Kadın Konferansı'na mesajlar: Ulusal birilik özgürlüktür
Kürt Kadın Birliği Platformu, Kongra Star ve rehin tutulan TJA'lı Ayşe Gökkan, 3'üncü Kürt Kadın Platformu Konferansı'na mesaj gönderdi.
Kürt Kadın Birliği Platformu, Kongra Star ve rehin tutulan TJA'lı Ayşe Gökkan, 3'üncü Kürt Kadın Platformu Konferansı'na mesaj gönderdi.
3'üncü Kürt Kadın Platformu Konferansı sürüyor. Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde rehin tutulan Özgür Kadın Hareketi’nin (Tevgera Jinen Azad-TJA) eski dönem sözcüsü Ayşe Gökkan, konferansa mesaj gönderdi.
Ayşe Gökkan’ın gönderdiği mesajda şunlar belirtildi:
“Öncelikle, Bakurê Kurdistan (Kuzey Kürdistan) Kadın Birliği Konferansı’nı selamlıyor, başarılar diliyoruz. Tüm delegasyonlara saygı ve selamlarımızı sunuyoruz. Dünyanın yeniden şekillendirildiği bir süreçten geçiyoruz. Birinci Dünya Savaşı sırasında dünya sisteminin yeniden inşası, Ortadoğu’da ulus-devletlerin kurulması ve Kürdistan’ın parçalanmasıyla sonuçlandı. Yüz yıl sonra şimdi, ulus-devletlerin çözülmeye başladığı yeni bir yeniden dizayn sürecine girmiş bulunuyoruz. Bu değişimin temelinde, halkımızın yüz yıldır işgal ve soykırım altında, dört parçada da büyük acılarla sürdürdüğü özgürlük mücadelesi yer alıyor. Kürt halkının kararlı ve yılmaz özgürlük arayışı, bu işgalci ve yıkıcı sistemi iflas ettirmiştir. Ancak bu tarihsel süreç aynı zamanda büyük tehlikelerle birlikte, büyük özgürlük fırsatlarını da barındırmaktadır.
Birinci Dünya Savaşı sırasında birçok halk gibi Kürtlere de ulus-devlet sözü verilmiş ve haritalar çizilmişti. Ancak Kürt halkının önderliği sadece kendi bölgeleriyle sınırlı kalmış, birlik sağlanamamış ve bu da Lozan Antlaşması ile Kürdistan’ın dört parçaya bölünmesine ve halkımızın inkârına yol açmıştır. Bu nedenle bugün halkımızın çıkarları doğrultusunda bu süreci başarıyla tamamlamak için yapılması gereken en önemli şey, ulusal birliği sağlamaktır. Aksi halde halkımızın siyasi iradesi kabul görmeyecektir.
Biz Kürt kadınları için ulusal birlik, özgürlük ve onur demektir. Kürdistan işgal altındaysa, bu aynı zamanda kadının bedeni üzerindeki işgal anlamına gelir. Kürt kadınları yüzyıldır eril sömürgeciliğin, yok saymanın, soykırımın ve sürgünün gölgesinde yaşamaktadır. Sömürgecilik, kadın sorununun da temelidir. Bu nedenle kadın özgürlüğü ancak işgalin sona erdirilmesiyle mümkün olabilir. Ulusal parçalanmışlık, işgalin devamlılığını beslemekte; kadınlar için onursuz bir yaşam anlamına gelmektedir. Kürdistan’da kadınlara yönelik şiddet ve zulmün temellerini ortadan kaldırmanın tek yolu, ulusal birlik içinde ortak mücadele ve örgütlülüktür. Bu bağlamda ulusal birlik, biz Kürt kadınları için özgürlük ve özgürlük mücadelesinin ta kendisidir.
Diliyoruz ki her alanda siyasi, kültürel, sanatsal, belediyecilik, eğitim ve hukuki düzeyde birlikler kurulabilsin. Kürt kadınları birleşik bir ülke kurma gücüne sahiptir. Bu umutla, konferansınızı kutluyor, sizlerden güç alıyoruz. Alacağınız kararlar ve başarınız kutlu olsun.”
