GÖRÜNTÜLÜ

Kürt ve Türkiye halkları HDP etrafında birleşmeli

TEV-ÇAND komite üyeleri, 1 Kasım’da Türkiye’de yapılacak olan genel seçimlere ilişkin başta Kürt halkı olmak üzere tüm Türkiye halklarını HDP’nin etrafında toplanmaya çağırdı.

TEV-ÇAND komite üyeleri, 1 Kasım’da Türkiye’de yapılacak olan genel seçimlere ilişkin başta Kürt halkı olmak üzere tüm Türkiye halklarını HDP’nin etrafında toplanmaya çağırdı.

‘AKP BELASINDAN KURTULALIM’

Zozan Qamışlo: Özgür Kürdistan dağlarından Bakurê Kürdistan’daki direnişi selamlıyorum. Özellikle böylesi tarihi bir süreçte halkımızın kendi iradesini ortaya koyması oldukça önemlidir. Önümüzde Türkiye genelinde yenilenecek bir seçim var. Tüm kadınların, gençlerin, halkımızın Türkiye’de demokratik bir siyasetin geliştirilmesi için oyunu HDP’ye vermesi gerekiyor. Bu sürecin başarıya ulaşması herkesin oyunu kendisine vermesiyle mümkündür. Burada elde edilecek başarı sadece Bakurê Kürdistan’ın başarısı olamayacak. Bu başarı tüm Türkiye halkının kazanımı olacak. AKP’nin yürüttüğü kirli siyaseti boşa çıkarmak için tüm Türkiye halkının birleşerek bu kanlı rejime son vermesi gerekiyor. Anaların kanayan yüreğine merhem olmak, anacak birlik olarak, güçlü bir muhalefet oluşturarak, Türkiye’nin başına musallat olmuş bu AKP belasını yıkmakla mümkündür. Buda tüm Ortadoğu ve insanlık için elde edilecek bir başarı olacaktır. Bu seçimler değil bir kere on kerede tekrarlansa halkımız kendi oylarına ve iradesine sahip çıkacaktır. Başarılı bir sonuç elde edecektir. Bu temelde ben tüm halkımıza çağırı yapmak istiyorum; 1 Kasım’da herkesi kendi oyuna sahip çıkmaya çağırıyorum.

‘7 HAZİRAN BAŞARISI HAZMEDİLMEMİŞTİR’

Gülbahar Rubar: Başta Bakurê Kürdistan halkını selamlıyoruz. Bugün halkımız büyük bir direniş içerisinde. Halkın özgür iradesine devlet tarafından müdahale ediliyor. Bu müdahaleye karşı halkımız genciyle, kadınıyla, yaşlısıyla kendi öz yönetimini oluşturarak yeni bir yaşamı inşa ediyor. Halkların kendi sorunlarını çözmesinin yolu, kendi kendilerini yönetmekten geçer. Bunun adı da; öz yönetimdir. Kobanê, Şengal buna iyi bir örnektir. Demokratik bir çerçevede halkların birlikteliğini sağlamak herkesin kendi kendisini yönetmesiyle mümkündür. Demokratik siyasetle halklar kendi ifadesini bulabilir. AKP’nin Kürt halkına bu kadar saldırmasının nedeni de halkların iradesini kırmaktır. Seçimlerin yenilenmesi de bu sebepledir. 7 Haziran’da elde edilen başarı hazmedilememiştir. Bunun içinde 7 Haziran’dan bu yana Kürdistan kan gölüne çevrilmiştir. Karanlık güçler her zaman olduğu gibi bu günde kaybetmeye mahkumdur. 1 Kasım 2015 seçimleri AKP sisteminin iflası olacaktır. Tüm Bakurê Kürdistan’da AKP sistemine çok güçlü bir cevap verilecektir. AKP’nin yanında yer alan herkes AKP ile birlikte kaybedecektir. 7 Haziran’da nasıl ki halkımız destan yazdıysa, 1 Kasım’da da halkımız bunu yeniden yapacaktır.

'BEN KENDİ KENDİMİ YÖNETECEĞİM’

Xebat Med: 1 Kasım seçimleri ve genel olarak süreç hakkında önemli olan ve belirtilmesi gereken en önemli noktalardan birisi öz yönetimlerdir. Öz yönetimler tarih boyunca tüm toplumların hangi form altında olursa olsun toplumun kendi kendini yönetme biçimi olarak kendisini hep göstermiştir. Bugün PKK ve Kürt halkı öncülüğünde Ortadoğu despotlarına karşı bir mücadele verilmektedir. Bunun somut örneği Gever, Cizre, Gimgim, Farqin, Sur ve sayabileceğimiz birçok örnekte kendini somutlaştırmaktadır. Aslında ilk adımlar olarak da insan bunu söyleyebilir. Çünkü bütün canlılar aslında kendi kendini yönetir, savunur, doyurur yani yaşamını kendi idame eder. Başkaları tarafından yönetilemez. Böyle olmazsa toplum nesneleşir. 7 Haziran seçimi bu anlamda bir nişaneydi. Toplum şunu söyledi; ‘ben kendi kendimi yöneteceğim’. Bugün seçimlerin yenilenmesi tamda bununla ifade edilebilir.

7 Haziran’da ağır yenilgi alan AKP hükümeti bunu hazmetmediği için 1 Kasım’da yeniden bir seçime gitme kararını aldı.

Türkiye genelinde ve Kürdistan’da kendi kendini yönetmek isteyen kadınlar, gençler ve tüm toplum HDP’ye bu anlamıyla destek vermelidir. Sadece destek vermekle kalmamalı öz yönetimlerini inşa etmeye devam etmeli, oylarını kendilerine vermelidir. Tüm halkımıza başarılar diliyorum.

