Ankara’daki bombaları saldırılardan kıl payı kurtulanlardan biri HDP İstanbul Milletvekilli adayı Orhan Attila’ydı. ANF’ye konuşan ve hala üzerinden şoku atlatamayan Atilla, “Korkunçtu. Her yerimiz kan oldu” dedi. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’in sarf ettiği “Fırat’ın kıyısında bir kuzu kaybolsa bunun hesabı devletten sorulur” sözlerini hatırlatan Atilla, “Tetikçiler başkaları olabilir ama esas fail devlettir” dedi.
'TAM BİR KABUS YAŞADIK'
Birinci patlama esnasında HDP kortejinin içinde bulunan HDP İstanbul Birinci Bölge Milletvekili adayı Orhan Atilla katliamdan kıl payı kurtuldu. Bombalı saldırılarının HDP ve birleşenlerini bulunduğu korteji hedef aldığına dikkat çeken Atilla, yaşadığı o korkunç anları şöyle anlattı: “Ben kortejin hemen kenarındaydım. İlk patlamanın etkisiyle hemen yakında bulunan bir havuz vardı, o havuza düştüm. Bu ilk patlamanın hemen ardından, 15 saniye içerisinde ikici patlama meydana geldiğinde havuzun içindeydik. Korkunçtu her yerimiz kan oldu, saçlarımıza insan parçaları geldi. Nasıl tarif edilebilir ki böyle bir şeyi. Tam bir kabus yaşadık” dedi.
'YARALILARA YARDIM EDENLERE POLİS GAZLA SALDIRDI'
Kitlelerin toplandığı alanda her hangi bir güvenliğin alınmadığına işaret eden Atilla, “Tek tük polis vardı ancak Diyarbakır, Suruç katliamları örneklerinde olduğu gibi güvenlik zafiyetinin üst safhada olduğunu belirti.
“Bu ülkenin MİT’i var, gizli haber servisleri var” diyen Atilla, “Devletin başkentinde böyle bir katliam oluyorsa, burada kim sorumludur, var mı fazla seçenek. Elbette sorumlu devlettir” diye konuştu. İstanbul’da demokratik hakkını kullanan onlarca insan gözaltına alındığını hatırlatan Atilla, telefonların 24 saat dinlendiği, yapılacak en küçük bir yürüyüşten, eylemin önceden bilindiği bir ortamda hükümet ve devletin böyle bir katliamdan haberdar olmamasının imkansız olduğunu söyledi. Atilla, “Kamu düzeni adı altında MİT yasasını çıkartıyorlar, İç Güvenlik Paketini çıkartıyorlar, bizi daha iyi katletmek için mi bu yasalar çıkartılıyor anlamış değilim” ifadelerini kullandı.
Devlet isteseydi bu katliamı önleyebileceğini vurgulayan Atilla, devlet patlamayı önlemediği gibi, katliamdan sağ kurulanlara da gaz ile saldırdığına dikkat çekti. Atilla, “Bırakın patlamayı önlemeyi, patlama sonrası tıpkı Suruç katliamında olduğu gibi polis panik içindeki kitlelere gaz ile saldırdı. Yerlerde yaralılarımız var, ölülerimiz var. Onlara yardım etmek isteyen insanlar var ve polis gaz atıyor” dedi.
‘TEKTİKÇİLER BAŞKALARI OLABİLİR AMA FAİLLİ DEVLET’
Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’in, “Fırat’ın kıyısında bir kuzu kaybolsa, hesabını biz vermek zorundayız” sözünü örnek gösteren Atilla, “Tetikçileri başkaları olabilir ama failli devlettir” diye konuştu. Buradaki amacın demokratik güçlerin yıldırmak olduğunu belirten Atilla, ancak kimsenin bu saldırılar karşısında geri adım atmayacağını, barışı ve kardeşliği savunmaya devam edeceğini vurguladı.