Meral Akşener de bir 'Kürt damarı' buldu!

Özal, Ecevit ve Erdoğan'dan sonra İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de Kürt oylarına talip olmak için "kendine bir Kürt damarı" buldu. "Annesi Kürt Özal", "Kürtzade Ecevit" ve "Kürt damadı Erdoğan" gibi Akşener de Diyarbakırlı olduğunu öne sürdü.

Türk siyasetçilerin, Kürtlerden oy almak için "kendine bir Kürt damarı bulma" geleneğine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de katıldı. Türk siyasetçilerin "kendine Kürt bağı bulma arayışı" özellikle parti kurma ve seçim zamanlarında ortaya çıkarken, önceki örnekler, bu siyasetçilerin Kürtlere karşı en büyük saldırıları yürüttüğü görülüyor.

AKŞENER GELENEĞİ BOZMADI!


Siyaset sahnesine Doğru Yol Partisi (DYP) ile çıkan, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile devam eden ve şimdi de İYİ Parti ile sürdürmek isteyen Akşener, Hürriyet gazetesine verdiği röportajda, daha önce Turgut Özal, Bülent Ecevit ve Tayyip Erdoğan'ın başvurduğu "kendine Kürt damarı bulma" geleneğini bozmayarak, "Babamın ailesi Yunanistan’a Diyarbakır’dan gönderilmiş" dedi.

‘DİYARBAKIRLI’ MERAL AKŞENER

Akşener, ‘'Sen Türksün, ben Kürdüm’’ diye bir şey yok. Herkes kendinin ne olduğunu bilir. Babamın ailesi Yunanistan’a Diyarbakır’dan gönderilmiş. Ailemin geldiği yer Diyarbakır. Bir de etnik aidiyetin günümüzde psikolojik olduğuna ve buna da saygı duyulması gerektiğine inanıyorum. Aidiyetiniz sizinle alakalı ve çok kıymetli" dedi.

'ŞUURUN ATLINDAKİ MESAJ’

Röportajının devamında neden "Kürt meselesi" demediklerini de Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın daha önce söylediği "düşünmezseniz yoktur" sözün hatırlatırcasına şunları söyledi: "Kürt meselesi değil, Güneydoğu meselesi dedik. Çünkü Kürt meselesi dediğiniz zaman şöyle bir şey oluyor: Şuurun altına şöyle bir mesaj iletiyorsunuz. Kürtler problem!"

'ANNESİ KÜRT’ TURGUT ÖZAL

Akşener'in "Kürt açılımı" daha önceki Kürt siyasetçilerin kendine "Kürt bağı" bulma arayışlarını hatırlattı. Bu alanın ilklerinin başında Turgut Özal geliyor. Özal siyasete girip 12 Eylül'ün kızgın günleri biraz geçtikten sonra "Kürt damarını" hatırlayarak "annesinin Kürt olduğunu" söylemişti. Ardından Kürtlere karşı koruculuk sistemini geliştirme, savaşı tırmandırma, faili meçhullerin startını verme ve köylerin boşaltılması süreci Özal döneminde başlamıştı.

'KÜRTZADE’ BÜLENT ECEVİT

"Kürt bağı"nı geç fark eden bir diğer Türk siyasetçi ise Bülent Ecevit'ti. Dedesi "Mustafa Şükrü Efendi'nin "Kürtzade" olarak tanındığını söylemişti. Ecevit, Akşam gazetesine verdiği demeçte, "Ailemizde Kürt kökenliler de olabilir. Mesela rahmetli annemin ailesi Boşnak'tı. Osmanlı'daki büyük vezir-i azamların, büyük komutanların hemen hemen tümü başka kökenlerden gelip Osmanlı Türklüğü'nü benimsemiş kimselerdi" demişti. Ecevit de Kürt sorununu "ekonomi ve eğitim sorununa" indirgeyerek, devletin klasik inkar, imha ve asimilasyon politikasının sürdürücüsü oldu.

'DAMAT' TAYYİP ERDOĞAN

"Kürt bağı"nı evlilik yoluyla kuran Erdağan ise Sêrt (Siirt) nüfusuna kayıtlı eşi Emine Erdoğan'ın Kürt olduğunu öne sürdü ve "Kürtlerin damadı" olduğunu söyleyerek, Kürt oylarıyla iktidara geldi. Erdoğan, 3 Kasım 2002 seçimlerinde daha önce aldığı cezadan dolayı milletvekili seçilemeyen Erdoğan, daha sonra Siirt'te yapılan ara seçimle milletvekili ve ardından da başbakan oldu. Erdoğan ise Türk devlet geleneğinin Cumhuriyet'ten bu yana Kürtlere karşı kullanmış olduğu tüm inkar, imha, asimilasyon ve soykırım politikalarını sürdürmenin en büyük yürütücüsü oldu.