Leyla Güven cezaevlerindeki seçilmişlerin sembolü oldu
Leyla Güven cezaevlerindeki seçilmişlerin sembolü oldu
Leyla Güven cezaevlerindeki seçilmişlerin sembolü oldu
Avrupa Konseyi (AK) Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi bu yılki ikinci 6 aylık oturumunu da geride bıraktı. Kongre, yerel ve bölgesel yönetimlerin çalışmalarını, merkezi idarelerle ilişkilerini ve demokratik normlara ve yerel özerklik anlayışına göre işleyişlerini gözetlerken, onları hükümetlerin merkeziyetçi politikalarına karşı savunmaya çalışıyor.
AK’ye üye 47 ülkeden 200 bin yerel yönetim organını temsilen faaliyet gösteren Kongre, belediye başkanı, meclis üyesi ve bölge başkanlarından oluşan 636 üyeye sahip. Misyonunu, “yerel demokrasiyi geliştirmek, bölgesel ve yerel yönetimlerin kapasitelerini iyileştirmek ve özerkliklerini güçlendirmek” olarak tarif eden Kongre, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın ilkelerini esas alıyor.
Kongre’nin en önemli mücadele alanlarından biri ise, merkezi hükümetlerin yerel yönetimlere yönelik baskıları. Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) yönetimindeki Kürt belediyeleri ve ‘KCK davaları’ kapsamında hapsedilen seçilmişler de doğal olarak Kongre’nin son 4 yılının değişmez gündemlerinden oldular.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Viranşehir Belediye Başkanı Leyla Güven son yılların Kongre’de en çok konuşulan ismi oldu. Zira, Aralık 2009’dan bu yana KCK Davası kapsamında hapiste olan Güven, Kongre’ye Türkiye Heyeti içinde katılan tek BDP’li üyeydi. Güven, İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınması sonucu Kongre üyeliğinin düşmesine rağmen, sembolik değerini yitirmedi ve halen de cezaevlerindeki tüm BDP’li seçilmişleri temsil etmeye devam ediyor.
Leyla Güven, Kürt belediyeleri ile seçilmişlerin durumu, Kongre’nin bu konudaki çalışmalarını ve BDP’nin yaptığı diplomasiyi, BDP Avrupa Konseyi temsilcisi Fayik Yağızay’la görüştük.
Leyla Güven’in, oturumlarını Fransa’nın Strasbourg kentinde düzenleyen Kongre’ye katılan Türkiyeli heyet içerisindeki tek BDP’li seçilmiş olduğunu belirten Yağızay, bu konumunun önemine dikkat çekiyor: “Leyla Güven, 2009 yılındaki yerel seçimlerde Viranşehir belediye başkanı seçildikten sonra üyesi olduğu Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nin sadece bir oturumuna katılabildi. Ve Genel Kurul’a ana konuşmacı olarak geldi. Tabii, o zaman üyesi olduğu Türkiye heyeti konuşmasını dahi engellemek istemişti ama engel olamadılar.
Leyla Güven, buradaki konuşmasında Türkiye’deki yerel yönetimlerin sorunlarına, eksiklere dikkat çekerken, aynı zamanda da demokrasinin geliştirilmesi için çaba sarfedilmesini ve Türkiye’nin cesaretlendirilmesi gerektiğini söylemişti. Güven’in konuşması Genel Kurul’da çok olumlu tepkiler almıştı. Ama zaten çok geçmeden tutuklandı ve halen de hapiste biliyorsunuz.”
TÜRK HEYETİ ‘TERÖR SUÇU’ İDDİASINDA ISRAR ETTİ
Leyla Güven’in Aralık 2009’da tutuklanması ardından yaptıkları çalışmalar ve Kongre üyelerinin tutumlarına da değinen Yağızay, şunları söyledi: “Leyla Güven’in tutuklanması tabii ki Kongre’nin ciddi tepkisini çekti. Zira halkın yüksek oranda desteğiyle seçilmiş bir üyeleri tutuklanıyor ve bu da yolsuzluk, hırsızlık gibi adli-kriminal bir gerekçe ile değil de, sadece siyasi görüşlerini dile getirmesinden dolayı oluyordu. Tabii, Türk Heyeti, Güven ve diğer seçilmişlerin ‘terör’ suçundan yargılandıklarında ısrar ederek, bunu haklı göstermeye çalışıyordu. Bir taraftan, bu durumun kendilerini de Kongre nezdinde oldukça zorladığını görerek onun tahliyesini istiyorlar, diğer yandan da ‘terör suçu işlemiş’ diyorlardı.
