MEBYA-DER, tutsak ailelerinin direnişini sahiplendi
Tutsak yakınlarının Adalet Nöbeti’ni ziyaret eden MEBYA-DER, İmralı'daki tecridin tüm cezaevlerine yayıldığını belirtti.
Tutsak yakınlarının Adalet Nöbeti’ni ziyaret eden MEBYA-DER, İmralı'daki tecridin tüm cezaevlerine yayıldığını belirtti.
Tutsak yakınlarının başlattığı Adalet Nöbeti 10'uncu gününde devam ediyor. Amed Barosu’nda başlatılan Adalet Nöbeti’ni sürdüren aileleri, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) Eşbaşkanı Şeyhmus Karadağ ve Yönetim Kurulu üyeleri ziyaret etti.
'İMRALI VE TÜM CEZAEVLERİNDE TECRİT VAR'
Ziyaret sırasında konuşan MEBYA-DER Eşbaşkanı Karadağ, başta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olmak üzere tüm siyasi tutsaklara tecrit uygulandığını ifade ederek, “Yaşı 70’in üzerinde olan hasta tutuklular dahi serbest bırakılmıyor. Diyorlar ki 'Bunların ölüleri cezaevinden çıksın.' Bu durum kabul edilebilecek bir durum değildir. Bundan başka ceza sürelerini cezaevinde tamamlamış, tahliye olmaları gerekirken bunları da bırakmıyorlar. Diyorlar ki ‘Bunları bırakırsak bize karşı mücadele edecekler. Bize karşı örgütlenecekler.’ Bunları kendilerine gerekçe yaparak tahliye etmiyorlar” diye konuştu.
MEBYA-DER Yöneticisi Halime Topuz da dayanışmanın önemine dikkat çekerek, “Zindanlardaki tüm çocuklar bizim çocuklarımızdır. Zindandakiler kardeştir. Ben de bir tutuklu annesiyim. Sürgünler başlatılmış, ağır koşullarda yaşıyorlar” dedi.
Cezası biten tutsakların tahliye edilmemesinin hukuksuzluk olduğunu kaydeden Topuz, bunun Türkiye’nin hukukuna göre de suç olduğunu belirterek, “Biz anneler kanımızın son damlamasına kadar çocuklarımızın yanındayız” ifadelerini kullandı.
'ELİMİZDEN NE GELİYORSA YAPACAĞIZ'
Hasta tutsak Abdusamet Güler’in kardeşi İnci Güler Altındağ ise cezaevlerinde yaşananlara değinerek, bu uygulamaların zulüm olduğunu ifade etti. Altındağ, “Elimizden ne geliyorsa onu yapacağız, onların yolunda olacağız. Kanunlarını çıkarıyorlar ama bize bu kanunları uygulamıyorlar. Sıra bizim tutuklulara gelince hemen kanunlarını orada kesiyorlar” şeklinde konuştu.
Adalet Nöbeti’nin iki önemli konusu olduğunu ifade eden hasta tutsak Civan Boltan’ın babası Hakkı Boltan ise bunlardan ilkinin hasta tutsakların tedavi olmaları için tahliye edilmeleri, ikincisinin ise ceza infaz süreleri dolan tutsakların tahliyesinin ertelenmesinin durdurulması olduğunu aktardı. İnfaz ertelemesinin sadece siyasi tutsaklara uygulanan keyfi bir uygulama olduğunun altını çizen Boltan, “Bu durum ne hukukidir ne de insanidir. Bu kesinlikle kabul edilecek bir durum değildir. Bu durumlar ülkeleri geriye götürür, krizlere sebep olur. Türkiye’deki krizi tanımlarken bu özel duruma iyi bağlamak gerekir. Eğer, çocuklarımıza yönelik infaz ertelemesi ve benzeri durumlar uygulanmasaydı Türkiye bugün bu krizin içinde olmazdı” diye kaydetti.
Oğlu Civan Boltan’ın beynindeki şarapnel parçasının onun ölümüne neden olabileceğini hatırlatan Boltan, “Biz çocuklarımızın zindanlarda, bu düşmanca akıl sonucu ölmelerini istemiyoruz. Biz çocuklarımızın var olan hukuk işletilmesini istiyoruz” dedi.