Oğullarının ölümünü 4 ay sonra mahkeme celbiyle öğrendiler

Oğullarının ölümünü 4 ay sonra mahkeme celbiyle öğrendiler

Oğullarının ölümünü kendilerine gelen 'Mahkemeye Çağrı Celbi’nin nedenini araştırırken tesadüf sonucu öğrenen Bulut ailesi, şok yaşadı. Bulut ailesi, oğulları Renas Bulut'un (26) Ankara'da bir trafik kazası sonucu öldüğünü, naaşının ise 4 aydır Ankara Adli Tıp Kurumu'nda bekletildiğini araştırmaları sonucu bulabildi. Türkiye'de 'insan hayatı bu kadar ucuz' dedirten olaya karşı Bulut ailesi dava açmaya hazırlanıyor.

Renas Bulut, ailesine İstanbul'daki ablasının yanına gittiğini söyleyerek 2012 yılının Kasım ayı sonunda evden ayrıldı. İstanbul yerine Ankara'ya giden Renas Bulut'tan Kasım ayından itibaren haber alınamadı. Aileye 13 Mart'ta İzmir 21. Asliye Ceza Mahkemesi'nden 'Mahkemeye Çağrı Celbi' gitti. Mahkemeye neden çağırıldıklarını öğrenmek amacıyla araştırmaya giren aile, oğulları Renas'ın ölüm haberini aldı. Açılan kamu davası nedeniyle anne Hadra Bulut'un müşteki olarak çağırıldığı mahkeme celbi sonucu oğullarının 4 aydır Ankara Adli Tıp Kurumu Morgu'nda bekletildiğini öğrendi. Oğullarının ölüm nedeni ve aylardır kendilerine neden ulaşılmadığını merak eden aile, mahkeme celbini ulaştırabilen devletin 'oğlunuz trafik kazasında öldü' haberini neden vermediğini sorguluyor. Bulut ailesi, sorumlular hakkında dava açmaya hazırlanıyor.

Aslen Mardin'in Savur ilçesinden olan Bulut ailesi İzmir'de yaşıyor.

Oğulları Renas'ın ölümüne ilişkin ANF'ye konuşan anne Hadra Bulut (49), oğlunun ölümünün 'şüpheli' olduğunu kaydetti.

Anne Bulut, "Oğlumun Ankara'ya gittiğini bilmiyordum. Renas Kasım'ın sonunda evden çıktı. Ablasının yanına İstanbul'a gideceğini söylemişti. Ama sonra Ankara'ya gitmiş" dedi.

BİLİNMEYEN NUMARALARDAN ‘OĞLUNUZ ÖLDÜ’ HABERİNİ ALDILAR

Renas’ın evden ayrıldıktan sonra ablasına da gitmediğini öğrenmeleri üzerine aylarca oğullarını aradıklarını anlatan anne Bulut, "13 Mart'ta eve bir mahkeme celbi geldi. Biz bu celbin neye dair olduğunu öğrenmek için bilinmeyen numaralardan sorgulattık. Bilinmeyen numaralar servisi bize, oğlumuzun ölümü nedeniyle mahkemeye çağrıldığımızı söyledi. Oğlum Renas 6 Aralık'ta Ankara'da trafik kazası geçirmiş. Saat 23.45 civarı yaralı olarak hastaneye kaldırılmış. Öğrendiğimiz kadarıyla oğluma Sincan Belediyesi'ne ait çekici araç çarpıyor" şeklinde konuştu. 

ÖLDÜĞÜ GÜN NÜFUSTAN DÜŞÜRÜLÜYOR

Oğlunun yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını, 7 Aralık'ta da hayatını kaybettiğini ifade eden anne Bulut, "Oğlum 7 Aralık'ta hayatını kaybediyor. Hatta oğlumu 7 Aralık'ta nüfustan düşürüyorlar. Bunun otopsisi yapılıyor. Naaş fotoğrafları çekiliyor. Sincan'da oluyor olay. Etimesgut Polis Karakolu'nda naaş fotoları çekiliyor" diye konuştu.

