MAKALE

Lordlar Kamarasını kim kandırmış?

İngilizler Lordlar Kamarası Dış İlişkiler Komisyonu’nun Ortadoğu ile ilgili bir raporunu okuduk. Raporda yapılan değerlendirmelerde ciddi yanlışlıklar içeren konular da bulunmaktaydı.

Yakın zamanda İngilizler Lordlar Kamarası Dış İlişkiler Komisyonu’nun Ortadoğu ile ilgili bir raporunu okuduk. Ortadoğu’ya yeni bir yaklaşım göstermek gerektiğini ifade eden bir rapor sunulmuştur. Raporda yapılan değerlendirmelerde ciddi yanlışlıklar içeren konular da bulunmaktaydı. Bunlardan biri de KDP’nin DAİŞ’e karşı etkili mücadele verdiği, bu nedenle askeri olarak desteklenmesi gerektiği konusuydu. 

DAİŞ’e karşı Kürtlerin mücadelesinden söz edilmiş, ancak sonunda KDP’nin etkili mücadele verdiği belirtilerek gerçekler tersyüz edilmiştir. Özellikle DAİŞ’ten en büyük zararı gören Êzîdîler, DAİŞ’e karşı kimin mücadele verip vermediğini çok iyi biliyorlar. Lordlar Kamarası bilmeli ki, DAİŞ’e karşı en kötü sınavı KDP vermiştir. Şengal’de binlerce peşmergesi olmasına rağmen hala şaibeli ve kuşkulu biçimde direnmeden çekilme kararı alarak Êzîdîleri soykırımla karşı karşıya bırakmıştır. 12 gerilla müdahale ederek tüm insanlığı, tabii ki İngiltere’yi de ağır bir utanç içine düşmekten kurtarmıştır. Herhalde 12 PKK gerillasının yaptığını binlerce peşmerge de yapabilirdi. 12 gerillanın elinde, peşmergelerin elinde bulunan silahlar yoktu. 12 gerilla, Şengal dağının stratejik yerini tutmuş, arkasından başka gerillalar ve Rojava’nın YPG ve YPJ savaşçıları Şengal’e koşmuş ve Êzîdîeri bu soykırımdan kurtarmıştır. Ancak KDP’nin DAİŞ ilk saldırdığında direnmemesi sonucu çoğu kadın binlerce Êzîdî DAİŞ’in eline esir düşmüştür. Daha doğrusu DAİŞ Êzîdîleri rehine almış, kadınları da cinsel köle olarak kullanmıştır. Bu gerçeklik ortadayken Lordlar Kamarası’nın PKK ve Rojava’daki devrimci güçlerin DAİŞ’e karşı gösterdiği tarihi direnişi KDP’ye mal etmesi ne kadar ahlakidir? Eğer İngilizler Ortadoğu’da politika değişikliğine gideceklerse en başta da politikada ahlaki ölçüleri esas almalıdırlar. 20. Yüzyılda bu yapılmadı, hiç değilse 21. Yüzyılda bu yapılmalıdır. 

Lordlar herhalde KDP başkanı Mesud Barzani’nin Maxmur’a giderek PKK gerillalarına teşekkür ettiğini görmemiş ve duymamış. Mesut Barzani neden PKK gerillalarına teşekkür etmiştir? PKK gerillaları Maxmur’da Hewlêr’in DAİŞ tarafından işgaliyle sonuçlanacak kapıyı tutmuştur. Eğer bu kapı tutulmasaydı Hewlêr boşalacaktı. Hewlêr Şengal gibi direnilmeden DAİŞ’e teslim edilecekti. Bilindiği gibi o zaman devletler ve büyük ordular da DAİŞ’in ayak seslerini duyunca tabanı yağlıyorlardı. Şimdi herkeste DAİŞ’e karşı savaşma cesareti gelişmiş. Ancak 2014 yılında PKK gerillaları ve Rojava Devrimcileri dışında DAİŞ’in karşısında kimse duramıyordu. Lordlar Kamarası Dış İşleri Komisyonu gerçekleri öğrenmek için o dönemin gazetelerine, dergilerine ve televizyonlarına baksın. DAİŞ’e karşı mücadele başarılı olduğu için KDP değil, Rojava Devrimcileri Saraylarda ve Meclislerde ağırlanmışlardır. Aylarca dünya medyasının konusu başta kadınlar olmak üzere bu Kürt savaşçıları olmuştur. KDP ise bu Kürt savaşçılarına karşı DAİŞ’in en büyük destekçisi AKP iktidarının müttefiki olmuştur. KDP’nin Musul’u DAİŞ’e teslim eden eski Musul valisi ve DAİŞ’le ittifak içinde olan Tarık Haşimi gibilerine en büyük koruyucu olduğunu Lordlar Kamarası bilmiyor olabilir. KDP, DAİŞ saldırıları karşısında şaşkın ve perişan duruma düşmüş durumdayken DAİŞ Kerkük’te de karşısında PKK gerillalarını bulmuştur. 

