Oluç: İktidar depremde bile bölücülük yapıyor!

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, "Muratpaşa Belediyesi'nin yardımlarına izin verip Ergani’ye izin vermemek bölücülüktür" dedi.

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Elazığ depremi ve sonrasında yaşananlar ile güncel gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu.

'İKTİDAR TOPLUMUN DAYANIŞMASINI ENGELLİYOR'

Oluç'un değerlendirmelerinden satır başları şöyle:
"(...) Özellikle Düzce, İzmit, Van ve diğer depremlerde sivil toplum örgütlerinden, toplumun her kesiminden gelen dayanışma son derece büyüktü ve son derece önemliydi. Birçok insanın yaşamının kurtulmasına neden oldu bu dayanışma.
Bu iyi bir ruh halidir ve önemlidir; toplumun böyle acı zamanlarında birlikte hareket etmesi iyidir.. Bizler de bu anlayışla meseleye yaklaştık. Ancak ne yazık ki, böyle acılı zamanlarda bile konunun siyasileştirilmesinden İçişleri Bakanlığı uzak kalmadı.
Kendisi konuyu siyasileştirmeyelim derken, basbayağı siyasileştirdi. Bizim dayanışma duygularımızı ve yurttaşların ihtiyaçlarını karşılama çalışmalarımızı engellemek için elinden geleni yaptı. Bunu çok ayıp bir davranış olarak görüyoruz. Bir kez daha şunu söyleyelim İçişleri Bakanı’na: Sizin kötü davranışlarınız bizim vicdanımızı, gönlümüzü asla karartamaz.

'MURATPAŞA'YA İZİN VAR, ERGANİ'YE YOK!'

Ergani Belediyesi’nin 2 kamyon yardımı talimatla Elazığ’a sokulmadı.
Yardımın geri gönderilmesi gayriinsani.
Şimdi biz bundan yılacak insanlar değiliz. Çünkü halkımıza yardım, ihtiyaçlarının karşılanması konularında, özellikle böyle acılı günlerde, kış günlerinde soğuğun insanların hayatlarını zehir ettiği günlerde asla geri adım atmayız.
Muratpaşa Belediyesi'nin yardımlarına izin verip Ergani’ye izin vermemek bölücülüktür.

'DEPREM İÇİN TOPLANAN PARALAR YOK'

İktidarın deprem için yaptıkları kesinlikle yetersiz.
Deprem için toplanan Özel İletişim Vergilerinin önlem almak için kullanılmadığı ortada.
Deprem için önlem alması gereken iktidar, para toplamak için imar affı çıkarıyor.
Kanal İstanbul’a harcanması planlanan paranın bir miktarıyla deprem için önlem alınabilir.

'DEPREM ALANLARINDA AVM'LER YAPILDI!'

Bakın İstanbul depremi, tekrar tekrar uyarıyoruz. Yani çok ciddi rakamlar ve çok ciddi projeksiyonlar yapılmış vaziyette. 10 binlerce insanın yaşamını yitirmesi İstanbul depreminde bir ihtimal olarak önümüzde duruyor. Bu çok ağır bir vebaldir ve bu konuda önlem alınmaması asla kabul edilemez.
Bakın geçici toplanma alanlarından söz ediliyor, uyduruk rakamlar veriliyor. İstanbul için baktığımızda, İnşaat Mühendisleri Odası’nın verdiği rakamlar var. 1999 ile 2003 arası belirlenen deprem toplanma alanlarından imara açılmış olan ve üzerlerine AVMlerin yapıldığı alanları saymaya başladığımızda, çok acayip bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz.
Torunların yükseldiği Ali Sami Yen Stadı, Zincirlikuyu’da Zorlu AVM'nin yer aldığı arazi, Kadıköy Meteoroloji alanı üzerinde yer alan gökdelenler, Akasya AVM, Acıbadem Bakırköy’deki Marmara ve İstanbul Forum AVMler, Zeytinburnu’ndaki 16:9 kulelerin olduğu alanlar…
1999 depreminden sonra İstanbul’da geriye 77 toplanma alanı kaldı.

'KÜRTÇE HİZMET MEŞRUDUR'

Sağlık hizmetinin de, afet alanlarındaki hizmetlerin de Kürtçe verilmesi talebi de meşrudur
Bu depremde bir şey daha yaşandı. Aslında bazı acı olayların yaşanarak bazı gerçeklerin anlaşılıyor olması insanı üzüyor. Normalde toplumda bunlar müzakere edilerek çözülebilecek şeyler. Televizyonlarda da izlediniz, hala da gösteriliyor.
Göçük altında kalmış insanların kurtarılması için kurtarma görevlilerinden biri Kürtçe konuşarak derdini anlatmaya çalışıyor, kurtarılmalarını sağlamaya çalışıyor. Bu iyi bir şey.
Peki, biz sağlık alanında, bu tür konularda 'Kürtçe de hizmet verilsin' dediğimizde neden bu suç oluyor? Bunu talep ettiği için yargılanan insanlar var.

GEZİ DAVASI

Yarın Gezi Davası var. Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’nın tutuklu, 15 kişinin ise tutuksuz yargılandığı beşinci duruşma görülecek. Gezi Davası soruşturmasının açılmasından itibaren 79 ay, geçti. Kavala’nın tutuklanmasının üzerinden 27 ay geçti. İddianamenin hazırlanıp dava sürecinin başlaması üzerinden 11 ay geçti.
Gezi Davası’nda evrensel hukuka ve uluslararası sözleşmelere uygun tutum alınmalıdır."