Melet: Tecrit, devlet politikasıdır

İHD Van Şube Başkanı Murat Melet, Öcalan üzerindeki tecridin bir devlet ve hükümet politikası olduğunu söyledi.

İHD Van Şube Başkanı Murat Melet, DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in, Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması talebinin yerine getirilmesi gerektiğini belirtti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şube Başkanı Murat Melet, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı açlık grevine ilişkin ANF’ye konuştu.

TOPLUMLA BAĞINI KOPARMAK İÇİN

Öcalan üzerinde uzun süredir görülmemiş bir tecrit ve izolasyon politikasının devam ettirildiğini belirten Murat Melet, bunun bir devlet politikası olduğunu söyledi. Bu politikanın özünde Öcalan ile toplum arasındaki bağı koparmak olduğunu dile getiren Melet, şöyle devam etti: “Çünkü Sayın Öcalan’ın fikirlerinin topluma ulaşması ve toplum tarafından benimseneceği, destek göreceği gerçeği ortadır. Sayın Öcalan’ın hem toplumsal barışın inşası konusunda hem de toplumsal demokrasinin gelişmesi açısından çok önemli düşüncelerinin olduğuna tüm halklar şahit oldu.”

GİDİŞATA SON VERİLMELİ

Tüm halkların ayağa kalması ve bu gidişata artık son vermesi gerektiğini belirten Melet, “Dönem dönem sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, sosyalistler ve demokratlarından olumlu çıkışların olduğunu görüyoruz fakat bu çıkışlar yeterli değildir. DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in mahkemedeki beyanı ile birlikte başlattığı açlık grevi var. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce kaldırılması ve görüşmelerin yapılması talebi; aslında bunun toplumda bir ihtiyaç olduğu gerçeğinin ifadesidir. Bizler insan hakları savunucuları olarak hiçbir insanın demokratik haklarının bedelini, bedeniyle ve canıyla ödememesi gerektiğini belirtiyoruz. Bu demokratik temel insani hakların bir an önce verilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

ADALET BAKANLIĞINI AŞIYOR

Bu tecridin, Adalet Bakanlığı ya da oradaki cezaevi idaresinin karar değil, bir hükümet politikası olduğunu kaydeden Melet, “Siyasi bir karardır. Bir sonuç almayacağı ve mevcut krizi daha da derinleştireceği ortadadır. Hem Türk hukukuna hem de evrensel normlara aykırıdır, dışındadır. Bu ülkede sorunlar çözülecekse barışla, demokratik bir anayasayla ve hukukun herkes için eşit ve tarafsız olduğu bir ortamda gerçekleşir” dedi.