AP’de başta Suriye’den olmak üzere Avrupa’ya gelen mülteci ve göçmenler konusunun ele alındığı oturum düzenlendi. Oturumda konuşan AP Başkanı Martin Schultz, “Havalar soğumaya başladı, kış eliyor ve mülteci adayları yollarda” diye konuştuğu toplantıda mülteci meselesi çok boyutlu bir şekilde ele alındı.
Avrupa Parlamentosu’nda (AP) Avrupa’ya mülteci akışının ele alındığı bir oturum düzenlendi. Avrupa Birliği (AB) Konseyi ve AB Komisyonu başkanlarının da katıldığı toplantıda, AP’nin başta Suriye’den Avrupa’ya gelenler olmak üzere mülteci ve göçmenler meselesinde AB’ni üye ülkeler ve tüm kurumları ile 11-12 Kasım’da La Valette’deki zirveye hazır amacıyla çok boyutlu olarak ele alındı.
Tartışmalar, son aylarda artan “mülteci krizi”ne cevap olunması, AB’nin kendi içinde alması gereken önlemler ve başta Türkiye olmak üzere ilgili ülkeler ile bu konuda ilişkilerin biçimi üzerine yoğunlaştı. AP üyesi milletvekilleri Türkiye’deki iktidar ile ilişkilerde var olan ciddi sorunlara da tartışmalarda dikkat çekti.
Oturumda söz alan AP Türkiye Raportörü Kati Piri, mülteciler ile Türkiye’nin adaylık dosyasını karıştırmamak gerektiğini söyledi. AB’nin Türkiye’ye, Türkiye’nin ise AB’ye ihtiyacı olduğunu vurgulayan Peri, “Ama Türkiye ile ilişkilerde ne biz Kürt halkını ne de insan haklarını göz ardı etmememiz gerekiyor” diye konuştu.
AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ise, Türkiye’ye dair şüpheleri paylaştığını, Türk hükümetinin dikkatini insan hakları ihlallerine çektiklerini, ancak mülteciler konusunda Türkiye ile birlikte çalışmaları gerektiğini söyledi. Türkiye’nin mültecileri barındırmaya, çocukları okula göndermeye hazır olduğunu söyleyen Juncker, “Türkiye’nin 3 milyar Euro’ya ihtiyacı var” dedi.
Daha önce 4.2 milyar olan AB’ni mülteci bütçesinin şu an 10 milyara yükselttiklerini, ama yetersiz olduğunu da belirten Juncker, “Avrupa dünyanın içinde bir parçadır. Bir tarafta biz, bir tarafta dünya yok” diyerek AB’ye üye ülkeleri dayanışmaya çağırdı.
AB Konseyi Başkanı Donald Tursk ise, “İkinci dünya savaşından sonra en büyük insan akımı ile karşı karşıyayız. Sadece son günlerde Rusya’nın bombalamaları sonrası 100 bin mülteci daha artmış durumda. AB olarak sınır güvenliğinden sorumlu korum olan Frontex’i güçlendirmeli, Avrupa mültecilere yardım ofisine, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne yardımlar artmalı, güvenli ülkelere geri dönüşler sağlanmalı, mültecileri para kazanma aracı olarak gören insan şebekeleri cezalandırılmalı” diye konuştu.
AP Türkiye eski raportörlerinden Alain Lammasoure ise, “Yeter artık! AB mülteciler politikasında dayanışmayı ve insani değerleri öne çıkarmak yerine diktatörler ile işbirliği yapıyoruz ve sonuçta AB sınırlarını askerileştiriyoruz” tepkisinde bulundu.
AP Ekonomi Komisyonu Başkanı Pervanche Beres ise, Esad diktasının yanı sıra DAİŞ geliştiği için bu kadar insanın mülteci konumuna geldiğini söyledi.
AP Sosyalist Grup Başkanın Yardımcısı Anne Gomes de “Suriye’de ve Türkiye’de DAİŞ gibi örgütler çökertilmeden AB’ye mülteciler gelmeye devam eder” değerlendirmesinde bulundu.
Sol Grup adına ise Yunan milletvekili Takis Hajigeorgiou söz aldı. AB liderleri ile Erdoğan arasındaki mülteci pazarlığına dikkat çeken Hajigeorgiou, “Kimileri bize güvenli bir ülkedir diye Türkiye’yi yutturmaya çalışıyor. Bunu ise Kürt halkına bu kadar baskının yapıldığı, Ankara’da barış isteyen 100’den fazla insanın öldürüldüğü, her gün bombaların patladığı, DAİŞ saldırılarının aleni olduğu bir zamanda dillendirmeleri manidardır” diye konuştu.
ERDOĞAN DAİŞ’İ DEĞİL, KÜRTLERİ BOMBALIYOR
Belçikalı Liberal Demokrat Gerard Depres ise şöyle konuştu: “Erdoğan’a mali olarak yardım sözü veriyoruz, ama bunu iyi tanıyalım. Erdoğan DAİŞ’i değil, Kürtleri bombalıyor. Bundan dolayı mülteciler için Türkiye’ye yardımlar konjonktürel olmalı, yapısal olmamalı.”
Sosyalist ve Demokrat Grup Başkanı Gianni Pittella de, Türkiye’ye yardımda açık çek sunulmaması gerektiğini vurguladı. Özellikle azınlık hakları, özgürlükler, basın özgürlüğü, Kürt meselesinde açık çek sunulmaması gerektiğini söyledi.
Liberal Grup Başkanı Guy Verhofstadt ise, Viyana’da Rusya öncülüğünde Suriye üzerine toplantıların yapıldığını, ancak bu toplantılara AB’nin katılmadığını belirtti. AB üyesi ülkelerin üzerine düşen görevleri yerine getirmediğini de kaydetti.
Yeşiller Grubu Eşbaşkanı Rebecca Harms ise, AB’nin sınır güvenliğinin sağlanması için ortak bir mülteci politikası gerektiğini söyledi. Krizin AB’de değil, Suriye ve Ortadoğu’da olduğunu, yıkıcı bir savaş olduğunu belirten Harms, “Bay AB olarak Erdoğan ile konuşuyoruz. Türkiye ile iş tutuğumuzda bunu çok iyi düşünmeliyiz. Zira insan hakları ihlali yapan, basını ele geçiren, bir adamdan söz ediyoruz” değerlendirmesini yaptı.