BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, partisinin grup toplantısında yaptıðı konuşmada, Pariste katledilen üç Kürt kadın siyasetçinin görkemli bir törenle uðurlanacaðını söyledi. Hükümet tarafından yapılan açıklamalara da tepki gösteren Kışanak, Kürt halkının sevincine gerekçe bulurlar, üzüntüsüne böyle derler. Kürt halkının duygularını da mı vesayet altına alacasınız? Eðer samimi iseniz Perşembe günü tüm Türkiye tek yürek olmalı dedi. Kürt Halk Önderi ile başlatılan görüşme sürecini geç kalmış bir süreç olarak deðerlendirdi.
BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, partisinin grup toplantısında konuştu. Kışanak, konuşmasına Pariste katledilen 3 Kürt kadın siyasetçiyi anarak başladı. Kışanak, Pariste herkesin gözünün önünde olan bir mekana giren katiller 3 Kürt kadınını katlettiler. 3 kadın politik aktivistlerdi. Halklarının özgürlük mücadelesine katkı sunmak istiyorlardı. Kadın mücadelesine inanmış 3 sivil savunmasız kadındılar. Bu katliamı yapanları ve arkasındaki güçlerine lanetliyor ve kınıyoruz. Onlar aslında o gün Sakine, Fidan ve Leylayı katlederek özgürlük mücadelesi verenlere gözdaðı vermek istediler dedi. Kışanak, suikastın Kürt sorununda yaşanan sürece denk gelmesinin vahameti arttırdıðını vurgulayarak, barış çabalarının katledilmek istendiðini ancak bunun başarılamayacaðını söyledi.
Kışanak, Sakine Cansız, Dersim katliamından sonra yılmayan Dersim halkının yiðit evladıydı. Katliamlar Dersim halkını ve onun yiðit kızı Sakineyi durduramamıştı. Katillere ve katliamcılara boyun eðmedi. Diyarbakır zindanı ve Elazıðda en amansız ve insanlık dışı işkencelere maruz kaldı ama bir gün olsun aman dilemedi. Diyarbakır Cezaevinde cellatlara ve işkencecilere her gün duruşu ile insanlık dersi verdi. Ýnsanlıðın yenilmez olduðunu işkence tezgahlarında kanıtladı dedi.
Cansızın korkunç işkencelere raðmen hiçbir zaman umudunu kaybetmediðini belirteren Kışanak şöyle konuştu: Her zaman biz haklıyız ve gurur duyacaðız dedi. Barışa ve özgürlüðe dair umutlarını hiçbir zaman yitirmedi. Sakine Cansız, Seyit Rıza gibi yüreðinde büyüttüðü umuda karşı tuzak kuranlar tarafından katledildi. Seyit Rızada 37de Dersim harekatı başladıðında onu tanıyanlar hem mücadele ettiðini hem de katliamın önüne geçmenin çabasını sarf ettiðini söylüyordu. Tarihçilerin hemfikir olduðu gibi katliamı durdurmak üzere görüşmeye giderken yakalandı ve idam sehpasında katledildi. Seyit Rıza o gün Ben sizin hilelerinizle baş edemedim bu bana ders olsun bende sizin önünüzde diz çözmedim buda size dert olsun demişti. Sakine de ölümle karşılaştıðı son saniyeye kadar hiçbir cellada, katliamcıya boyun eðmedi bu da size dert olsun.
Sakine, kahramandı, yiðitti. O katledilemez. Ancak katilleri, kalleş ve alçaklar. Yüzlerini gizleyecek kadar korkaklar. Ýnsanlık tarihinde lanetli olarak bilinecekler diyen Kışanak, Sakine Cansızın tarihi bir kişilik olduðunu belirtti. Fidan Doðanın Avrupada büyümüş bir kadın olarak Kürt halkına gönül vermiş başarılı bir diplomat olduðunu vurgulayan Kışanak, Doðanı Avrupada herkesin tanıdıðını söyledi. Kışanak, Yiðit bir Kürt kadınıydı. O büro Kürt halkının özgürlük mücadelesinin lobi çalışmalarını yürüten bir mekandır. Fidan Doðan da orada çalışıyor ve demokratik bir mücadele yürütüyordu. Onu katlederek Kürt halkının sesini duyurma çabalarını katledeceklerini zannedenler yanılıyorlar. Fidan Doðan arkasında onlarca Kürt diplomat bıraktı diye konuştu. Leyla Şaylemezin genç bir kadın olduðuna işaret eden Kışanak, Şaylemezin her zaman halkının özlemi ile kendisini geliştirmeye çalışan bir kadın olduðunu vurguladı.
