Oluç: Avukatlar da iktidara bağlı hale getirilmek isteniyor

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, AKP-MHP iktidarının, "çoklu baro" uygulamasıyla savunmayı da ele geçirmek istediğini vurguladı. Oluç, katledilen 13 yaşındaki Fatma Erarslan’la ilgili karara ilişkin, "Böyle hukukun boyu devrilsin" ifadesini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te basın toplantısı düzenleyerek gündemi değerlendirdi.
Oluç, Adalet Komisyonu’ndan geçen, avukatlara darbe niteliği taşıyan "çoklu baro" teklifine dair şöyle dedi: "Komisyon toplantıları sürdüğü müddetçe baro başkanları Çankaya Kapısı’nın önünde bekliyorlardı, teklif karşısındaki eleştirilerini halkın önüne çıkarılmadan oradan dile getirdiler. 78 baro daha önceden açıklama yapmıştı ve çoklu baro sistemine karşı olduklarını belirtmişlerdi. Elbette onların içeriye alınmaması kabul edilemezdi. Meselenin birinci dereceden muhatabı olan kişilerin içeri alınmaması, dinlenmemesi kabul edilebilir değil."

'YARGIDAN SONRA SAVUNMAYI DA YANDAŞ YAPMAK İSTİYORLAR'

Yargı üzerinde kusursuz tahakküm kurulmak istendiğini ifade eden Oluç, “Savcılar zaten iktidarın savcıları, iktidarın talepleri doğrultusunda karar veriyorlar. Yargıçlar bağımsız değil, yargı bağımlı ve taraflı bir hale geldi. Dolayısıyla savcı ve hakimler dışında şimdi avukatlar da yani savunma mekanizması da iktidara bağlı bir hale getirilmek isteniyor. Aslında bütün Türkiye’ye Burhan Kuzu hukuku dayatılıyor. AKP, adaleti kendisine göre düzenleyen bir parti” diye belirtti.
Oluç, şöyle konuştu: “Birincisi, AKP çok açık diyor ki ‘bizim barolarımız yok onun için kendimize bağlı baroları oluşturmak istiyoruz’ diyor. İkincisi, Barolar Birliği Delegasyonunu dizayn etmek için bu teklifi oluşturuyorlar. Üçüncü nedeni de Barolar Birliği’nin mali imkanlarını kendi yandaş barolara ve avukatlarına aktarmak için getiriyorlar. Bu teklifin esas 3 nedeni budur."

'BÖYLE HUKUKUN BOYU DEVRİLSİN!'

Oluç, Şırnak’ın İdil ilçesinde soykırımcı saldırıların olduğu 2016 yılında 13 yaşındaki Fatma Erarslan’ın ölümü ile ilgili mahkemenin, “kovuşturmaya yer olmadığı” yönünde verdiği karara değindi. Erarslan’ın “gizli tanık” beyanı ile “örgüt üyesi” sayıldığını söyleyen Oluç, “13 yaşında, 7’nci sınıfa giden bir çocuktan bahsediyoruz. İşte hukukun geldiği durum budur aslında. Bu kararı vermiş olan savcı ve heyetin hukuk açısından hiçbir söyleyecek sözü yoktur. Hep söylüyoruz, bunlar diplomalarını nereden almışlar diye! Ne Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarından haberleri var ne Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesinden haberleri var. Ama 13 yaşındaki bir çocuğu örgüt üyesi ilan edebiliyorlar. O nedenle öldürülmesinde kovuşturmaya yer yoktur kararı verebiliyorsa, böyle bir hukuk anlayışının boyu devrilsin, söyleyeceğimiz budur” diye konuştu.  
Oluç, Meclis gündemine getirilmesi beklenen sanal medyayı yasaklama teklifine de tepki göstererek, "Hedef muhalif sesleri kısmak" dedi.