Geçtiğimiz yıl 203 bin civarında iltica başvurusunun yapıldığı Almanya’da bu yılın ilk 8 ayında toplam 256 bin başvuru yapıldı. Başvuruların yıl sonuna kadar 600 ila 800 bin arasında olabileceği tahmin edilirken, 3 aylık bir sürecin sonunda mültecilere çalışma izni veriliyor.
Yine geçtiğimiz günlerde otomotiv devi Volkswagen’in ürettiği otomobillerin saldığı zararlı gazların miktarını düşük gösterdiği ortaya çıkmıştı. Bu skandal sonrası Volkswagen’in dünya borsalarındaki hisseleri ciddi kayıp yaşamış ve bu durum yüz binlerce kişiye direkt ve dolaylı olarak iş sağlayan şirketin istihdamına da etki edeceği hesaplanıyor.
Tüm bu gelişmelerin halen yüzde 6,4 ile Avrupa’nın en düşük işsizlik oranına sahip Almanya’daki iş piyasasına olumsuz etki edeceği tahmin ediliyor.
Ekonomi analisti Rolf Schneider, artan mülteci sayısı nedeniyle iç piyasalardaki tüketimin kısa dönemde artacağını ve ilk aşamada işsizliğe etkisinin olumsuz olmayacağını savunuyor. Ancak Schneider, özellikle Volkswagen’da yaşanan skandal nedeniyle oluşacak kaybın iş piyasasına olumsuz etki edeceğini düşünüyor.
Mültecilerin sayısının ani artışının istihdam piyasasına etkisinin ne düzeyde olacağı ise henüz tam olarak hesaplanamıyor. Bu konuda özellikle mültecilerin iltica davalarının ne kadar süreceğinin belirleyici olacağı düşünülüyor.
Yine ekonomik krizlerin devam ettiği Yunanistan ve İtalya gibi güney Avrupa ülkelerinden gelecek işgücünün de Almanya’daki işsizlik oranına etki etmesi bekleniyor.