KONGRA STAR’IN MESAJI
Kuzey ve Doğu Suriye'de faaliyet gösteren kadın örgütü Kongra Star’ın konferansa gönderdiği mesaj şöyle:
“Kongra Star olarak, Rojava Kürdistanı’ndan, direniş kalesinden ve kadın devrimi alanından, devrimci bir ruhla konferansınıza en içten selamlarımızı iletiyoruz. Tüm konferans delegelerine sıcak selamlarımızı sunuyor, sizlere başarılar ve sürekli ilerleme diliyoruz. Bu vesileyle Kürt ve Kürdistan şehitlerini minnetle anıyoruz. Umuyoruz ki bu konferansta önemli kararlar alınır ve bu kararlar, kadınların ulusal konferansının toplanması ve Kürt ulusal birliğinin inşası için bir araç olur. Örgütsel çerçevede gerçekleşen bu konferans çağrısı, Kürt mücadelesinin seyrinde önemli bir anlam taşıyor. Bu çağrı, dönemin karanlığını yırtan bir ses olarak gösteriyor ki, Kürt kadını tarihte hiç olmadığı kadar bugün devrimci ruhun özü ve canlı gücü olmuştur.
Konferansınız tarihi bir süreçte gerçekleşiyor. Çünkü Kürt halkı öyle bir tarihsel dönemeçten geçiyor ki artık tereddüde ve geri çekilmeye yer yoktur. Lozan Antlaşması ile dört parçaya bölünen Kürdistan’ın ardından gelişen büyük değişimler bir kez daha bölgesel hegemon güçlerin Kürt coğrafyası üzerinde yeni planlar yapmasına neden oluyor. Bu nedenle yeniden şekillenecek gelecekte yer almak ve katkı sunmak hepimizin, özellikle kadınların, tarihsel sorumluluğudur.
Mevcut süreç, sadece kadının sembolik varlığıyla açıklanamaz. Artık gerçek bir öncülük, örgütlülük, strateji ve birlik gerekiyor. Bu da ortak bir kaderin inşasına zemin hazırlayabilir. Faşizme ve işgale karşı en büyük direnişi gösteren, DAİŞ terörüne karşı duran Kürt kadınları, artık yalnızca fedakârlıkta değil; karar alma, öncülük yapma ve geleceği belirlemede de rol oynamalıdır. Ulusal birlik projesinde öncü olmalıdırlar.
Rojava için gösterdiğiniz onurlu tutumlar, Kürt birliğinin temel direklerini oluşturan yaklaşımlar olarak bizim için çok değerlidir. Ve şunu gösteriyor ki, Kürt halkının mücadelesi sadece coğrafi bir sınırla tanımlanamaz; değerlerle ve ortak bir kaderle bağlıdır. Konferansımızdan beklentimiz; Başur’dan Rojava’ya, Bakur’dan Rojhilat’a kadar tüm kadınların katılımıyla bir ulusal kadın konferansının yolunu açmasıdır. Bu konferans, mevcut kazanımların korunması, daha da ileriye taşınması ve tüm tehlikelere karşı ortak duruşun oluşturulması için bir zemin olabilir.
Bugün her zamankinden fazla Kürt kadınlarına çağrı yapılıyor: Özgür irade ve özgürlük vizyonuyla öncülük yapmalı, değişim sürecine yön vermelidir. Çünkü değişimin başlangıcı kadındır, kadın bu değişimin kıvılcımıdır. İçinde kadının özgür olmadığı bir halkın özgürlüğünden söz edilemez. Kadın mücadelesi aslında özgürlük, demokrasi ve birlik mücadelesidir. Kadınların ortak öncülüğü bu ülkeyi özgürlük ve barış haklarının cenneti haline getirebilir. ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ kadın özgürlüğünün gelişmesi için en çok bu dönemde anlam kazanmaktadır. Bu yüzden biz kadınlar barışın ve demokrasinin öncüsü ve kurucusu olmalıyız. Büyük bedeller ödeyerek ulaştığımız bu günleri, Kürdistan şehitlerinin hayallerine yanıt olacak bir konferansa dönüştürmeliyiz.
