Nöbet eyleminde kadınlar polis engeli tanımadı

Vicdan ve Adalet Nöbeti'ni  ziyaret eden kadınlar, polis engelini yıkarak içeri girdi.

İzmir Kadın Platformu üyeleri, Vicdan ve Adalet Nöbeti'nin 4'üncü gününde nöbetteki vekilleri ziyaret etti. Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi girişinde toplanan kadınlar, "Erkek adalet değil gerçek adalet" yazılı pankartlar ile nöbet eyleminin gerçekleştirildiği Gündoğdu Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti. Sık sık "Jin, jiyan, azadi" ve "Bu daha başlangıç mücadeleye devam" sloganları atılan yürüyüşe, yurttaşlar da alkışlarla destek verdi.

Kadınlar, "Hak hukuk adalet" sloganları ile nöbet alanına girerken, Vicdan ve Adalet Nöbeti'nin bu gününün kadınlara ayrılması nedeniyle alanda bulunan erkekler dışarı çıkarıldı. Sayının 60'tan fazla olması nedeniyle alan girişinde polis engeline takılan kadınlar, polisin tavrını sloganlar ile protesto etti. Kısa süreli gerginlik sonrası kadınlar, nöbetin ilk gününden beri devam edilen sayı kotasını yıkarak içeri girdi. Kadınlar adına açıklama yapan Ebru Dinçel, kadınların adalet talebini buradan bir kez daha haykırdıklarını söyleyerek, AKP hükümeti döneminde, özellikle OHAL süreciyle birlikte kadına ve farklı cinsel kimliklere yönelik saldırıların arttığını kaydetti. Devletin tecavüzcü ve kadın katillerine "haksız tahrik indirimleri" vererek onları cesaretlendirirken, Nevin Yıldırım gibi öz savunma hakkını kullanan kadınlara ise müebbet hapis cezası verdiğini söyleyen Dinçel, "Erkek adalet değil, gerçek adalet istiyoruz" dedi. "Kapatılan kadın dernekleri, kayyum atanan belediyelerdeki sığınma evleri ve danışma merkezleri ve sokağa terk edilen kadın ve çocuklar için adalet istiyoruz" diyen Dinçel, kadınların giyimine bile müdahale edilerek tahakküm altına alınmak istendiğini söyledi. Kadınların emek sömürüsüne de maruz kaldığını da belirten Dinçel, "Adı istismar olaylarına karışan Ensar Vakfı ile protokoller imzalanıp bir yandan verici eğitimin önü açılırken diğer yandan çocuklarımız, düşlerini çalanlara teslim ediliyor. Çocuklarımızın düşlerini çalanlardan hesap sormak için Erkek adalet değil, gerçek adalet istiyoruz. Seçilmiş vekiller, belediye başkanları, insan hakları savunucuları tutuklanıyor; kadınların meclisteki sesi olan Figen Yüksekdağ ve diğer kadın vekiller, rehin alınıyor. Kadınların iradesi için adalet istiyoruz. Savaş politikalarında ısrar ediliyor. Ölümler devam ediyor. Kadınlar ağlamasın, bu ülkeye barış gelsin diye adalet istiyoruz" dedi.

'ÇOCUK İSTİSMARININ ÖNÜ AÇILMAK İSTENİYOR'

Müftülere nikah yetkisi verilecek yasaya da değinen Dinçel, son olarak şunları söyledi; "Erken yaşta ve zorla yaptırılan evliliklerin, çocuk istismarının önü açılmak isteniyor. Evde yapılan doğumlar neticesinde binlerce kadının ve çocuğun gerekli sağlık hizmetleri almaması tehlikesi göz ardı ediliyor. Kazanılmış haklarımızdan geriye düşmemek, bedenimiz,irademiz üzerindeki tahakkümü püskürtmek için adalet istiyoruz. Cezaevlerinde süregelen, kadınlara yönelik cinsel şiddet, işkencenin son bulması ve iktidar tarafından gündeme getirilen gayri insani ‘Tek tip’ elbise uygulamasını akıllarından bile geçirmemeleri için adalet istiyoruz"

'KADINLAR MUTLAKA KAZANACAK'

HDP Milletvekili ve Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir ise tüm kadın tutuklulara selam göndererek, 15 Yıllık AKP iktidarında kadına yönelik şiddetin her biçimi ile karşı karşıya kaldıklarını belirterek, "Dışarıyı cezaevine çevirmek isteyenlere büyük bir ses oldunuz. Kadınların eşitlik özgürlük mücadelesi bugün başlamadı. Yüzyıllardır adalet mücadelesi yürütüyoruz. Bugün buradaki mücadelemiz aynı zamanda bir eşitlik mücadelesidir. Bu direnişte bizimle yan yana kol kola olduğunuz için teşekkür ediyoruz. Kadınların özgürlük mücadelesi her zaman engellenmeye çalışıldı ama hiçbir dönem bu kadar karanlık bir süreçle karşı karşıya kalmadı. İtiraz eden tüm kadınlar karanlık güçlerin hedefi haline geliyor. Bütün bu saldırılara karşı sokakta, evde zindanda direnmeye devam edeceğiz. Kadınlar mutlaka kazanacak" dedi. Taşdemir'in konuşması sırasında sık sık "Figen Yüksekdağ onurumuzdur" sloganları atıldı. Açıklamaların ardından kadınlardan oluşan müzik topluluğu ezgilerini seslendirdi.