Mazlumder'den 'koruculuk kaldırılsın' kampanyası

Mazlumder'den 'koruculuk kaldırılsın' kampanyası

İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlumder) Amed Şubesi, "Barış süreci olarak adlandırılan bu dönemde en öncelikli ve ivedi konunun 'koruculuğun kaldırılması' olduğuna inanıyoruz" diyerek koruculuğun kaldırılması için kampanya başlattı.

Mazlumder Amed Şubesi yaptığı açıklamada, koruculuğun tarihi kökenleri ile son 30 yılda yarattığı sonuçlara dikkat çekerken, demokratik çözüm sürecinde bu sistemin kaldırılmasının ivedi bir konu olduğunu kaydetti.

Açıklamada, şöyle denildi: "Geçici Köy koruculuğu cumhuriyet zamanında ihdas edilen bir müessese gibi görünmekte ise de kökleri Osmanlı İmparatorluğuna uzanan yine Kürtlerin yaşadığı bölgelerde faaliyet gösteren 1890’da kurulan "Hamidiye Alayları" ile aynı mantık ile kurulmuştur. Sivil insanlardan kolluk kuvveti olarak faydalanılmak istenmesi sonucu icat edilmiş, devletin kullandığı paramiliter bir mekanizmadır.  1924 yılında "çapulcu ve eşkıyalara karşı köylünün silahlandırılması" amacıyla 442 sayılı Köy Kanunu 74. maddesi ile yasallaşan köy koruculuğu, yürürlüğe girdikten kısa bir süre sonra fiilen uygulamadan kalktı.  Ancak 26 Mart 1985 Tarihinde bakanlar Kurulu kararıyla "geçici köy koruculuğu"  adı ile yeniden uygulanmaya başlandı."

"Özellikle Kürdistan bölgesinde silahlı Kürt muhalefetinin eylemlere başlamasıyla yoksul ve işsiz bölge halkı zamanla ya göç veya koruculuğu kabule zorlandı" diyen dernek,  "Bu şekilde 1985 yılında tekrar kurulan, ismen geçici olan bu sistem, PKK eylemlerini artırması ve çatışmaların yoğunlaşması ile zamanla kalıcı hale geldi. Ellerinde silahla dağlarda, şehirlerde, köylerde gezen sivil insanlar zaman zaman kendi köylüsüne bunu bir üstünlük ve ayrıcalık aracı olarak kullandı. Geçici köy korucuları yol kontrollerinden ev baskınlarına ve sınır ötesi operasyonlara götürülen silahlı devlet gücünün/kolluk kuvvetlerinin yedeği haline getirildiler" ifadelerini kullandı.

Dernek, sayıları onbinlerle ifade edilen geçici ve gönüllü köy korucularının başta 44 kişinin ölümüne neden olan Bilge köyü katliamı olmak üzere birçok katliamın yanında, adam kaçırma, yaralama, insanları zorla yerlerinden edip topraklarına el konulması, köy ve orman yakmaları, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi toplumsal travmalara neden olan birçok hadiseye sebep olduklarını altını çizdi.

Açıklamada devamla şu ifadelere yer verildi: "Yapılan araştırmalara göre 1990-2009 yılları arasında korucular tarafından 299 silahlı saldırı sonucu 192 kişinin ölümü ile 212 kişinin yaralanmış, 38 köy yakılıp 14 köy boşaltılırken 454 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kalmış, 12 kişi de taciz ve tecavüze uğramıştır. Etkin soruşturmalar geçirmeyen korucular, göstermelik birçok yargılama sonucunda cezasızlık ile mükâfatlandırılmışlardır. Zaman zaman basit disiplin cezaları gibi uygulamalara tabi tutulmuş iseler de arkalarında buldukları devlet desteği, koruculuğun kendisinin suç ve suçlu üreten bir mekanizma olarak devamını sağlamıştır.

Barış sürecinin başlamasıyla oluşturulan Güneydoğu Anadolu Akil İnsanlar Heyeti tarafından hazırlanan raporda da ayrıntılarıyla yer alan koruculukla ilgili olarak neden olduğu acı sonuçlar itibariyle halkın büyük çoğunluğu tarafından sistemin lağvedilmesinin talep edildiği görülürken heyet tarafından da Kürtlerle barışın bir parçası olarak sistemin kaldırılarak mensuplarının rehabilitasyonu amacıyla gerekli yasal düzenlemelerin yapılması önerilmiştir.

Gerçekten sistem kaldırılırken ve kaldırıldıktan sonra korucuların bölge halkı ile karşı karşıya gelmemeleri ve yaşayabilecekleri travmalar nedeniyle, suça bulaşanlar tespit edilip haklarında gerekli yasal süreçler işletilirken kalanların rehabilitasyonu ve/veya istihdamı gibi gerekli tedbirler de alınmalıdır. "

Mazlumder olarak "silahlı unsurların silahsız kişilere karşı tahakkümünü ortadan kaldırmak ve toplumsal barışın tesisi için barış süreci olarak adlandırılan bu dönemde en öncelikli ve ivedi konunun 'koruculuğun kaldırılması' olduğuna"  inandıklarını vurgulayan dernek, şöyle devam etti: "Silahların susmasının savunulduğu bir dönemde sivil insanların halen 'geçici köy koruculuğu' adı altında silahla dolaşmalarını ve sistemin suç ve suçlu üretmeye devam etmesine göz yumulmasının bu savunuya ve barışa aykırı olduğu kanaatindeyiz. Bu nedenle bugün başlattığımız kampanya ve bu kampanya çerçevesinde gerçekleştireceğimiz eylem ve etkinliklerle koruculuk sistemi tümden kaldırılıncaya kadar mücadele edeceğiz."

MAZLUMDER, "Türkiye'deki hak ve özgürlük alanlarını daraltan uygulamalar ile güvenlik endeksli politikaların insan haklarına zarar verdiği" kanaatinde olduklarını belirterek, "Dolayısı ile bu tür uygulamaların son bulması için çalışır. Başlatmış olduğumuz bu kampanyadan amaçlanan öncelikle suça bulaşan korucuların tespiti ve yargılanmasını sağlamak, bugüne kadar koruculuk yapmış kişilerin emekliliği veya istihdamı ile ilgili tedbirlerinin alınması ile yeni mağduriyetlerin oluşmasını engellemek ve sonuçta Koruculuk Sisteminin kaldırılmasını sağlamaktır" diye ifade etti.

Dernek, "Daha az tecavüz, daha az katliam ve daha az gasp ve kaçakçılık haberi almak ve artık köy ve orman yakılması haberi almamak için herkesi sonuç alıncaya kadar kampanyamıza destek vermeye bekliyoruz" çağrısında bulundu.