Büyük Kürdistan hafızası, ulusal birliğin inşasıyla tamamlanır. Yüzyıllık acının ilacı, ulusal birliktir. Kadınlar olarak sözümüzle, emeğimizle, çabamızla, hareketimizle, bağlılığımız ve kararlılığımızla bu birliği kurabiliriz. Böylece bu tehlikeli dönemde kadın statüsünü koruyabiliriz. Bu tarihi buluşma ile zamanın ruhuna güçlü bir yanıt vereceğinize inanıyoruz. Halkın özgürlüğünün inşası ve kadın mücadelesinin kazanımlarının güvence altına alınmasında bu konferansın sağlam bir duruş sergileyeceğine inanıyoruz.
Kadın devriminin sıcaklığıyla sizleri selamlıyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz. Yaşasın Kürt Ulusal Birliği, Yaşasın Kürt Kadın Birliği”
KÜRT KADIN BİRLİĞİ PLATFORMU MESAJI
Son olarak, Kürt Kadın Birliği Platformu’nun mesajı okundu. Mesajda şunlar belirtildi:
Öncelikle, Bakurê Kurdistan (Kuzey Kürdistan) Kadın Birliği Konferansı’nı selamlıyor, başarılar diliyoruz. Tüm delegasyonlara saygı ve selamlarımızı sunuyoruz. Dünyanın yeniden şekillendirildiği bir süreçten geçiyoruz. Birinci Dünya Savaşı sırasında dünya sisteminin yeniden inşası, Ortadoğu’da ulus-devletlerin kurulması ve Kürdistan’ın parçalanmasıyla sonuçlandı. Yüz yıl sonra şimdi, ulus-devletlerin çözülmeye başladığı yeni bir yeniden dizayn sürecine girmiş bulunuyoruz. Bu değişimin temelinde, halkımızın yüz yıldır işgal ve soykırım altında, dört parçada da büyük acılarla sürdürdüğü özgürlük mücadelesi yer alıyor. Kürt halkının kararlı ve yılmaz özgürlük arayışı, bu işgalci ve yıkıcı sistemi iflas ettirmiştir. Ancak bu tarihsel süreç aynı zamanda büyük tehlikelerle birlikte, büyük özgürlük fırsatlarını da barındırmaktadır.
Birinci Dünya Savaşı sırasında birçok halk gibi Kürtlere de ulus-devlet sözü verilmiş ve haritalar çizilmişti. Ancak Kürt halkının önderliği sadece kendi bölgeleriyle sınırlı kalmış, birlik sağlanamamış ve bu da Lozan Antlaşması ile Kürdistan’ın dört parçaya bölünmesine ve halkımızın inkârına yol açmıştır. Bu nedenle bugün halkımızın çıkarları doğrultusunda bu süreci başarıyla tamamlamak için yapılması gereken en önemli şey, ulusal birliği sağlamaktır. Aksi halde halkımızın siyasi iradesi kabul görmeyecektir.
Biz Kürt kadınları için ulusal birlik, özgürlük ve onur demektir. Kürdistan işgal altındaysa, bu aynı zamanda kadının bedeni üzerindeki işgal anlamına gelir. Kürt kadınları yüzyıldır eril sömürgeciliğin, yok saymanın, soykırımın ve sürgünün gölgesinde yaşamaktadır. Sömürgecilik, kadın sorununun da temelidir. Bu nedenle kadın özgürlüğü ancak işgalin sona erdirilmesiyle mümkün olabilir. Ulusal parçalanmışlık, işgalin devamlılığını beslemekte; kadınlar için onursuz bir yaşam anlamına gelmektedir. Kürdistan’da kadınlara yönelik şiddet ve zulmün temellerini ortadan kaldırmanın tek yolu, ulusal birlik içinde ortak mücadele ve örgütlülüktür. Bu bağlamda ulusal birlik, biz Kürt kadınları için özgürlük ve özgürlük mücadelesinin ta kendisidir.
Diliyoruz ki her alanda siyasi, kültürel, sanatsal, belediyecilik, eğitim ve hukuki düzeyde birlikler kurulabilsin. Kürt kadınları birleşik bir ülke kurma gücüne sahiptir. Bu umutla, konferansınızı kutluyor, sizlerden güç alıyoruz. Alacağınız kararlar ve başarınız kutlu olsun.”
Okunan mektup ve mesajların ardından konferans basına kapalı devam ediyor.