Nuriye Gülmen için 'tutukluluğuna devam' kararı

Ankara'da görülen duruşmada, Nuriye Gülmen’in tutukluluğunun devamına karar verildi.

Açlık grevi eyleminin 265’inci gününde Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve “İşimizi geri istiyoruz” eylemcisi Acun Karadağ’ın yargılandığı davanın 5. duruşması Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Nuriye Gülmen, tutuklu bulunduğu Numune Eğitim ve Araştırma hastanesinden SEGBİS yolu ile duruşma salonuna bağlandı. SEGBİS açıldığı anda alkışlandı. Dosyaya eklenen bilgi belge ve kayıtlar okundu. Numune Hastanesi’nin yazdığı “Gülmen’in sağlık durumunun el vermediği, duruşmada hazır edilemeyeceği” yazısı okundu.

SAVCIDAN TAHLİYE TALEBİ

Savcı önceki celse verdiği mütalaasını tekrarlayarak, dosyada toplanacak delil olmadığını söyledi. Savcı, “Yargılamanın geldiği aşama göz önüne alınarak, delil karartma ihtimalinin olmadığı için Gülmen’in adli kontrol şartı ile tahliye edilmesi kamu adına mütalaa olunur” dedi.

GÜLMEN: TAHLİEM LÜTUF OLMAZ

Nuriye Gülmen ifadesinde, “Önceki duruşmada tahliyemi gerekçelerimi de anlatarak talep etmiştim. Aynı gerekçeleri tekrar dile getirmeyeceğim. 2 celsedir tutukluluk koşullarımı ve sağlığımı nasıl etkilediğini söylemiştim. Avukatım ile görüşmelerim engellendi. Delilleri karartma ihtimalim ve kaçma şüphem olmadığı için tahliyemi talep ediyorum. Tahliyemi bana bir lütufta bulunmanız için değil, hukukun gereklerini yerine getirmeniz için talep ediyorum” diye konuştu.

AVUKAT YILMAZ: MAHKEME DİKKATE ALINMIYOR

Gülmen’in avukatı Murat Yılmaz mahkemeye hitaben yaptığı konuşmasında, “Bir irade var, sizi aşan bir irade var. Sizin Nuriye’nin hazır edilmesi talebiniz dikkate alınmıyor. Burada sizi aşan bir irade var. Eğer Anayasa uygulanıyorsa mahkemelerin üzerinde bir irade yoktur. Ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekilliği, Numune Hastanesindeki görevli personel, hastanede görevli gardiyanlar hakkında suç duyurusunda bulunmanızı talep ediyoruz” beyanlarında bulundu.

'TANIK ALEYHTE İFADE VERİP ÖDÜLLENDİRİLDİ'

Tanık Berk Ercan’ın ödüllendirildiğini söyleyen Yılmaz, “Berk Ercan uzun namlulu silahlarla Temmuz ayında yakalandı; ancak Nuriye Gülmen hakkında ifade verdikten sonra tahliye edildi. Bunun anlamı Ercan ödüllendirilmiştir. Berk Ercan’a yarın bir gün başka bir ödül verilirse ifadelerine mahkemenizi de katar bizi de katar. Zaten ifadesinin sonuna ‘Aklıma başka bir şey gelirse gelir ifade veririm’ diye ekleme yapılmış. Böyle bir şey olamaz” değerlendirmelerinde bulundu. Yılmaz, “Berk Ercan ile Fatih Solak olmasa Semih’e ve Nuriye’ye de beraat istenecekti. Biz diyoruz açlık grevi yaptıkları için yargılanıyorlar” dedi.

Yılmaz konuşmasını, “Ankara CHP milletvekili Ali Haydar Hakverdi tanık olarak dinlenmesini istiyorum. 9 Kasım'da hak arama talebi için eyleme başlarken CHP milletvekili Ali Haydar Hakverdi ile görüşmüş kendisinin bilgisi var. Hakverdi’nin tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz” diye sürdürdü.

TANIKLARIN ÇELİŞKİLERİ

Gülmen’in avukatı Mehmet Refik Atalay da, tanık beyanlarının hukuka aykırı olduğunu söyledi. Gülmen’in 31 Ağustos 2012 tarihinde tahliye olduğunu söyleyen Atalay, “Tanık Berk Ercan Gülmen’in ‘2012 yılında İstanbul’daki kriptolu bilgisayardan örgüte öz geçmiş verdiğini’ söyledi. Gülmen 31 Ağustos 2012 tarihinde tahliye oldu. Berk Ercan ise Aralık 2012’de Gülmen’in öz geçmiş verdiğini söylüyor. Ayrıca Gülmen tahliye olurken Eskişehir’den çıkmama yönünde adli kontrol uygulanıyor. Gülmen hiç şekilde şehir dışına çıkmıyor; fakat Ercan ‘Gülmen İstanbul’a geldi ifade verdi’ diyerek yalan söylüyor” şeklinde konuştu.

