Roboski'de 8 aydır yas sürüyor. Günlük yaşam devam ediyor ancak kadınlar siyah yas elbiselerini çıkarmış deðil. Rengarenk fistanlar, dolaplara kilitlendi. 8 ay içinde köyde tek bir düðün olmadı. Köyün tek kahvehanesi hala kapalı.
34 kişinin TSK'nın bombalarıyla öldürüldüðü Roboski Katliamı'nın üzerinden 8 ay geçti. Bu 8 aylık zaman diliminde halkın adalet beklentisini karşılama yönünde tek bir adım bile atılmadıðı için halk hala yas havasında.
ENTARÝLER DOLAPLARDA
Roboski ve Gülyazı köylerinde günlük yaşam devam ediyor. Gençler, çocuklar ticaret için sınır ötesine geçiyor, bahçeler sulanıyor, aðaçlardan meyveler toplanıyor, hayvanlara yem veriliyor. Ancak her adımda köydeki yas havası hissediliyor.
Kadınlar siyah yas giysilerini çıkarmış deðil. Alı al, moru mor, pullu fistanlar hala dolaplarda kilitli. Katliamda eşinin kardeşini kaybeden genç kadınlardan biri, katliamdan birkaç gün önce diktirdiði mor entarisini dolaptan çıkartıp gösteriyor. Hüzünle elbiseye bakan genç kadın, "Bunu giyebilmem için en 5 yıl gerekiyor" diyor.
HER ŞEY KATLÝAMI HATIRLATIYOR
Köyde sarı, kırmızı, yeşil çiçekler, şallar, pankartlar ve fotoðraflarla dolu mezarlık, odaların başköşesine konulan fotoðraflar ve o fotoðraflardan bakan ışıl ışık çocuk gözleri, geceleri taburdan Haftanin bölgesine yapılan top atışları, askeri helikopterler... Her şey, katliam gününü hatırlatıyor.
Ailelere katliamı hatırlatan bir başka şey ise, aylardır tek bir yetkilinin bile katliamın sorumlusu olarak yargılanmayışı. Katliamın 8. ayında hepsinin ortak sözü; bu katliamın failleri cezalandırılsa, içimizdeki yangın biraz olsun hafifleyecek.
8 AYDA TEK BÝR DÜÐÜN BÝLE YOK
Ýki köyde, son 8 ayda tek bir düðün bile yapılmamış. Köylüler, "sadece bir kez, kız isteme oldu. Ancak aylardır düðün yapmıyoruz" diyor. Gülyazı Köyü'nün tek kahvehanesi de, katliamın ardından kapatılmış. Çünkü, köy kahvehanesine giden yok.
'BÝZE ADALET GEREK'
Gülyazı köylülerinin bugünlerde sevinç kaynaklarından biri ise, gençlerden birinin hukuk fakültesini kazanması. Hukuk fakültesi, lise öðrencileri arasında revaçta. Kendi olanaklarıyla üniversiteye hazırlanan lise 2. sınıf öðrencisi Gülşen de, hukuk fakültesine hazırlananlardan. "Katliamdan önce, hukuk fakültesini düşünmezdim" diyen Gülşen, ekliyor: "Bize adalet lazım. Ben de avukat olup adalet için uðraşacaðım."
11 KÝŞÝ HALA ARANIYOR
Köyde deðişmeyenlerden biri de, katliam maðdurları üzerindeki baskı. Katliamın faillerinin açıða çıkartılması için kıllarını bile kıpırdatmayan mahkemeler, kaymakamı protesto eden 6 kişiyi tutuklamıştı. Bunlardan 5'i serbest bırakıldı, Suat Enç ise hala tutuklu. Ayrıca 11 kişi hakkında arama kararı bulunuyor. 11 kişi bu karar nedeniyle bütün kurulu düzenlerini deðiştirerek, kayıplara karışmak zorunda kaldı. Katliamdan sað olarak kurtulan Servet Encü ise üzerindeki baskılara dayanamayarak, ailesini de yanına alıp Güney Kürdistan'a göç etmek zorunda kalmıştı.
Köylüler üzerindeki askeri baskıya bir de kontra bir birliðin faaliyetleri eklendi. 4 kişiden oluşan ve yüzleri kapalı olan kontraların yürüttüðü faaliyet, köylüleri endişelendiriyor.
AKP ÝLE BÜTÜN KÖPRÜLER ATILDI
Roboskililer açısından deðişen en önemli duygu ve fikir ise, AKP'ye ilişkin yaklaşımlarıyla ilgili. Bu algının özeti: Bütün köprüler atıldı.
2011 seçimlerinde Roboski'de oyların büyük bir bölümünü BDP almış. Ancak buna karşın, köylüler, Başbakan'ın "Kürt sorunu benim sorunum" açıklamasının kendilerinde AKP'ye dair düşünceler yarattıðına anlatıyor, "Müslümandır, zulüm yapmaz, diye düşündük" diyor. Ancak, Roboski Katliamı sonrasında bu fikir tamamen deðişmiş durumda. AKP'ye adeta ateş püsküren köylüler, "Bizi anlayanlar, her zaman yanımızda duranlar, BDP milletvekillerimizdir" sözünü sık sık tekrarlıyor.
KADINLAR SÜREKLÝ EYLEMDE
Roboski Katliamı, kadınların yaşamını ise büyük oranda deðiştirmiş durumda. Kadınlar, evlerde, toplumsal rollerini sürdürmeye devam ediyor. Ancak, 28 Aralık 2011 tarihi öncesinde eylem için sokaða çıkmayan, Newroz bayramlarına bile gitmeyen kadınlar, sürekli eylemde. Sadece köyde deðil, çaðrıldıkları her yere giderek, adalet talebini dile getiriyorlar.