Gezi eylemleri sırasında Taksim’de polis tarafından gözaltına alındıktan sonra sınır dışı edilen İsveçli Gazeteci Sarah Olsson, Recep Tayyip Erdoğan’ın İsveç ziyaret dolayısıyla Fria Tidning’deki (Özgür Gazete) makalesinde AKP hükümetini sert bir dille eleştirdi. Olsson, Erdoğan’ın giderek radikalleşerek toplumu kendi inançları doğrultusunda şekillendirmeye çalıştığını, yaptığı yasal düzenlemelerle ülkeyi İran’a benzetmeye başladığına dikkat çektikten sonra Türkiye’nin giderek daha fazla merkezden yönetilen İslami bir devlete dönüşmeye başladığı değerlendirmesinde bulundu.

Gezi Parkı direnişi sırasında polisin gösterilere acımasızca saldırısının pek çok kişinin tepkisine yol açtığını belirten Olsson, İsveç’in Avrupa Birliği üyesi ülkelerden daha farklı bir tutum takındığını, Başbakan Fredrik Reinfeldt’in gösteriler sırasında ve daha sonra polis şiddetini protesto etmediği gibi konuyu Erdoğan’la tartışmadığını söylüyor. Reinfeldt’in 7 kişinin ölümü ve binlercesinin sakatlanması karşısında suskunluğunu sürdürdüğü gibi, kendisinin de arasında bulunduğu gazetecilerin Türkiye’den sınır dışı edilmesini görmezden gelmeyi yeğlediğini dile getiriyor.

Erdoğan’ın son olarak kız ve erkek öğrencilerin aynı evlerde kalmasına “Türkiye’nin muhafazakar ve demokratik yapısı”nı gerekçe göstererek karşı çıktığını belirten Olsson, Erdoğan’ın Helsinki’ye gelmeden hemen önce kadın bir gazetecinin konuya ilişkin sorusunu “Sen kendi çocuğunun böyle yaşamasını ister miydin?” diyerek yanıtladığına dikkat çektikten sonra İsveç Başbakına “Ben çocuğumun bu şekilde yaşamasını istermiydim” diye düşünmesini ve Erdoğan’a nasıl bir sistem kurmaya çalıştığı sorusunu yöneltmesini istiyor.

KÜRDİSTAN’A ÖRÜLEN DUVAR GÖRÜŞMELERDE GÜNDEME GETİRİLSİN

Erdoğan’a bir dğer tepki de Kürt Öğrenci ve Akademisyenler Federasyonu’ndan (KSAF) geldi. Göteborg posten Gazetesinde yayımlanan ve KSAF Başkanı Roza Khalid’in imzasını taşıyan makalede Türkiye tarihinin insan hakları ihlalleriyle dolu olduğu iyileştirmeler için verilen tüm sözlere karşın ilerlemeler olmadığını, Türkiye’nin Kürt ve diğer azınlıklara yönelik baskı politikasını sürdürmeye devam ettiği belirtiliyor.

 İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt’ten Erdoğan’la yapacağı görüşmede Türkiye’deki insan hakları ihlallerini ele almasını ve azınlıklara ve muhaliflere yönelik baskıların son bulmasını talep etmesini isteyen KSAF, toplantıda Rojava sınırlarına inşa edilen duvarların da gündeme getirilmesini talep ediyor.

Türkiye’nin sınırlarını kapatıp duvar örmesinin Rojava halkına yapılacak ilaç ve gıda yardımlarını tamamen engelleyeceği belirtilen makalede, Türkiye ile İsveç arasında iyi ilişkiler olduğu ve bu nedenle de İsveç’in yapıcı ve gerekli eleştirileri Erdoğan’a yöneltmesi isteniyor.

İsveç Devlet Televizyonu’nun (Svt) “Tartışma” köşesinde yayımlanan bir başka yazıda da 12 yıldır iktidarda bulunan Erdoğan’ın son yıllarda tüm Türkiye’yi kendi mülkiyeti gibi gören bir tavrın içine girdiği, muhalefetin ve halkın sesine kulak tıkadığı belirtildikten sonra toplumu kendi inanç ve anlayışlarına göre şekillendirmeye çalıtığı örnekler verilerek dile getiriliyor.

Erdoğan’ın Gezi Direnişi sırasında göstericilere karşı takındığı tutumun zalim olarak suçladığı rejimler kadar zalim ve anti-demokratik olduğunu gösterdiğini, olayların 5 göstericinin yaşamını yitirmesi ve binlercesinin sakatlanması ile sonuçlandığı belirtiliyor.

Gazeteci Dikran Eko ve Murat Kuseyri imzalarını taşıyan makalede gazeteci ve aydınlara yönelik baskılara, 4 yıldan bu yana 10 bini aşkın politikacı ve aydının tutuklanmasına da dikkat çekiliyor. Türkiye’nin gazetecileri hapseden ülkeler arasında ilk sırada bulunduğu belirtilen makalede İsveç Başbakanının Erdoğan’la yapacağı görüşmede insan hakları, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik saldırıları gündeme getirmesi isteniyor.

ERDOĞAN’IN TÜRKİYESİ DOĞRU YOLDA” İMİŞ!

İsveç basınında Erdoğan’ın politikasını öven ve destekleyen tek makale ise işverenlerin yayın organı Dagens Industri adlı günlük gazetede yayımladı. Makalenin yazarı ise siyasal kariyerini yalan olduğu açığa çıkan Sovyet denizaltılarının ifşasına, zenginliğini de Afrika’da binlerce insanın katledilmesine neden olan Lundin Oil petrol tekelinden elde ettiği karlara borçlu olan İsveç’in Dışişleri Bakanı Carl Bildt.

“Erdoğan’ın Türkiyesi doğru yolda” başlıklı makalede Avrupa Birliği’nin önüne koyduğu hedefleri gerçekleştirmesi için Türkiye’nin anahtar bir ülke olduğunu iddia etme gafletinde bulunan Bildt, Erdoğan’la yapacakları görüşmede Türkiye’nin AB üyeliğine öncelik vereceklerini belirtiyor. Türk liderlerin Kürtçe ana dil eğitimini serbest bıraktığı, çok kültürlülüğü bir zenginlik olarak gördükleri yalanını söyleyen Bildt, Güney Doğu Türkiye’de silahların sustuğunu ve barış sürecinin iyi yolda olduğunu, Erdoğan’ın liderliğinde yeni bir Türkiye’nin doğduğunu iddia ediyor.

PROTESTO GÖSTERİSİNE KATILMA ÇAĞRISI

Siyasi ilticacıların örgütü İsveç-Türkiyeliler Dayanışma Kültür Derneği yazılı bir açıklama yaparak İsveç’te yaşayan tüm Türkiyelilere 7 Kasım günü saat 14.00’de İsveç Parlamentosunun karşısında yapılacak gösteriye katılmaları çağrısında bulundu.

İsveç Kürt Konseyi, İsveç Alevi Federasyonu, Süryani-Asuri-Keldani Derneği, -Türkiyeliler Dayanışma Kültür Derneği ve Mukavamet Grubu tarafından örgütlenecek gösteriye Sol Parti Milletvekilleri Jacob Johnson, Amineh Kakabaveh, Çevre Partisi Yeşiller Milletvekili Bodil Cebellos, Halk Partisi Milletvekili Fredrik Malm ile İsveçli sanatçıların konuşmacı olarak katılacakları bildiriliyor.