Elbette bu bakış açısı bir kaç ülke heyeti dışında itibar görmedi. Kongre Başkan yardımcısı ve İsveç Delegasyonu Başkanı Anders Knape, Genel Sekreter Andreas Kiefer ile Hollanda delegasyonundan Leen Veerberk kendisini cezaevinde ziyaret ettiler. Hatta, Avrupa Konseyi’nin o dönemdeki İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg de kendisini ziyaret etmişti. Bu heyete Kongre’deki Türk heyetinin başkanı Sayın Gaye Doğanoğlu da eşlik etmişti”
KONGRE VE ALSACE BÖLGESİ GÜVEN’E SAHİP ÇIKMIŞTI
Leyla Güven’in Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nin gündeminden hiç bir zaman çıkmadığını hatırlatan Fayik Yağızay, şöyle devam etti: “Sayın Güven’in tutukluluk hali ile bağlantılı olarak Türkiye’deki yerel demokrasi, Kürt belediyelerinin ve seçilmişlerinin durumu da Kongre’nin gündemine daha yoğun bir şekilde gelmiş oldu. Güven’i ziyaret eden heyetlerin hazırladığı raporlarda hem tutuklu bulunan seçilmişler hem de belediyelerin hangi şartlarda çalışma yürüttüğü gibi konular ele alındı. Tüm bu sorunları dile getiren raporlardan en önemlisi Mart 2011’de Kongre’ye sunulanı idi. Sayın Anders Knape’nin sunduğu bu tavsiye raporu, hem Kürt belediyelerinin hem de genelde tüm yerel yönetimlere ilişkin öneriler içeriyordu.
Leyla Güven’in durumu bir şekilde her zaman Kongre’nin gündemindeydi ve uzun süre de kendisi kurumun web sitesinin manşetinde yer aldı. Ayrıca, Alsas Bölge Konseyi 2012 yılında Leyla Güven’i ‘Demokrasi mücadelesi veren şahsiyet’ kategorisine alarak ödüllendirmişti. Belki Leyla Güven’e sahip çıkılmasında kadın olmasının rolü büyüktü ama, Kongre üyesi olması ve diğer tutuklular gibi halkın oyuyla seçilmiş olması önemli bir etkendi. Ayrıca, dediğim gibi tüm bunlar siyasi nedenlerle yapılmış tutuklamalardı ve buna tepkinin de siyasi boyutu vardı.”
GÜVEN’İN GÖREVDEN ALINMASI KONGRE’YE BİLDİRİLMEMİŞTİ
Leyla Güven’in görevden alınmasından sonra, İçişleri Bakanlığı’nın kararı Kongre’ye bildirmediğini de hatırlatan BDP temsilcisi, bu hususta yaşanılan hukuksuzluklara da dikkat çekti:
“Leyla Güven serbest kalmayınca görevinden alınmıştı. Normalde İçişleri Bakanlığı’nın bunu Kongre’ye bildirmesi ve yeni bir üye seçimi için de BDP’yi bilgilendirmesi gerekiyordu. Ancak, bakanlık bunu yapmadı ve sadece Ekim 2012’deki oturumdan az bir süre önce bildirdi. Yani, Sayın Güven 6 aylık bir süre boyunca yasal olmayan bir şekilde Kongre üyesi olarak kalmıştı. Bu da oturum esnasında birçok üyenin sert eleştirilerine neden olmuştu.
Leyla Güven’in yerine de Dersim Belediye Başkanı Edibe Şahin’i üye olarak bildirmişlerdi. Ancak bu konuyla ilgili ne Edibe Şahin’e ne de BDP’ye bilgilendirmede bulunulmamıştı. Bunun açığa çıkması üzerine Kongre, Sayın Şahin’in üyeliğini düşürdü ve İçişleri Bakanlığı’nı ‘önce BDP ile görüşün, ondan sonra bize bildirin’ şeklinde uyardı. Türk heyeti ise konuyu yine parti merkezine sormadı. Ama Kongre konuyu bize (BDP’ye) sorunca, biz de Türkiye’deki yegane il belediye başkanlarından biri olan Sayın Şahin’i üye olarak atadık.”
“GÜVEN OLAYI İLE BİRLİKTE DİĞER SORUNLAR DA GÜNDEME GELEBİLDİ”
Başta Leyla Güven olmak üzere Kürt seçilmişin maruz kaldığı tutuklama ve baskıların Kongre gündemine geldiğine değinen Fayik Yağızay, buna karşı verilen mücadelenin Türkiye’deki yerel yönetimlerin genel diğer sorunlarının da daha fazla gündeme gelmesine katkı sağladığı görüşünde: “Leyla Güven ve öncesinde de Abdullah Demirbaş’ın Avrupa Konseyi’ne gelmiş olmaları önemli bir etki yarattı. Çünkü her iki belediye başkanı da siyasi görüşlerinden ötürü tutuklanmıştı. Sayın Demirbaş’ın Çok Dillilik Projesi de Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na uygun olmasına rağmen önce görevden alınmış, sonra da ceza almıştı.
