Mezopotamya Akademisi öğrencileri: Toplumsal gerçekliğimizi öğrendik

Mezopotamya Akademisi öğrencileri: Toplumsal gerçekliğimizi öğrendik

İnsanlığın doğuşuna beşiklik etmiş Mezopotamya'nın kadim halklarından biri olan Kürtlerin 40 yıllık mücadelesinin sonucunda yaratılan Rojava devrimi ile birlikte, siyasi, askeri , toplumsal, ekonomik ve kültürel adımların yanı sıra bilimsel alanda da adımlar atıldı. Uzun hazırlık çalışmalarının ardından demokratik özerklik sistemini kurmayı amaçlayan, Rojava'nın ilk üniversitesi olan Mezopotamya Toplumsal Bilimler Akademisi açılmıştı. Akademide eğitim gören öğrencilerle yapılan görüşmede, öğrencilerin ortak görüşünün akademide verilen eğitimin sistem okullarında verilen eğitimden çok daha farklı oluşuydu. 

Rejim okullarında gördükleri eğitimin toplumun gerçekliğinden uzak olduğunu söyleyen Mezopotamya Akademisinde Sosyoloji öğrencisi olan Barzan Sebrî, "ama Mezopotamya akademisinde toplumun gerçekliğini öğrenme ve ilmin özünü öğrenme şansımız oldu" dedi. Akademideki temel hedefin toplumun hizmeti olduğunu belirten Sebrî, "Kapitalist sistem yüzyıllardır toplumun özünü eritmeye çalışmaktadır. Bu yüzden öğrendiklerimizi sadece teorik olarak değil pratiğini gerçekleştirmek istiyoruz" ifadesinde bulundu. İlmin toplumun manevi değerleri olduğuna değinen Sebrî, "İlim satılan birşey değidir. Bir toplumda ilim ve fikir yoksa gelişmelerde görülmez. Kobane buna bir örnektir. Eğer önderliğin felsefesi ve ilmi olmasaydı toplum buna anlam biçmez ve böylesi bir direniş sergilenemezdi. Yani yaratılan felsefe tarihi değiştirdi" diye belirtti.

DEMOKRATİK ÖZERKLİK İÇİN AKADEMİLER BİR ZEMİNDİR

Kapitalist sistem tarafından toplumların özünden uzaklaştırıldığını vurgulayan bir diğer Sosyoloji öğrencisi Hebûn Omer, "Burada gördüğümüz eğitimle toplumumuzun sorunlarını çözmek ve toplumu özüne dönüştüreceğimize inanıyorum. Rejim yıllarca toplumumuzu iradesizleştirmiş ve ortadan kaldırmak için bütün yolları denemiştir" ifadesinde bulundu. Sistemin yarattığı tahribatları ortadan kaldırmak için çabası içerisinde olacaklarını belirten Omer, "Kadın olarak böylesi akadamilerde eğitim görmek bizim için bir şanstır. İnsanın kendini dönüştürebilmesi, demokratik ve eşit bir yaşamın inşasını yaratmak için bir zemindir" dedi. Toplum iradesinin rejim tarafından himaye altına alındığına dikkat çeken Omer, "Akademide kendi iradenle hareket ediyorsun, kendini değiştirip dönüştürüyorsun. Rejim toplum içerisinde yaşamın bütün güzelliklerini saklamış, biz gençleri herşeyden mahrum bırakmıştı. Oysa akademide yaşamın gerçekliğini öğreniyorsun" diye belirtti.