AİLE İZMİR ADLİYESİ’NDEN BİLGİ ALDI

Oğlunun ölümüyle ilgili 26 Nisan 2013'de tarihinde ilk davanın görüleceğini kaydeden anne Bulut, "Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, düşünün ben oğlumun ölümünü bilinmeyen numaralardan öğreniyorum. Neyin müştekisi olduğumu öğrenmek için araştırma yaparken oğlumun öldüğünü ve müşteki olarak davaya çağırıldığımı öğrendim. Daha sonra İzmir Adliyesi'ne gittik ve orada oğlumun Sincan'da trafik kazası geçirdiğini söylediler. Bununla ilgili açılan dava için beni mahkemeye çağırdıklarını öğrendik. Benim hangi mahkemelere girmem gerektiğine dair belgeleri verdiler" diye belirtti.

ÖLÜMÜ NEDEN 4 AY GİZLENDİ?

Kazaya ilişkin raporların henüz ellerine ulaşmadığına dikkat çeken anne Bulut şöyle devam etti: "Kazayla ilgili raporlar henüz elimize ulaşmadı ancak öğrendiğimiz kadarıyla kaza kavşak gibi bir yerde gerçekleşiyor ve buradaki hız sınırı saatte 40 km iken, çekici araç 75 km hız yapıyormuş. Bunlar kaza raporundaki kayıtlarda belirtiliyor.  Kimliği polis karakolunda ve bana hiç bir şekilde bilgi verilmiyor. Oğlum Ankara Adli Tıp'a 24 Ocak'ta teslim ediliyor. O günden 19 Mart'ta kadar haberimiz olmuyor. Kendimiz araştırıp buluyoruz. Ankara'daki akrabalarımız devreye girdi ve biz o şekilde oğlumuzun naaşına ulaşabildik. Bizim çok çeşitli şüphelerimiz var; oğlumun iç organları alınmış mı, alınmamış mı hiç bir şey bilmiyoruz. Oğlumu her yerde arıyorduk ama hiç bir haber alamıyorduk. Oğlumun kimliğinde Konak Nüfus Müdürlüğü'nden alındığı belli olmasına anne adı, baba adı belli olmasına rağmen bize hiç ulaşmaya çalışmadılar. Bu ülkede yaşayan herkesin bir TC Kimlik numarası var. Bu numarayı girdiğin zaman tüm seceresini öğrenebiliyorsun. Bana mahkeme celbi gönderebilen devlet neden oğlumun öldüğünü bana bildirmiyor?"

‘CENAZEYİ KENDİ İMKÂNLARIMIZLA ALDIK’

Oğlunun Ankara Adli Tıp Kurumu'nun morgunda olduğunu öğrendikten sonra Ankara'ya gittiklerini aktaran anne Bulut, "Öğrendikten hemen sonra Ankara'ya gidip Adli Tıp'tan oğlumun işlemlerini yapıp, kendi imkânlarımızla cenazemizi aldık. Keçiören Belediyesi'nden araç istedik ama 'araç yok' dediler. Biz de kendi imkânlarımızla araç tuttuk ve oğlumuzu İzmir'e getirdik. Biz oğlumuzun ölüm şeklini ve kimin nasıl çarptığını araştırıyoruz. Cenazemizi 20 Mart akşamüzeri İzmir'e getirdik, 21 Mart'ta toprağa verdik" dedi.

AİLENİN KAFASINDAKİ SORU İŞARETLERİ

Sorumluların cezalandırılması için dava açmaya hazırlandıklarını ifade eden anne Bulut, "Bu ölümü neden bizden bunca zaman gizlediler? Bu bizi şüphelendiriyor. Çarpan kişi rüşvet verip bütün bu kurumları mı susturdu? Bu araç kamu aracı olduğu için mi üstünü örtmeye çalıştılar? Bizim kafamızdaki sorular bunlar. Bu soruları aydınlatmak için her türlü yasal yola başvurumuzu yapacağız. Çocuğumun siyasi geçmişi vardı. Bir süre siyasi nedenlerden dolayı cezaevinde de yattı. O yüzden mi bu ölümü örtbas etmeye çalıştılar? Bütün bu soruların cevabı aydınlanmadan biz davamızdan vazgeçmeyeceğiz" diye kaydetti.

Konunun araştırılması için İnsan Hakları Derneği'nden yardım isteyeceklerini vurgulayan anne Bulut, oğlunun ölümünün üstündeki 'sır perdesi' kaldırılana kadar olayın takipçisi olacaklarını söyledi.