Tüm bu sorunların gündeme gelmesi ve bundan dolayı hazırlanan raporlar neticesinde Türk Hükümeti’nin uygulamaları daha net bir biçimde eleştirildi. Hükümetin yerel yönetimlerle ilgi yaptığı değişiklik ve reformların yapılmasında burada yaşanan tartışmalar ve eleştirilerin önemli bir rol oynadığını düşünüyorum.
Tabii, Türkiye bir yandan eleştirileri dikkate aldığını gösteriyor ama diğer yandan tam tersi uygulamalar da oluyor. Buna örnek olarak Büyükşehir Yasası’nı gösterebiliriz. Yani, bir taraftan yerelde özerkliğin sınırlarını genişletirken, diğer taraftan büyükşehir içindeki tüm belde belediyelerini kapatıyor. Böylece de ‘yerelde merkezileşmeye’ gidiyor. Bu da Özerklik Şartı’na ters bir konumu ifade ediyor.”
“KONGRE GÜVEN’İ SAHİPLENMEYE DEVAM EDECEK”
Fayik Yağızay, Viranşehir Belediye Başkanı Leyla Güven’in görevden alınması sonrası Kongre üyeliğinin düşmesinin, Güven’e ve tutuklu seçilmişlere yönelik dayanışmacı tavrı etkilemediğinin altını çiziyor. BDP Temsilcisi, Kongre’nin üyeliğinin düşürülmesi ardından da Leyla Güven dosyasını takip etmeye ve ilgilenmeye devam edeceği yönünde bir deklarasyonda bulunduğuna da dikkat çekiyor.
Dün sona eren 3 günlük oturum boyunca Leyla Güven konusunun özel olarak gündeme gelmediğini kaydeden Yağızay, konunun Kongre Yürütme Kurulu’nda ele alındığı bilgisini veriyor.
Yağızay, “ Kongre Başkanlığı, Genel Sekreterlik ve diğer bir çok ülke heyetiyle görüşmeler yaptık. Yürütme Kurulu kendi içinde yaptığı tartışmalar sonucunda Leyla Güven’in cezaevinde ziyaret edilmesine karar veriyor ve Adalet Bakanlığı’ndan izin istiyor. Tabii uzunca bir süreden sonra nihayet izin çıktı ve Aralık ayında ziyaret gerçekleşecek” dedi.
“AK VE KONGRE SORUNLARA DAHA CİDDİ YAKLAŞIYOR”
Avrupa Konseyi (AK)’nin Türkiye’deki ihlaller ve Kürt sorunu hakkındaki tavrına yönelik sorumuza da cevap veren Yağızay, AK ve ona bağlı olan Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nin diğer Avrupa kurumlarına göre daha ciddi ve farklı yaklaştıklarına vurgu yapıyor:
“Avrupa Birliği (AB) dahilindeki kurumlara göre AK ve Kongre’nin meselelere daha ciddi bir biçimde yaklaştığını söyleyebiliriz. AB kurumları devletler arasındaki ekonomik, siyasi ve diplomatik çıkarları esas alıyor ve ona göre de kararlar alıyorlar. AK ve ona bağlı kurumlar ise kuruluş ilkelerine (insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü) ve değerlerine daha önem göstermeye çalışıyor. Ve kuruluş değerlerini esas aldıkları için bazen ihlallere karşı ciddi eleştiriler de getiriyorlar” Türkiye AB’ye sadece aday bu nedenle de zaman zaman onun raporlarını kameralar önünde yakabiliyor. Ancak Konsey’in üyesi olduğu için buradan alınan kararları uygulamakla yükümlüdür ve daha fazla ciddiye almak zorundadır. Yani kendisi açısından da bağlayıcıdır.”
LEYLA GÜVEN KİMDİR ?
Leyla Güven, 1964 yılında Konya`nın Cihanbeyli İlçesi Yapalı Beldesi`nde dünyaya geldi. İlköğrenimini burada tamamlayan Güven, 1980 - 85 yılları arasında Almanya`ya yerleşti. Ancak, daha sonra ailevi nedenlerle Türkiye`ye dönüş yaptı.
Siyasete 1994`te Konya HADEP İl Yönetim Kurulu üyeliği ile başlayan Leyla Güven, aynı ilde HADEP Kadın Kolları Başkanlığı görevini yaptı. 2001 yılında HADEP Merkezi Kadın Kolları Yöneticiliği yapan Güven, 2002 yılında DEHAP Parti Meclisi üyeliğine seçildi. Aynı yıl Adana Kadın Kolları Başkanlığı`na seçilen Güven, 2004 yılında yapılan yerel seçimlerde Adana`nın Seyhan İlçesi`ne bağlı Küçük Dikili Beldesi Belediye Başkanlığı`na seçildi. Leyla Güven daha sonra 29 Mart 2009 Yerel Seçimlerinde Viranşehir Belediye Başkanlığına seçildi.
KCK operasyonları kapsamında Aralık 2009’da tutuklanan Güven, daha sonra görevinden alındı ve halen Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde tutsak olarak tutuluyor.