“Farqin halkı yalnız değildir” diye haykıran yüzlerce insan, Silvan’da halk katledilirken Fırat’ın batısında süregelen sessizliğe tepki gösterdi. Kitle, tüm kesimleri bu vahşete dur demeye çağırdı. 
Silvan’da 9 gündür süren devlet terörü, HDK-HDP Beyoğlu İlçe Örgütü öncülüğünde Okmeydanı’nda protesto edildi. HDP Okmeydanı İlçe Örgütü önünde bir araya gelen çocuk, kadın, yaşlı yüzlerce insan, Silvan üzerindeki devlet kuşatmasının derhal kaldırılmasını istedi. Kürtçe ve Türkçe yazılı, “Silvan halkı yalnız değildir” yazılı pankart ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan bayraklarını taşıyan kitle, Okmeydanı’nın sokakları boyunca yürüyerek, halkı katliama karşı ses vermeye çağırdı. Tencere tava çalan kitle hep bir ağızdan, “Silvan halkı yalnız değildir”, “Kürdistan faşizme mezar olacak”, “Bijî berxwedana Farqin’e”, “Katil devlet hesap verecek”, “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Silvan halkı dimdik ayakta”, “Bijî Serok Apo”, “Bê Serok jiyan nabe”, “Gençlik Apo’nun fedaisidir” sloganlarını attı. Şark kahvehanesi önünde gelindiğinde Silvan’da hayatını kaybedendenler için bir dakikalık saygı duruşu gerçekleştiren kitle , Çerxa Şoreşe marşını söyleyerek, “Şehît namirin” sloganını haykırdı. 
SİLVAN 9 GÜNDÜR KAN AĞLIYOR!
Açıklamayı HDP Beyoğlu İlçe Eşbaşkanı Rukiye Demir okudu. Amed’in Silvan ilçesinin iki aya aşkın bir süredir kuşatma ve saldırı altında olduğunu hatırlatan Demir, Silvan ‘da ki durumu şöyle aktardı, “Silvan ‘da 9 gündür kan ağlıyor. Sokağa çıkma yasağı devam ediyor. Çok sayıda ölü ve yaralı hakkında sağlıklı bilgi alınamıyor. Yüzlerce ev ve iş yeri kullanılamaz hale getirildi. Bir ok mahallede ekmek, elektrik ve su yok. İlçede iletişim erişimi sağlanamıyor. Gökyüzünde ise helikopterler ve insansız hava araçları tur atıyor, özel harekat, jandarma ve asker tanklarla, zırhlı araçlarla, toplarla, keskin nişancılarla ilçede operasyon yapıyor. İlçenin tepelerine yerleştirilen tanklardan, mahallelere top atışı sürüyor.” 
FIRAT BATISINDAKİ SESSİLİĞE TEPKİ 
Silvan’ın, Türkiye sınırları içinde, bu ilçede yaşayanların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu hatırlatan Demir, yaşadıkları zulmün nedeni ise siyasi iradelerine sahip çıkmaları, haklarını savunmaları, zulme karşı özgürlük ve eşitlik mücadelesi vermeleri, meşru ve siyasi olan özerklik talebine sahip çıkmaları olduğunu vurguladı. 
Türkiye’nin batısındaki sessizliği eleştiren Demir, bu sessizliğin son derece kaygı verici olduğunu ifade etti. “Geçici bir hükümetin yönlendirmesiyle yaşananlara karşı susuluyor” diyen Demir, “Susmak ve duyarsız kalmak, onaylamak anlamına gelmektedir” diye konuştu. Demir, buradan bir kez daha Türkiye halklarına, demokrasi güçlerine, sivil toplum kuruşlarına, siyasi partilere, vicdan sahibi tüm yurttaşlara seslenen Demir, “Bu acıların daha büyük felaketlere sebep olmaması için durdurmalıyız” dedi. 
Hükümete operasyonları durdurma ve Kürt halkının siyasi iradesine saygı duyarak sorunu müzakere yoluyla ele almaya çağıran Demir, “Konuşarak çözmeyeceğimiz hiçbir sorunumuz olmamalı” diye konuştu.