sistem ahlaki ve hakiki benliğini koruyamaz. Ekolojinin ahlaki değerlerinden uzak toplumsal sistemler, büyük kaoslara sebep olur. Bunun tek çözüm yolu ise doğa ile olan temel çatışmaların kökenine inmektir. Toplum ekoloji bilimi konusunda yeterli birikime sahip değil. Ekoloji bilimi, ahlak ve felsefe arasında bir köprü konumundadır. Mevcut krizlerin aşımı ve dürüst bir toplumsal sisteme ulaşım ancak ekolojik değerler ile mümkündür.”

Öcalan’ın demokratik ulus çözümlemelerinden örnekler veren Güneşer, “Demokratik ulus, ulus-devletten farklıdır. Bu yüzden de teorinin yeteri kadar tartışılması gerekir. Konfederal kurumlar ve birikim, demokratik vatan anlamına gelir. Demokratik vatan ise halkın demokratikleşmesi demektir. Ortadoğu, bu projeyi pratiğe geçirebilir. Demokratik Konfederal sistem Ortadoğu ve dünya için en uygun çözümdür. Çünkü demokratik konfederalizm devlet zihniyeti öncesi halk örgütlenmesi anlamına gelmektedir” şeklinde konuştu. Mevcut devletlerin ırk ya da inanç grupları üzerinden örgütlendiğini ve bu devletlerin vardığı anlaşmaların diğer ırk ve inançlar için büyük bir tehlike yarattığını vurgulayan Güneşer, “Kürtler öncülüğünde gelişen konfederal sistem, Ortadoğu krizinin çözüm yoludur” dedi.

Demokratik Suriye Meclisi öncülüğünde kurulan Suriye Geleceği Anayasası Hazırlık Komitesi Üyesi Ekrem Hiso ise seminerin Suriye’nin Geleceğinde Kürtlerin Rolü başlıklı bölümünü verdi. Suriye’nin Sykes-Picot anlaşması sonrası kurulan ve Ortadoğu’daki diğer devletlerden farklı bir devlet olduğunu söyleyen Hiso, “Suriye’de ırk, dil, din, kültür ve renk mozaiği bulunuyor. Bu bölgedeki Kürt halkının kaderi de diğer Suriye’deki halkların kaderine bağlanmış oldu. Ülkedeki farklı halk, inanç ve renklerin tümü sadece bir grup tarafından inkar edilmeye başlandı” dedi.

Suriye muhalefetinden birçok temsilcinin de egemen sistemin Kürt halkını inkar politikasını sürdürdüğünü söyleyen Hiso, şu değerlendirmelerde bulundu: “Her iki taraf da Kürtlerin bu toprakların yerlisi olduğunu ve Suriye’nin halklarından biri olduğunu unutmuş durumda. Kürtlere ‘Ya bizim istediğimiz gibi yürüyeceksiniz ya da ürettiğiniz her çözüm yolu bölücülüktür’ yaklaşımı içerisindeler. Bu bilinçsiz politika ve zulme maruz kalan Kürtler de ulusal hareketiyle örgütlendi. Kürt halkı, Kuzey Suriye’deki diğer halklarla birlikte barış ve siyasi devrimini gerçekleştirdi. Ve bu devrimin zafere ulaşmasında ısrarcılar. Çünkü, bölgedeki devrim Suriye’nin geleceği başta olmak üzere Ortadoğu’nun tek çözüm yoludur.”

Kürtlerin mevcut egemen sistemlere alternatif olarak üçüncü çizgiye bağlı olduğunu ve mücadelesiyle büyük zaferler elde ettiğini söyleyen Hiso, “Yine Demokratik Özerk Yönetim çatısı altında merkezi ve iktidar zihniyetinden uzak bir kurumsallaşmaya gitti. Bu yönetim kısa süre içerisinde Kürt, Arap, Süryani, Ermeni, Çeçen ve Türkmen halkların temsilcisi oldu. Bu yönetim aynı zamanda Suriye’nin toprak bütünlüğünü de koruyan güç haline geldi” dedi.

Seminer başlıklarının sona ermesiyle katılımcılar da değerlendirmelerde bulundu.

Kongrenin altıncı oturumunun ardından sonuç bildirgesinin açıklanması bekleniliyor.