HDP Bitlis milletvekili Mizgin Irgat, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridi ANF'ye değerlendirdi...

Irgat, İmralı’da uygulanan ağırlaştırılmış tecridin birebir işkence olduğunu vurguladı. Öcalan ile 2011 yılından bu yana görüşemediklerine dikkat çeken Irgat, tutuklu veya hükümlü, cezaevinde olan her insanın avukatları ve ailesiyle görüşme hakkının yasalarca güvence altında alındığını hatırlatarak, bu hakkın hiçbir koşulda ortadan kaldırılamayacağının altını çizdi.

‘CPT’NİN RAPORU KAMUOYUNU MANİPÜLE ETMEYE DÖNÜK’

Irgat, Öcalan’a özel olarak uygulanan bu hukuksuzluk sistematik hale gelmişken, İşkencenin Önlenmesi Avrupa Komitesi’nin (CPT) İmralı raporunu ancak 2 yıl sonra açıklamasının kabul edilemez olduğunu kaydetti. CPT raporunun gecikmiş olmakla birlikte eksik olduğuna işaret eden Irgat, bu tarz raporların güncelken kamuoyunu ile paylaşılması gerektiğini söyledi. Irgat, raporun 2 yıl sonra hükûmetin onayıyla açıklanmış olmasının hem kuşku uyandırdığına, hem de kamuoyunu manipüle etmeye dönük olduğuna dikkat çekti. 15 Temmuz’da İmralı’ya bir saldırı girişimi olduğunu hatırlatan Irgat, o gece neler yaşandığına ilişkin Adalet Bakanlığı’na çok sayıda önerge verdiklerini ancak hiçbir cevap alamadıklarını aktardı. OHAL sürecinde tüm cezaevlerinde hak ihlallerinin tavan yaptığını da belirten Irgat, “Bu OHAL koşullarında İmralı’da neler yaşanıyor? Bu 2 yıl içerisinde başka cezaevlerinde incelemelerde bulunan CPT neden İmralı’ya gitmedi" sorularını yöneltti.

‘TECRİTLE DEVLET FABRİKA AYARLARINA DÖNDÜ!’

Irgat, CPT raporu eksik ve gecikmeli olarak açıklansa da, yıllardır keyfi olarak engellenen aile ve avukat görüşlerinin yapılması konusunda atıfta bulunulmasının önemli olduğunu vurguladı. İmralı’da şu an hiçbir mevzuatta yer almayan bir sistemin işletildiğine işaret eden Irgat, bu hukuksuzluğa karşı hukukçuların ve siyasetçilerin ses çıkarması gerektiğini kaydetti. Irgat, “Sayın Öcalan sıradan bir hükümlü değildir. İmralı’da uygulanan tecritle devlet cumhuriyet tarihi boyunca uyguladığı inkar ve imha kodlarına; Kürt halkının siyasal olarak tanınmaması noktasında kendi fabrika ayarlarına geri dönmüştür” dedi. Müzakereler sürecinde haklar nezdinde yaratılan barış ve demokrasi umutlarının heba edildiğini, tekrar inkar siyasetine geri dönüldüğünü belirten Irgat, bu kötü ve ayrıştırıcı iklimin ve tıkanıklığın ancak yeniden diyalog yolunun açılmasıyla son bulacağını vurguladı.

‘EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ TECRİT...'

İmralı’daki koşulların hiçbir zaman iyi olmadığını vurgulayan Irgat, geçmişte müvekkilleri Öcalan’ı ziyaret edebildikleri dönemlerde de olağanüstü hukuka aykırılıklarla karşılaştıklarını anlattı. Irgat, “Avukatlar olarak Sayın Öcalan’ı her ziyarete gittiğimizde hak gasplarıyla, olağanüstü ve ölçüsünü aşan aramalarla, hukuka aykırılıklarla karşılaşıyorduk. Avukat-müvekkil görüşmeleri gizli bir şekilde yapılması gerekirken, İmralı’daki tüm görüşmelerimiz kayıt altına alınıyordu. Bu bile tek başına ciddi bir hak ihlalidir. Önce İmralı’da uygulanan bu hukuksuzluk şimdi OHAL adı altında tüm cezaevlerinde uygulanır duruma geldi” dedi. Ağırlaştırmış tecride, kötü koşullara ve hak gasplarının hiçbirinin Öcalan’ı kararlılığından geri adım attırmadığını vurgulayan Irgat, “Tüm bu baskılara rağmen Sayın Öcalan hiçbir zaman demokratik çözümden geriye giden bir noktada durmadı. Her zaman umudunu korudu ve fikirlerini, görüşlerini kamuoyuyla paylaşmaya çalıştı. Ama maalesef bugün dünyada eşi benzeri görülmemiş bir tecrit sistemiyle karşı karşıya” diye konuştu.

‘KÜRT MESELESİNİ ÇÖZMEYEN KAYBEDER!’

Mizgin Irgat, MHP-AKP ittifakıyla birlikte Kürt karşıtı politikanın ülke sınırlarının dışına taştığına dikkat çekti. AKP iktidarının Kürt meselesine hep pragmatist biçimde yaklaştığına işaret eden Irgat, “Güç toplamak istediği dönemlerde hep Kürt meselesini çözeceğinin vaadinde bulunan AKP ne zaman güç topladıysa ise yeniden başa dönüp, inkar siyasetini devreye koymuştur" dedi. Hem söylem hem de pratikte, AKP’nin çıkış noktasından bugüne çok büyük bir fark olduğunu belirten Irgat, kendi iktidarını sürdürmek adına Türkiye haklarına önce umut veren AKP’nin, seçimden seçime taktik değiştirerek, tüm umutları heba ettiğini vurguladı.

Son olarak, Kürt meselesinin ülkenin en önemli meselesi olduğunu dile getiren HDP Milletvekili Mizgin Irgat, Kürt meselesi çözülmeden ülkedeki hiçbir meselenin çözülemeyeceğini kaydetti ve "Demokrasi meselesi ile Kürt meselesi iç içe geçmiş meselelerdir. Kürt meselesini çözmeyen kaybeder” diye ekledi.