'MAHKEME MEŞRU DEĞİL'

Başından beri Gülmen’in getirilmediği bir yargılamayı meşru görmediklerini söyleyen Sakarya Baro Başkanı Zafer Kazan ise, “Nuriye’nin getirilmediği bir mahkemenin vereceği kararı da meşru göremeyeceğiz. Mahkemeniz talep ediyor Nuriye’yi ‘mahkemeye getirin’ diyorsunuz . Ancak sizden daha güçlü bir irade var. Siz Nuriye’yi buraya getirmeden karar verecekseniz, nasıl karar vereceksiniz? Hangi vicdan ile karar vereceksiniz?” diye sordu.

HAKVERDİ: BEN ŞAHİDİM

CHP Milletvekili Ali Haydar Hakverdi ise "Ben şahidim, ilk günden beri işlerine dönmek için bu eylemi yapıyorlar, olayların bu noktaya gelmesinden dolayı da utanıyorum” diye konuştu.

‘HÜKÜMET DAVAYA MÜDAHALE ETTİ'

Sincan Cezaevi Kampüsünde bulunan duruşma salonunda görülen davanın öğlen arasından sonraki oturumunda konuşan Avukt Ümit Büyükdağ, "Prometheus ateşi bilginin kaynağını insanlığa verdiği zaman tanrılar tarafından cezalandırıldı. Nuriye ve Semih’in direnişi de buna benziyor. Tüm toplumu çaresizleştiren bir karanlığa karşı ateş oldu ve iktidar sahipleri Nuriye ve Semih’i cezalandırmak istedi. Tıpkı tanrıların yaptığı gibi bu ateşle direkt yüz yüze gelmek istemeyen iktidar. yargıyı kullandı” dedi.

Gülmen’in avukatı Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, yargılama aşaması boyunca yargıya müdahale edildiğini söylediklerini ifade etti. Savcının öğleden önce verdiği tahliye yönündeki mütalaasına işaret eden Kozağaçlı, “Buna sevinmemiz mi gerekiyor? Bu tutukluluğun sonlandırılması bir zorunluluktur. Nuriye ve Semih’in başlattıkları eylem sonrası tutuklanmaları, her birinin pazarlık konusu yapılmış olması oldukça trajik. İçişleri Bakanlığı’nın bu davaya müdahalesi zaten ortada. Henüz tanık dinlenmeden tanığın söylemlerine yakın bir konuşmayı Meclis’te yaptılar” şeklinde konuştu.

'ÇADIR TİYATROSU!'

Gülmen’in avukatı ve KHK ile kapatılan YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, hukukun üstünlüğünün sağlanmasının elzem olduğuna işaret etti. “Burada yargılama mı yapılıyor, çadır tiyatrosu mu?” diye soran Eminağaoğlu, “Duruşmaları, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça Sincan Cezaevinde bulunduğu için cezaevindeki duruşma salonuna aldınız. Ancak bakıyoruz son iki duruşmada Semih tahliye olmuş, Nuriye Numune Hastanesi’nde, neden hala burada dava görülüyor” sorusunu yöneltti ve mahkemenin duruşmayı toplumdan kaçırdığını, duruşmanın hapishaneden çıkamadığını belirtti.

'HENÜZ SAVUNMA YAPMADIM...'

Henüz savunma yapmadığını söyleyen Gülmen, “Savunmamı etkin bir şekilde yapmak için tahliye edilip huzurda savunma yapmak istiyorum. Buna ek olarak bu hafta OHAL komisyonunun ilk kararını vermesi bekleniyor, vereceği ilk kararın Semih ve benim kararım olması bekleniyor. Eğer işime iade edilirsem tedavi sürecimin burada değil dışarıda ailemin gözetiminde kendi seçtiğim hekimler aracılığı ile yapılmasını istiyorum” şeklinde konuştu.

'HASTANEDE MUHALLEBİ VERMEYE ÇALIŞTILAR!'

Kendisine Numune Hastanesi’nde muhallebi ve komposto verildiği söyleyen Gülmen, “Bana burada muhallebi vermeye kalktılar, bunun bir saygısızlık olduğunu kendilerine söyledim. Saygı çerçevesinde olmadığını düşünüyorum. Açlık grevinin bu evresinde benim muhallebi almam durumunda ölümle sonuçlanabilecek ihtimaller ortaya çıkar. Bana bu halde muhallebi vermek isteyenler tedavi sürecimde neler yapabilir? Burada yaşadığım, çok olumsuz işkenceye dönüşen tecrübelerden sonra kesinlikle Numune Hastanesinde tedavi olmak istemiyorum. Kaçabilecek durumda olmadığıma, delil karatma ihtimalimin olmadığına göre tahliyemi talep ediyorum” diye kaydetti.

Savcının adli kontrol şartıyla tahliyesini istediği Nuriye Gülmen için mahkeme, tutukluluk halinin devamına karar verdi.