SİSTEM KİŞİLERİ BENCİLLEŞTİRİYOR

Sistemin ilmi kendi çıkarı için kullandığını söyleyen Akademi sosyoloji öğrencisi Metîn Xelo, "Ama şimdi gördüğümüz eğitimle ilim toplumun çıkarı için kullandığın zaman bir yararının olacağını gördüm" dedi. Günümüzde ilim bilen kişilerin iktidar zihniyeti ile yetiştirildiklerini belirten Xelo, "Örneğin bir insan küçük yaşlarda toplumu kurtarmak için doktor olmak istediğini söyler ancak zamanlar sistem onu sadece kendi çıkarı için yetiştirir ve o kişi zamanla bencilleşir" ifadesinde bulundu. Ortadoğunun birçok millet ve inançtan oluştuğunu vurgulayan Xelo, bu toplumların birlikte eşit ve demokratik bir şekilde yaşayabilmeleri için doğru ilmi öğrenmeleri gerektiğini belirtti.

Rojava'da gerçekleştirilen devrim süreci ile birlikte bunun pratik adımlarının atıldığına dikkat çeken Xelo, "Sadece kendi halkının değil, bütün toplumun çıkarlarını koruyorsun. Akademi de herşeyden önce kendini tanıyorsun. Kendi gerçekliğinle birlikte yaşamı olan inancın artıyor ve yaşam gerçekliğini daha iyi sahipleniyorsun" dedi.  Daha önce okuduğu kitaplara çoğu zaman anlam vermediğini belirten Xelo, ancak buradaki eğitimle birlikte bir sorgulama ve anlam bulmaya çalıştığını söyledi. Dışardan birçok mesihi arkadaşım bu akademiye gelmek istediklerini dile getiren Xelo, "Dışardaki insanlarla ileşimlerimiz arttı. Şunu belirtemek istiyorum, ilmin hakikatine inanmış iki temiz insan bir orduya karşı savaşabilir" ifadesinde bulundu.

11 yıl rejim okullarında tarih dersi gördüklerini ancak heryıl tekrar yaşadıklarını dile getiren Akademi Tarih öğrencisi Rihan Oso, "Tarih bir olayın başlangıcı ve bitişi olarak verildi. Yani tarihten nasıl ders çıkarmamız gerektiği ya da olayların detaylarına ilişkin herhangi birşey verilmiyordu. Ancak Akademide öğrendiğimiz tarih ile rejim okullarında öğrendiğimiz tarih arasında büyük farklar var. Herşeyden önce kendi tarihimizi öğreniyoruz" dedi. Geleceğin doğru temelde kurulabilmesi için tarihin doğru anlaşılması gerektiğini vurgulayan Oso, "Bugün Rojava'da gerçekleşen devrim Kürt halkının tarihten ders çıkardığını gösteriyor. Tarihin günümüzde saklı olduğuna dikkat çeken Oso, sözlerine "Tarih dün, bugün ve yarın şeklinde bir zincirden oluşuyor, yani birbirinden bağımsız değildir" ifadesinde bulundu. Akademide üç ay sadece insanlık tarihini gördük. Yani insanın oluşumunu öğrendik. O üç aylık eğitimin sistemin 4 yıllık eğitime bedel olduğun söyleyebilirim" şeklinde devam etti.

Yıllarca kendilerine Arap tarihinin öğretildiğini belirten Oso, "Hiçbir tarih kitabinda Kürtlerin varlığından söz edilmiyordu. Ancak buradaki eğitimle birlikte köklü bir tarihimizin olduğunu öğrendim. Bizim Rojava'da yaşadıklarımızı diğer üç parçadaki halkımızda yaşıyor. Kendi topraklarımızda tarihimiz bizden saklanmış. Tarih hırsızlığı bütün hırsızlıklardan daha kötüdür. Bizden tarihimiz çalınmıştı. Bu insanı kahreden bir durum" ifadesinde bulundu. Kürt tarihini öğrendikçe tarihe olan merakı ve isteğinin arttığını dile getiren Oso, "Eski tarih kitaplarıma bakıyorum sadece Meliki ne yapmış, Abbasiler ne yapmış hep bir övgüden ibaret. Yıllarca kandırıldığımızı anladım. Ve hala insanlar o tarihle kandırılıyor" diye belirtti.