Mezopotamya Özgürlük Partisi (MÖP), AKP'nin Asuri/Süryani/Keldani halkına ait manastır ve kiliseleri gasp etmesine ilişkin bugün yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, Türk devletinin 1915'ten beri Asuri/Süryani/Keldani ve Hıristiyan halkların değerlerine saldırdığına ve bu değerleri gasp ettiğine dikkat çekilerek, "Türk devleti bu baskılarla yüzleşmesi gerekirken, kendisi bu baskıların dozajını daha da yükseltip, kalan Süryanilerin göç etmesine veya kendisine teslim olması için değişik yöntemlerle baskılarını artırmaktadır. Bunlardan biri, en önemlisi: Vakıflarla ilgili aldığı işgalci karar" denildi.

Tıpkı DAİŞ'in Hıristiyanlara dönük 'cizye' dayatması gibi AKP'nin de gaspçı, işgalci uygulamalara başvurduğuna vurgu yapılarak, demokrasi çevrelerine Süryanilere destek çağrısı yapıldı.

'TEPKİMİZİ GÜÇLÜ ŞEKİLDE GÖSTERELİM'

MÖP'ün açıklamasında şunlar da kaydedildi:

"Ayrıca demokrasi mücadelesi adına hareket eden, diğer halkların siyasi oluşumlarından bu karar hakkında dayanışmacı açıklamalar yapmaları önemlidir. Bu çok iyi bilinmeli; bu karar 7 Haziran sürecinden sonra başlayan, gittikçe her tarafa yayılmaya çalışılan faşist Sünni politikaların bir devamıdır. Demokrasi karşıtı olan bu zihniyet, demokrasiye, insanlık değerlerine ve toplumsal kültüre ait ne varsa bitirmeye çalışıyor. HDP’ye yönelim bunun en bariz örneğidir. Bu yüzden Asuri/Süryani/Keldani halkı, siyasi, kültürel ve dini oluşumları bu faşist zihniyeti iyice görsün, ona göre tepkilerini ulusal demokratik değerler etrafında güçlü bir şekilde, Türk devletine, İslamcı faşist AKP hükûmetine karşı haykırsın... Halkımızın, halkların böylesi haksızlıklara maruz kalmaması için, halkların toplumsal düşünce etrafında birlikte yürümeleriyle bağlantılıdır. İşte bir kez daha kanıtlandı ki, tek ırka dayalı politikalar faşizmin kendisidir. Yaşadığımız süreçte her ne kadar Türk devlet, Erdoğan ve ittihatçı koalisyon hükûmeti Irak, Suriye vb. yerlere işgal amaçlı yönelseler de artık tutunamazlar, Türk ulus devletinin çözülmesini engelleyemezler. Çünkü halkların üçüncü demokratik çözüm yolu var.

Türk devletine çağrımız: Halkımıza, halklara yaptığın bu faşist uygulamalardan vazgeç, bu halklarla yüzleş ve onlara ait ne varsa iade et! Bu halkların siyasi iradesini, demokratik haklarını tanı!"