SÝZÝ SONSUZLUÐA UÐURLAYACAÐIZ
Suikast ile öldürülen kadınları saygı ve minnet ile andıklarını vurgulayan Kışanak, Bu 3 arkadaşımızı ölüm hiç yakışmadı. Siz ölümsüzleştiniz. Sizi sonsuzluða uðurlayacaðız. Çarşamba günü Amedde olacaksınız. Halkımız sizi baðrına basacak. Perşembe günü görkemli bir tören ile sizi saygı ile selamlayacaðız. Cuma günü Sakineyi Dersimde Fidanı Elbistanda Leylayı da Mersinde topraða vereceðiz dedi. Kışanak, kendisine "Ýnsanım" diyen herkesin törene katılmasını isteyerek, Barışa ve çözüme inananlar cenaze törenlerine katılarak görevini yapmalı. Sürece inanan ve devam etmesini isteyen herkes o gün orada olmalı. Kadın özgürlüðüne inanan herkes o gün bu 3 güzel kadın ile birlikte olmalı dedi.
PERŞEMBE GÜNÜ TÜM TÜRKÝYE TEK YÜREK OLMALI
Saldırının Kürt halkına ve onun mücadelesi ile kadın özgürlük mücadelesine yönelik olduðunu belirten Kışanak şunları kaydetti: Ýmralıda Sayın Öcalan ile yapılan görüşmelere yönelik bir saldırıdır. Böyle diyorsak en görkemli töreni yaparak bu katillere ders vermeliyiz. Hükümete, mülki ve idari yöneticilere sesleniyorum: Her zaman bu tür süreçlerde en çok konuşulan şey samimiyettir. Ýşte bugün samimiyet günüdür. Birinci sınavdan başarılı olunamadı. Katliam önlenebilirdi ama önlenilemedi. Herkes provokasyon dedi göz göre göre cinayet işlendi. O zaman çokça söylediðiniz samimiyet testinden geçmek için işte size fırsat. Gerekli saygıyı gösterin ve acıyı paylaşın. Madem görüşmelere yönelik saldırıydı, o zaman Perşembe günü tüm Türkiye tek yürek olmalı. Bu güçlere cevap vermelidir. Cenaze törenlerine katılabilenler katılmalı, katılamayanlar da bulundukları yerde bu duruş içinde olmalıdır. Kışanak, Pariste yapılan törenlerde her kesimden insanların yer aldıðını ve aynı mesajı verdiðini belirtirken, Türkiyede de aynı tutumun sergilenmesinin vakti olduðunu söyledi.
Hükümet tarafından kullanılan söylemlerin yaşanan duruma denk düşmediðini vurgulayan Kışanak, Tabi ki bu insanlar devrimciydi ve özgürlük istiyorlardı. Buna yakışır bir tarzda halkımız tabi ki en görkemli şekilde bunları uðurlayacak. Kürt halkının sevincine gerekçe bulurlar, üzüntüsüne böyle derler. Kürt halkının duygularını da mı vesayet altına alacasınız? Bunu yapamazsınız. Onun için bu söylemlerden vazgeçin. Size düşen görev bu acıya saygı duymak. Paylaşma büyüklüðünü göstermiyorsanız bile hiç deðilse bunu yapın diye konuştu.
FRANSA BU CÝNAYETÝ AYDINLATMAZSA ZAN ALTINDA KALIR
Pariste yaşanan suikastın aydınlatılması konusunda birinci sorumlunun Fransa olduðunu vurgulayan Kışanak, cinayetin aydınlatılamaması durumunda Fransanın zan altında kalacaðını belirtti. Büronun yakından takip edildiðinin defalarca Kürtlere söylendiðini belirten Kışanak, Fransa hükümetinin sorumlu olmasının Türkiyenin sorumluluðunu ortadan kaldırmayacaðını kaydetti. Kışanak, Türkiyede Fransa kadar sorumluluk sahibidir. Bunun gereðini yapmalıdır. Bu 3 kadın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Vatandaşlarının yurt dışında katledilmesine seyirci kalan devlete, devlet denmez. Türkiyede yurtdışında bulunan Kürtlerin faaliyetlerini yakından takip ediyor. Oralarda devletler ile işbirliði yapıyor. Bunları yeterli bulmayınca sitem ediyor şeklinde konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoðanın 28 Eylül 2012 günü NTVde katıldıðı programda, Avrupa ülkelerinin işbirliði yapmadıðını söylediðini ve Fransanın adını verdiðini hatırlatan Kışanak, Erdoðan, Fransada terörist başları cirit atıyor dedi. Kast ettiði Sakine Cansızdır. Ondan başka üst düzey kimse yoktur. Ardından Fransa savcılıðı açıklama yapıyor ve işbirliði yaptıklarını söylüyor. Bu cinayetin işlenmesinden birkaç gün sonra Başbakan açıkça, Türkiye 5 Kasım 2012de Fransa interpolüne mesaj atarak Sakine Cansızın Pariste olduðunu bildirdi diyor. Yani Türk istihbaratının bilgisi var. Yani Sakine Cansız Türk istihbaratının da takibinde olan bir kişidir. Demek ki adım adım izliyorlardı. Bu cinayet önlenebilirdi ya da katillerin yakalanması daha kolay olabilirdi. Bütün bunları söylüyoruz diye kimse bizi suçlayamaz. Biz bu ülkede derin devleti dahi söyleyemeyeceksek neden bahsedeceðiz. Bunu bile saðlayamayan yaklaşım barış girişimi yapabilir mi? Madem görüşmeleri engellemeye yönelik provokasyon diyorsunuz o zaman aydınlatılması için çaba sarf edin. Çünkü bu girişimi başlatan AKP ve Başbakanın kendisidir. O zaman bu suikast aynı zamanda hükümetin girişimini de hedeflemiştir. Demagoji yapmaya ve gerçek katillerin aradan kaybolmasını saðlamaya gerek yok. Herkes sürecin ilerlemesini istiyorsa sorumlu davranıp çaba harcayacak ifadesini kullandı.
