Kürt avukatların yargılandıðı dava öncesinde açıklama yapan savunma avukatları, anadilde savunma talebi kabul edilmediði için tutuklu meslektaşlarının savunma yapamadıklarını belirtti. Avukatlar, "Bu davanın temellerinden birisi de Ýmralı'daki Öcalan'ın tecrididir. Arkadaşlarımız buna ilişkin düşüncelerini dile getirmek istiyorlar. Ancak mahkeme, anadilde savunmayı reddederek savunmayı kısıtlıyor" dedi.
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlıðını yaptıkları için tutuklanan Kürt avukatların yargılandıðı davanın son duruşması Ýstanbul 16. Aðır Ceza Mahkemesi'nde başladı.
Duruşma öncesinde açıklama yapan avukatlar, mahkemenin iki gündür gelen tüm talepleri reddettiðini belirtti, "Mahkeme, şekil şartlarını yerine getirerek bu yargılamayı hızlı bir şekilde tamamlamayı düşünüyor" dedi.
Avukatlar adına açıklama yapan Leyla Tüzel. Cumhuriyet tarihinin en büyük toplu avukat tutuklaması olan bir davada savunmaklık görevini yapmaya çalıştıklarını hatırlatarak, iki gündür duruşma salonunda yaşananları şöyle özetledi: "Ýki gündür burada mahkeme ile hukuk tartışması yapmaya çalışıyoruz. Ýki gündür burada mahkemenin hukuksuzluðuna maruz kalıyoruz. Bütün taleplerimizin reddedildiði bir yargılama içinde yer alıyoruz. Dün iki temel tartışma yeniden gündeme eldi. Birincisi; meslektaşlarımızın kendi anadillerinde savunma yapma yönündeki taleplerinin mahkeme tarafından reddedilmesine tanık olduk. Bu talep hiçbir hukuki, insani gerekçe ileri sürülmeden teknik bir yasal düzenlemeye dayanılarak reddedildi. Ýkincisi, bu mahkemenin çıkartılan yasa ile kaldırıldıðını belirterek, yargılama yapamacaðını söyledik. Ancak bu yöndeki talebimiz de reddedildi."
'MAHKEME YARGILAMAYI HIZLICA BÝTÝRMEK ÝSTÝYOR'
Mahkemenin şekil şartlarını yerine getirerek yargılamayı hızlı bir şekilde sonuçlandırmaya çalıştıðına dikkat çeken avukat Tüzel, şunları söyledi: "Bizler öncelikle tutuklu arkadaşlarımızın kendilerini ifade etmeleri için mücadele ediyoruz. Bu davanın öznesi onlardır. Bu davanın temellerinden birisi de Ýmralı'daki Öcalan'ın tecrididir. Arkadaşlarımız buna ilişkin düşüncelerini dile getirmek istiyorlar. Ancak mahkeme, anadilde savunmayı reddederek savunmayı kısıtlıyor. Biz de buna karşı direniş gösteriyoruz. Avukat arkadaşlarımızın konuşmasına olanak saðlamaya çalışıyoruz. Bu dava onlarındır. Onlar susturulursa, onların söz söylemesine izin verilmezse, onların ne diyeceðini sizler kamuoyu bilemez."
Avukat Leyla Tüzel, mahkemenin hukuksuzluk yaptıðını, adil yargılanma ve savunma hakkını yok ettiðini belirterek, "Ama bizler bugün de taleplerimizi dile getireceðiz" dedi. Avukat Tüzel, son olarak şunları söyledi: "Mahkeme bu davayı sıradan bir dava olarak görüyor. Bu sıradan bir dava deðildir. Mahkeme burada şekil şartlarını yerine getirerek, bazı arkadaşlarımızı bugün tahliye ederek, bu konuda kamuoyunda bir yumuşama havası yaratarak, bu davadaki sorumluluðundan kurtulamaz.Buna asla izin vermeyeceðiz."
'MÜVEKKÝLÝMÝZ ÖCALAN SAVUNMASIZ KALMAYACAK'
Avukat Fırat Epözdemir, avukatların PKK lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlıðını yaptıkları için tutuklandıðını hatırlattı, "Ancak bu operasyonun ardından 400 avukat, müvekkilimizin savunmanlıðını üstlendi. Bizler, müvekkilimizi savunmansız, avukatsız bırakmayacaðız" dedi.
Avukat Ercan Kanar da davayı "hukuk darbesi" olarak tanımladı, "Siyasal rehin olarak tutulan meslektaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz" dedi.
'TUTUKLU MESLEKTAŞLARIMIZLA GÖRÜŞMEK ÝSTÝYORUZ'
Davayı takip eden Sınır Tanımayan Avukatlar Örgütü'nden Yudith Linternberg, meslektaşlarının adil yargılanma hakkının saðlanmasını istedi. Tutuklu meslektaşlarını ziyaret etmek için başvuru yaptıklarını ancak henüz yanıt verilmediðini söyleyen Linternberg, görüşme taleplerini tekrarlayacaklarını söyledi, "Daha sonraki günlerde de bu davayı takip edeceðiz" dedi.
'DAVAYI SONUNA KADAR TAKÝP EDECEÐÝZ'
Paris Barosu'ndan avukat Michele Tisseyre, onursuz bir yargılama yapıldıðını belirterek, "Avrupa'nın en büyük adliye binasının olduðu söyleniyor. Ancak duruşma solununda bulunurken bile insani bir şart saðlanmış deðil" dedi. "Meslektaşlarımız neden hala tutuklu, bunu anlayabilmiş deðiliz" diyen Tisseyre, "Bu dava Türkiye'nin de imza attıðı Avrupa Ýnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı bir davadır. Sonuna kadar bu davayı takip edeceðiz" diye konuştu.