Tüm bu gerçekler şunu gösteriyor; KDP de DAİŞ saldırıları karşısında Irak ve Suriye’nin durumuna düşmüştür. KDP de gerillaların Şengal dağını tutması sonrası bulunduğu bazı başka yerlerde Irak ve Suriyeliler gibi DAİŞ karşısında kayıplar vermiştir. Ancak DAİŞ’e karşı savaşta en başarılı güçtür demek gerçeği çarpıtmaktır. Şimdi anlaşılıyor ki, KDP PKK ve Rojava Devrimcilerinin DAİŞ’e karşı direnmesi sonucu dünyada Kürtlere yönelik ortaya çıkan sempatiden payını fazlasıyla almıştır. PKK ve Rojava Devrimcileri direnmiş, ama birçok ülke sanki direnen KDP’ymiş gibi KDP’ye cömertçe silah vermişlerdir. KDP, PKK’ye ve Rojava Devrimcilerine bu yönlü teşekkür etmeli. Herhalde PKK ve Rojava Devrimcileri sayesinde elde ettiği silahları PKK’ye ve Rojava Devrimine çevirmez. 3 Mart’ta Rojava’dan kaçan devrim karşıtlarını Şengal’e sürdüğünde KDP de bu silahlarla YBŞ’lilere ve gerillalara saldırmıştır. DAİŞ gibi KDP de bir kadın gerillayı katletmiştir. KDP’ye neden silah verilmiştir demiyoruz, ancak PKK ve Rojava Devrimcileri sayesinde aldıkları silahları onlara değil, Kürt düşmanlarına çevirsin. 

Lordlar Kamarası Komisyonu, KDP’nin desteklenmesini istemiş. DAİŞ’e karşı mücadele veren PKK için olumsuz bir yaklaşım gösterilirken, Rojava Devriminin büyük başarılarına ve demokratik değerlerine rağmen bu gerçeklik görmezden gelinmiş. Hatta devrimin etkisi ve önemi küçümsenmeye çalışılmış. Lordlar kamarası komisyonu hem Ortadoğu’da demokratik eğilimler desteklenmeli gibi bazı değerlendirmeler yapmış, ama hem Kürtler içinde hem de Ortadoğu’da en demokratik olan Kürt siyasi güçler yerine otoriter ve antidemokratik karakteri olan KDP’ye destek verme yaklaşımı esas alınmış. Bu bile başlı başına raporun ilkeleri ve ölçüleri esas almadığını; ne kadar Ortadoğu politikalarında değişimler gerekir demişse de fazla bir değişiklik yapmadığını göstermektedir. 

Lordlar Kamarası Komisyonu, ABD politikalarına olumsuz yaklaşırken, bu politikaları çözümleyici bulmazken; kendileri Ortadoğu’nun temel değişim dinamiklerini görmezlikten gelerek ABD gibi eleştirilecek pozisyonda olduklarını görememiştir. 

İngilizlerin dış politikada, özellikle Ortadoğu’da siyasal gerçekleri doğru analiz ettiği yönünde bir yargı vardır. Ancak Lordlar Kamarası raporunu okuduğumuzda genel ve somut gerçeklerden uzak, masa başı bir rapor hazırladıkları açığa çıkmıştır. Belki bu yazı ve eleştirilerimiz onları sahaya giderek yerinde bir rapor yazmalarını teşvik eder. 

KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA