Kışanak: Türkiye demokrasi duvarına çarptı

Kışanak: Türkiye demokrasi duvarına çarptı

Dicle Haber Ajansı, Özgür Gündem Gazetesi ve ANF çalışanlarının çoðunlukta olduðu 36’sı tutuklu 44 gazeteci nezdinde gazetecilik mesleðinin yargılandıðı tarihi dava için yüzlerce kişi adliye önünde “Özgür basın susturulamaz” diye haykırdı. “Türkiye’de açıkça canımızın istediðini yaparız diyen bir hükümet var” diyen Kışanak,”Türkiye demokrasi duvarına çarptı” ifadesini kullandı.

Ýstanbul Çaðlayan'da görülen özgür basın davasında Mahkeme Heyeti'nin salonun boşaltılmasını istemesi üzerine başlayan kriz aşılamadı. Duruşmaya saat 13.00'te başlamak üzere ara verilen dava için katılımcılar yeniden salona alındı.

Kürt basın kurumlarına yönelik 20 Aralık 2011'de "KCK" adı altında düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 36'sı tutuklu 44 gazetecinin yargılandıðı dava Ýstanbul 15. Aðır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. Duruşmada tutuklu ve tutuksuz yargılanan gazeteciler, aileleri ve avukatları hazır bulundu. Çok sayıda avukatın takip ettiði duruşma salonuna girişlerde ise olaðanüstü önlemler alındı. Salona girmek isteyenler, iki bariyerden geçerek salona girdi. Salonun küçüklüðü ise hem aileleri hem gazetecileri maðdur etti. Her tutuklunun ailesinden bir kişi alındı. Duruşmayı; DTK Eşbaşkanı Aysel Tuðluk, BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, BDP Aðrı Milletvekili Halil Aksoy, BDP Mersin Milletvekili Ertuðrul Kürkçü,Ýstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Kars Milletvekili Mülkiye Birtane, Ýstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Baðımsız Milletvekili Levent Tüzel, Özgür Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol, Evrensel Gazetesi Yazı Ýşleri Müdürü Fatih Polat, Basın Enstitüsü Dönem Sözcüsü Kadri Gürsel, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoðlu, Uluslararası Basın Enstitüsü Türkiye temsilciliðinden Yurdanur Atadan, Gazeteci ve CHP Ýstanbul milletvekili Oktay Ekşi, Melda Onur, ÝHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoðan, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, CHP Milletvekili Ýlhan Cihaner, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş, Ermeni Aydın Hayko Baðdat, 78'liler Derneði Başkanı ve Özgür Gündem Gazetesi yazarı Celalettin Can, sanatçı Ferhat Tunç, gazeteci Yıldırım Türker, Ahmet Şık, Nuray Mert ve Berrin Karakaş, BDP Eş Başkan Yardımcılarından Meral Danış Beştaş, Filiz Koçali, CHP Ýstanbul Milletvekili Melda Onur, TGS Başkanı Ercan Ýpekçi, Prof. Dr. Büşra Ersanlı, AFP, Belçika, Hollanda, Almanya ve Avrupa ülkelerinden gazeteciler izlemeye geldi.

Adliye önünde biraraya gelen gazetecilerin yakınları, meslektaşları ve siyasetçiler, "Rehinleri bırakın müzakereler başlasın” yazılı pankart açtı.

PEACHE: 100 GAZETECÝNÝN CEZAEVÝNDE OLMASI SKANDAL

Adliye önünde ilk açıklamayı yapan Özgür Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin, "Kürt basını karşılaştıðı baskılar ile Türkiye'deki düşünce özgürlüðü üzerindeki baskıların simgesi olmuştur" dedi. Kürt basınının gazete bombalama, gazeteci öldürme gibi baskılarla karşılaştıðını belirten Keskin, "Bugün de bize ölümle tutukluluk arasında seçim sunuyorlar" diye konuştu.

Keskin'in ardından gazetecilere destek için Adliye'ye gelen Alman Heyet adına söz alan BM Hukuk Uzmanı ve Eski Parlamenter ve Gazeteci Norman Peache, gelişmelerden son derece kaygı duydukları belirterek, Türkiye'de "kuvvetler ayrılıðı" ilkesinin ortadan kaldırıldıðını dikkat çekti. Peache, 2011 yılından beri 100 gazetecinin cezaevinde olmasını "skandal" olarak deðerlendirdi. Bu baskıların tüm gazetecileri tehdit ettiðini belirten Peache, "Biz aynı zamanda Türk yargısının baðımsızlıðını kaybetmesine karşı da buradayız. Biz diðer KCK davalarını da gözlemleyeceðiz. Türk hükümeti hiç bir şeyi gizleyemeyecek" diye konuştu.

KIŞANAK: BAŞBAKAN KENDÝ YAZSIN KENDÝ OKUSUN

BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak ise, basın mensuplarına seslenerek, "Ýçeride sizler gibi kamuoyunu bilgilendirmek için gazetecilik yapan arkadaşlar yargılanıyor. Yaptıkları tek şey bu ülkede yaşananları kamuoyuna ulaştırmak için görev yapmaktadır" diye konuştu. Gazetecileri, Başbakan Tayyip Erdoðan'ın baskılarına karşı ortak tavrı almaya çaðıran Kışanak, "Uludere katliamını görmeyin dendi. Şimdi Afyon'daki katliamı görmeyin diyorlar. Yarın da başka bir şeyi görmeyin diyecek. Bırakın Başbakan kendi yalanlarını kendi yazsın kendi okunsun" diye belirtti. "Kaleminin onurunu korumak isteyenler açıkça tehdit edilmiştir. Bu ülkenin bir bakanı 'o yazdıklarını aðzına tıkarım' demiştir" diyerek, basın özgürlüðünün tehdit edildiðine dikkat çeken Kışanak, gazeteciler için özgürlük talep etti.

“Türkiye’de açıkça canımızın istediðini yaparız diyen bir hükümet var” diyen Kışanak, “AKP Hükümeti’nin uygulamaları karşısında duyarlı kamuoyunu görmedikçe bir adım daha ileri gideceðini ifade etti. Kışanak, “Türkiye demokrasi duvarına çarptı” dedi.

Sendikacıların, avukatların, gazetecilerin tutuklandıðı Türkiye’nin cezaevine döndüðünü söyleyen Kışanak, dışarıda kalan basının ise yoðun baskı altında olduðunu ifade etti.

TUÐLUK: DAVA UTANÇ DAVASI OLMUŞTUR

Ýstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise, “Bu ülkede aslında Türk sorunu var. Çünkü Türk’ün ötesi hiç olmadı ama Kürt’ün ötesi hep Türk oldu. Kürt sorunun esas muhatapları, siyasi temsilcileri olmadan konuşuldu bu sorun” diyerek yapılan tutuklamaların bunun sonucu olduðunu söyledi.

Önder, “12 Eylül döneminde bile bu kadar pervasız bu kadar açıkça ortada bir oyun oynanmamıştır. Tutuklamalar mesnetsizdir” dedi.

DTK Eş Başkanı Aysel Tuðluk da bu yargılamalara KCK kılıfı uydurulduðunu belirterek, davanın "utanç davası" olduðunu ifade etti. Tuðluk, "Onlar tutsaksa, Başbakan'ın protokol basını olmadıkları içindir" dedi. Açıklamanın ardından, "Baskılar bizi yıldıramaz", "Özgür basın susturulamaz" sloganlarıyla gazetecinin yakınları ve siyasetçiler, Adliye'ye girdi.