‘TEK AMAÇTA BİRLEŞİLEREK ERDOĞAN DİKTATÖRLÜĞÜ YIKILMALIDIR’

Harun Amed: Bilindiği gibi 7 Haziran’da bir seçim yapıldı. Bu seçimde HDP bir halk partisi olduğunu kanıtladı. Erdoğan, AKP iktidarını kurarak kendi diktatörlüğünü kurmak istedi. 7 Haziran seçimlerinin sonuçları bunu engelledi. Erdoğan kendi sarayını güvenceye almak için elinden geleni yaptı. Fakat halk bu saraya karşı olduğunu açıkça gösterdi. İstediğini alamayan Erdoğan, seçimleri tekrarlattı. 1 Kasım’da yapılacak seçimde Erdoğan diktatörünün yürüttüğü savaş konseptini yıkmak gerekir. AKP ve Erdoğan’ın kendi iktidarları için yapamayacakları şeyin olmadığını, Amed, Suruç, Ankara patlamalarında net bir şekilde gördük. AKP ve Erdoğan’ın yaptığı katliamları, saldırıları durdurmak için sarayının yıkılması lazım. Dünyada katliamlarla adı anılan kişi Saddam Hüseyin’di ama Saddam bile Erdoğan kadar katliam ve kırım yapmadı. Erdoğan, Amed’te, Suruç’ta, Cizir’de, Nusaybin’de, Ankara’da bütün Türkiye ve Kürdistan’da katliamlar yaparak toplumu, korkutarak, katlederek, baskı uygulayarak etkisi altına almaya çalışıyor. Gün biraz daha güçlü bir direnişin sahibi olmanın günüdür. Gün kendini yönetme günü olmaktadır. Böyle bir duruşla 1 Kasımda Erdoğan yenilgiye uğratılmalıdır. Bu konuda en çok sorumluluk sanatçı ve aydınlara düşüyor. Biz dağ tiyatrocuları, dağ sanatçısı olarak çağrıda bulunuyoruz; özellikle Türkiye’deki aydınlar bu durum karşısında daha radikal bir duruş göstermeli ve bu zihniyetin yıkılmasında öncü olmalıdırlar. 1 Kasım diktatörün yıkıldığı gün olsun. Tek amaçta birleşerek, Erdoğan diktatörlüğü yıkılmalıdır. Biz biliyoruz ki Türkiye’de sadece Türkler yok. Çerkezler, Lazlar, Acemler, Araplar ve onlarca farklı etnik topluluk var. Bu halkları, toplumları yaşatabilmek ancak ve anacak kendi kendilerini yönetmekle olur. Bu proje HDP’nin temelini oluşturuyor. Bunun için 1 Kasım’da bütün halklar kendi partileri olan HDP’ ye oy vermelidir. Bu temelde halkımıza ve bütün direnişçilere başarılar diliyoruz.

‘ÖZGÜRLÜĞÜN ÖNÜNÜ HİÇBİR GÜÇ ALAMAZ’

Seyit Riza Sülbüs: 7 Haziran’da bir seçim yapıldı. 7 Haziran seçimlerinde AKP hükümeti, HDP’nin barajı aşmasını engellemeye çalıştı. Tüm demokrasi güçleri bir araya geldiğinde Türkiye’de özgürlüğün önünü hiç bir güç alamaz. Bunu herkes gördü. AKP’de bunu gördüğü için halkların kazanımlarına herkesten çok saldırdı.

Biz 7 Haziran’dan sonra halkların sesinin ne kadar gör çıktığını gördük. Muhalefetin sesini kesmeyi düşünen hükümete 7 Haziran çok büyük cevap oldu. 7 Haziran sonuçlarını sindiremeyen AKP hükümeti, halkı sindirmek için katliamlar yaptı ve yapmaya devem ediyor. En son Ankara’da barış yürüyüşüne yapılan saldırıda yüzden fazla arkadaşımız şehit düştü. AKP hükümeti bunun hesabını verecektir. Halkların zafer yürüyüşünde her zaman diktatörler bu tür saldırılar gerçekleştirerek halkı sindiremeye çalışmaktadır. Fakat bu tür saldırılar direnen halkı hiç bir zaman yıldırmayı başaramamıştır. Halkımız Bakurê Kürdistan’da kendi öz yönetimini ilan etti. 1 Kasım’da yapılacak seçimlerde halkımız şunu bir kez daha Erdoğan’a ve onun partisi AKP’ye gösterecektir ki 7 Haziran’da elde edilen başarı tesadüfü bir başarı değildir. Seçimlerde halkımız sandıklara sahip çıkıp sorumlu davranırsa birlikte özgür yaşamayı oluşturabiliriz. Devlet demokratik mücadele karşısında çok daraldı. Bu noktada yeni katliam girişimlerine yönelebilir, geri adım atılmamalı, mücadeleyi yükseltmeliyiz. AKP’nin alevi toplumuna, kadınlara, gençlere ve tüm demokrat çevrelerine yaptıkları unutulmamalı. Başta kadınlar, gençler olmak üzere toplumun tüm kesimleri bu seçimlerde zaferi elde etmek için oylarına sandıklarını sahip çıkmalı. Başarılı olacaklarına olan inancımızla selam ve saygılarımızı sunuyoruz.