MAZLUMDER: Hükümetin Kürt açılımı Roboskî mezarlıðı

MAZLUMDER: Hükümetin Kürt açılımı Roboskî mezarlıðı

Türk savaş uçaklarınca gerçekleştirilen katliamda yaşamını yitiren 34 kişi için Ankara’da başlatılan Roboski’ye Adalet Standında son nöbet tutuldu. MAZLUMDER GYK Üyesi Genel Koordinatörü Aktay, katliam faillerinin ilk bayramlarını kutladıðına dikkat çekerek, “Bu ülke, katillerin bayram yaptıðı bir ülke mi oldu Sayın Başbakan?” diye sordu.

MAZLUMDER, TSK’ya ait F-16 uçakları ile Şırnak’ın (Şirnex) Uludere (Qileban) ilçesine baðlı Ortasu (Roboskî) Köyü’nde 19’u çocuk 34 Kürdün bombalanarak katledilmesinin ardından 2 Haziran günü Konur Sokak’ta açtıðı Roboskî’ye Adalet standının son nöbetini tuttu. Nöbetin buradan Diyarbakır’a taşınacaðı duyuruldu.

82 gündür “Roboskî’ye adalet gelene kadar #yatıpkalkıpuludere diyeceðiz” yazılı pankart ve katledilen 34 Kürdün fotoðraflarının asıldıðı Roboskî’ye Adalet standının son nöbetinde, katliamda yaşamını yitirenler için temsili mezarlar yapıldı, güller konuldu.

‘SÝZÝN HÝÇ ÇOCUÐUNUZ BOMBALANDI MI? BABAMIN BOMBALANDI’

MAZLUMDER’in son adalet nöbetinde yaptıðı etkinlik kapsamında aðıtlar dinletti, katliamda yaşamını yitiren 34 kişini hikayeleri anlatılarak şiirler okundu. Reha Ruhavioðlu'nun yazdıðı, Irak Sınırında Olay Yoklaması adlı metin Roboskî’ye uyarlanarak yoklama yapıldı. Yapılan yoklamadaki bazı ifadeler ise şöyle:

“Ben Osman Kaplan’ım; babamın oðluyum, gözü pek, alnı ak… Yoksulluðu ite kaka beş çocuða bakıyordum… Her bir yaşım bir tesbih tanesi gibi savruldu Roboskî’nin kayalarına, ben böyle ölmemeliydim…

Ben Hüsnü Encü’yüm; tam sekiz yıl hasreti ile kavrulduðum bir evlat müjdesi almıştım. Hayalimde yavrucaðımın yüzü, yanımda kardeşimle beraber düştüm topraða… otuz yıllık ömrümün bakiyesi, yanan bir ceset kokusu…

Ben Hamza Encü’yüm; otopsi raporuna “aidiyeti bilinmeyen kol ve bacak” olarak geçtim ben! 80 kiloluk Hamza’sının on kilosuna iki gün sonra kavuşabildi anam! Bedenimin 70 kilosu Roboskî’nin daðına bayırına savruldu. Anam her daða, her taşa fatiha okumasın da ne yapsın?

Ben Fadıl Encü’yüm; ‘Yüzümün üstüne kaç yüz düştü’ sayamadım, kaç yüz parçaya ayrıldı bedenim… her birimizin kaç parçası kaldı karlar altında… üç gün aradılar beni, vücut parçalarım bulunamadı, birçoðu gibi ben de eksik gömüldüm… Saatim kolumla beraber kayboldu bulursanız kardeşime verin…

Ben Selahattin Encü’yüm; özlemlerimi soðuk topraðın baðrına gömen ve katırıyla ölenlerdenim. sizin hiç çocuðunuz bombalandı mı? Babamınki bombalandı, kahroldu!

Ben Mahsun Encü’yüm; sabaha çıkamadım, kardeşimi doktora götüremedim, doktorda olan babamın eve dönüp dönmediðini öðrenemedim. Artık büyüyemeyecek, evlenemeyecek, çocuk sevemeyecek, takım tutamayacak, aðlayamayacak, gülemeyecek, aşık olamayacaðım.

Ben Savaş Encü’yüm; 14’ünde topraða düşmüş bir fidanım… Ben doðmadan ömrüm kadar sürmüş ölüm yarışı, ömrümce de sürdü, ma êdî ne bes e!...”

ADALET NÖBETÝ DÝYARBAKIR’A TAŞINIYOR

AKP Hükümeti’nin Kürt açılımının Roboskî mezarlıðı olduðuna işaret eden MAZLUMDER GYK Üyesi Genel Koordinatörü Nurcan Aktay yaptıðı açıklamada, Roboskî katliamının 242’inci gününde Adalet standını Diyarbakır’a taşıyacaklarını duyurdu.

Roboskî’ye Adalet standın da 82 gün boyunca Roboskî’ye ilişkin sözü olan akademisyen, yazar, şair, sanatçı, siyasetçi gibi toplumun her kesiminden insanlarla söyleşiler ve etkinlikler yaptıklarını hatırlatan Aktay, böylelikle herkesin gözü önünde yapılan Roboskî katliamına ilişkin adalet arayışlarını sokaða taşıdıklarını söyledi.

Katliamın üzerinden 8 ay geçmesine raðmen sorumluların açıða çıkarılması noktasında bir adım atılmadıðının altını çizen Aktay, Roboskî’li ailelerin randevu taleplerinin dahi Cumhurbaşkanı tarafından yanıtlanmadıðını belirtti.

Bu devletin bütün yetkililerinin adeta aðız birliði etmişçesine konuya ilişkin kör, saðır ve dilsizliðinin açıklamasının mümkün olmadıðını vurgulayan Aktay, “Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan; haksızlıða karşı susanlar dilsiz şeytanlar deðil miydiler? Bir masumun haksızca katledilmesi, bütün insanlıðın katledilmesi demek deðil miydi? 242. gün önce 34 sivil insan, bu devlete ait savaş uçaklarınca bombalanarak katledildiler” diye konuştu.

‘BU ÜLKE KATÝLLERÝN BAYRAM YAPTIÐI BÝR ÜLKE MÝ OLDU SAYIN BAŞBAKAN?’

Aradan geçen 8 aya raðmen, katledilenlerin yakınlarının acıları hala taze iken, katliamın failleri ilk bayramlarını kutladıðına dikkat çeken Aktay Başbakan Tayyip Erdoðan’a şöyle seslendi: “Bu ülke, katillerin bayram yaptıðı bir ülke mi oldu Sayın Başbakan? 2011’in 28 Aralık gecesinde atılan bombalar adaleti mi parçaladı? Bir devlet, kendi imkânları kullanılarak gerçekleştirilmiş bir katliamın faillerini bulamaz ise sorumluluðunu üzerine almış olmaz mı? Adaletin egemen olduðu ülkelerde çocuklar, devlete ait bombalarla katledilebilir mi? Çocukların, devletin bombalarıyla katledildiði bir ülkede kimse güvende olabilir mi? Kimsenin güvende olmadıðı bir ülkede devletin meşruiyeti sorgulanmaz mı?”

Roboskî’ye adalet gelene kadar katliamı gündemlerinden düşürmeyeceklerini belirten Aktay, “Roboskî katliamının faillerinin meçhule karışmasına izin vermeyeceðiz” dedi.

Antep’teki bombalı saldırıya da deðinen Aktay, saldırıyı kınayarak aynı duyarlılıðın Roboskî içinde gösterilmesini istedi. Aktay, Antep’te yaşamını yitirenler için 9 günlük nöbet başlayacaklarını sözlerine ekledi.