HÜSEYÝN ÇELÝK PEŞÝN HÜKÜM VERDÝ
Hüseyin Çelikin açıklamalarının sürece hiçbir katkı yapmadıðını vurgulayan Kışanak, Peşin hüküm veren bir söylem olmuştur. Bu doðru deðildir. Biz kimseyi peşinen mahkum etmiyor ve tek başına adres göstermiyoruz. Biz katillerin bulunmasını istiyoruz. Ama kimse bunu söylerken bunu biçimlendirmeye kalkışmasın. Uluslararası güçler varsa Türkiye ile Fransanın birçok anlaşması var el ele verip bunu da çıkarabilirler diye konuştu.
ÝMRALI SÝSTEMÝ BARIŞA KURULMUŞ BÝR TUZAKTI
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalanın 13 yıl önce yaşanan süreci başlatmak için Avrupaya çıkma kararı aldıðını hatırlatan Kışanak, Sayın Öcalan çözüm niyeti olmasaydı o koşullarda görüşmez ve ateşkes ilan etmezdi. Öcalan daha o dönemde çözüm için adres olarak Avrupayı belirledi ve ateşkes ilan etti. Ama bunun karşılıðında uluslararası bir komplo ile Türkiyeye teslim edildi. O gün saðduyulu bir yaklaşım ortaya konulmasaydı Türkiyeyi kanlı bir boðazlaşma bekliyordu. Sayın Öcalan çabaları ile bunu engelledi. Ýmralı sistemi barışa kurulmuş bir tuzaktı. Buna raðmen vazgeçmedi ve 13 yıl boyunca tek kişilik hücrede kalmasına raðmen hakiki ve gerçek barış için yeniden kendisini üretip bunun imkanlarını yaratmaya çalıştı. Bundan dolayı tarihi doðru okumak ve doðru yerde durmak lazım. Bu gün Seyit Rızaya tuzak kuranlar Türkiyeye 100 yıl kaybettirdi. Sayın Öcalana uluslararası komplo kuranlar Türkiyenin 13 yılını çaldı. Şimdi bütün bunları görerek hakiki ve gerçek bir barışa hazır mı hükümet? Kimse küçük hesaplar ile bu sürece yaklaşamaz. Bu vebali aðır bir süreçtir. Herkesin ciddi olması lazım. Biz böyle yaklaşıyoruz. Biz sayın Öcalan ile başlatılan görüşmeleri geç kalmış, doðru bir süreç olarak görüyoruz ve arkasındayız dedi.
Görüşmelere Örgüt ile istihbarat görüşmesi şeklinde yaklaşanların, sorunun çözümüne yönelik kudreti gösteremeyeceðine işaret eden Kışanak, Diyarbakırdaki işkencecileri mahkum edeceksek, birlikte bir geleceði inşa etmek için kararlı ve sabırlı durmak lazım. Bu sorunu çözün kahraman olur. Kim çözüme katkı yaparsa halklar onun arkasında durur. Çözüme giden oy kaybeder tezi çözmeyelim demektir. Daha dün markette yanıma bir Türk kardeşim geldi ve herkesin sorumluluðunu yapması gerektiðini söyledi. Aynı şeyi Başbakan ve hükümetin de göstermesi lazım. Bu toprakların artık özgürlüðe ve barışa ihtiyacı var. Böyle düşünürsek barış gelir diye konuştu.