ANALİZ

Kürt sorununun çözümü tüm sorunları bitirir

Türkiye’deki mevcut sorunların çözümünün yolu bellidir; Kürt sorununu çözmektir... AKP iktidarına karşı mücadele etmeyen hiçbir tutum, politika Türkiye sorunlarına çözüm olmaz.

Türkiye basınında haberlerde, panellerde, makalelerde “bu duruma nasıl geldik” diye soruluyor. AKP iktidarı ve yandaşları bu duruma kendileri yol açtıkları halde üstünü örtmek için “dış güçleri” sorumlu gösteriyorlar. Böylece halkı kandırıp sorumluluktan kurtulmak istiyorlar. Ancak çok az kişi dışında kimse AKP iktidarının dış güçler demagojisine itiraz etmiyor. Gerçekleri söyleyenler ihanetle ve terörizme hizmet etmekle suçlanıyor. Türkiye’nin temel sorunu, bu noktaya nasıl geldik diye sorulup doğru cevap verilmemesidir. Dolayısıyla da bu tür sorunların ortadan kaldırılması için çözüm yolu ortaya konulmuyor. 

Kürt halkına yönelik saldırılar ve çatışmaların bugünkü noktaya nasıl geldiği biliniyor. Kürtlerin Bakur’da, Rojava’da, Başur’da, bir bütün olarak Ortadoğu’da güçlendiğini gören AKP iktidarı, tabii ki MGK ile birlikte 30 Ekim 2014 tarihinde Kürt halkının Özgürlük Mücadelesine, örgütlülüğüne saldırarak tasfiye etme kararı almıştır. Kürt sorununda çözüm politikası olmayanlar cumhuriyet tarihi boyunca olduğu gibi Kürtler güçlendiğinde saldırarak bu gücü yok etmek isteyeceklerdir. 

AKP iktidarı oyalama, aldatma ve devlet imkanlarını kullanarak Kürt Özgürlük Hareketi’ni etkisizleştirmek istemiştir. Çözüm süreci denen çatışmasızlık sürecini böyle ele almıştır. Bu olmayınca da zorla tasfiye etme politikasına yönelmiştir. Bu nedenle Dolmabahçe Mutabakatı reddedilmiş, İmralı’da ağır tecrit uygulanmış, 7 Haziran seçim sonuçları yok sayılmıştır. 24 Haziran 2015’te bu nedenle topyekün savaş başlatılmıştır. Kimin yaptığı belli olmayan Ceylanpınar’daki iki polisin ölümü kesinlikle bir bahanedir. Daha önce çatışmalar ortamında sivillerin öldürülmesi ve gerillaya saldırılar için yapılan misilleme eylemlerinde çatışmasızlık bozulmamıştır. Gençler bazı mahallelere polisleri sokmadığından dolayı çatışmasızlık bozulmamıştır. 

Türk devleti çözüm politikası değil de ezme saldırısına yönelince gençler de bulundukları mahallelere polisleri sokmak istememişlerdir. Çözümsüzlük ve saldırı politikası bu tutumu ortaya çıkarmıştır. Her sokağa hakim olmak için yüzlerce sivil katledilmiş, Kürt şehirleri yakılıp yıkılmıştır. Binlerce siyasetçi, genç, kadın zindanlara atılmıştır. Gazeteciler, aydınlar, yazarlar tutuklanmıştır. Sadece Türkiye içinde değil, dışında da Kürtlere düşmanlık yapılmıştır. Şimdi bu gerçekler ortadayken nasıl buraya geldik demek, dünyadan habersiz olmaktır; daha doğrusu gerçeklere gözleri kapamaktır. 

Türkiye’nin ilk önce Kürt düşmanlığı nedeniyle IŞİD’i beslemesi, desteklemesi; şimdi de IŞİD’e karşıyım örtüsü altında Suriye’ye girme durumu vardır. AKP iktidarının IŞİD’i beslemesi, El Nusra’yı beslemesi, şimdi de karşı karşıya gelmesinin nedeni Kürt düşmanlığıdır. AKP iktidarı neden Suriye içine bu kadar daldı, yanlış politika izledi? Suriye üzerinde etkili olmak istese de esas olarak Suriye yıkılırsa Kürtler yararlanmasın diye ilk önce El Nusra, sonra IŞİD’i destekledi. ÖSO denen muhalifleri de Kürtlere karşı olmak için destekledi. Nitekim bunlar Cenevre görüşmelerinde sürekli Kürtler olmasın dediler. AKP iktidarı Rojava Devrimini boğmak için Suriye politikasına balıklama daldı. Şimdi rejimi ve Esad’ı kabul etmesi, ama Kürt düşmanlığı nedeniyle Suriye’ye girmesi ve Kürtlerin oradaki özerkliğini yıkacağım demesi, Suriye politikasının Kürt düşmanlığına dayandığını kanıtlamıştır. 

Tüm çeteleri desteklemesi Kürt düşmanlığı nedeniyle olduğu gibi, Suriye’ye girişi; Bab’da IŞİD’le karşı karşıya gelmesi de Kürtler düşmanlığı sonucudur. IŞİD’le savaşıyorum örtüsü altında esas olarak Kürtlerin özerkliğini dağıtmak için Suriye’ye girilmiştir. IŞİD ilk önce Türkiye içinde korunmuş ve beslenmişse, şimdi ise Türkiye içinde eylem yapma durumu ortaya çıkmışsa bunların tümü Kürt düşmanlığının sonucudur. 

Türkiye’nin Avrupa ya da ABD ile, hatta Rusya ile karşı karşıya gelmesinin nedeni de Kürt düşmanlığıdır. Avrupa neden benim gibi Kürt düşmanlığı yapmıyor, ben PYD’ye, YPG’ye, PKK’ye nasıl bakıyorsam onlar niye böyle bakmıyor diyor. Tek anlaşmazlık budur. Dış politikada sorunlar buradan kaynaklanıyor. Rusya’ya yanaşması da YPG’ye ya da HPG’ye silah vermesin diye gerçekleşti. NATO üyesi olan ülkelerin HPG’ye silah vermeyeceğini bildiğinden silah vermesinden korktuğu, hatta kuşkulandığı Rusya’ya yanaştı. Halep’te çeteleri satma karşılığında Bab yolu açıldı. Dünyada hangi ülke ile sorunu varsa Kürtler ve PKK nedeniyledir. İyi ilişkide olduğu ülkeler ise kendini pazarlayarak PKK karşıtlığı temelinde kurduğu ilişkilerdir. Dolayısıyla diplomasi sorunları da Kürt sorununun çözümsüzlüğü ve Kürt düşmanlığından kaynaklanıyor. 

Neden aydınlara, gazetecilere, demokratlara saldırılıyor, zindanlara atılıyor? Çünkü gerçek aydın, demokrat, gazeteci,  yazar Kürt sorununda adil olur, mevcut hükümetin politikalarını kabul etmez. Bu nedenle bu çevreler iktidarın saldırısıyla karşılaşıyor. Böylece Türkiye’nin dünyada itibarı da, imajı da zedeleniyor. 

Ekonomik sorunlar yaratan da kesinlikle iç ve dış politikada izlenen yanlışlıklardır. Bu nedenle ekonomik sorunlar da giderek ağırlaşmaktadır. 

Görüldüğü gibi Türkiye’nin tüm sorunları Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklanmaktadır. Basının, haber enkırmanlarının, yazarların, toplumun bu duruma nasıl geldik sorusunun cevabı nettir. Öyle dış güçlerin yarattığı sorunlar yoktur. PKK’nin Kürt Özgürlük Hareketi’nin şuradan, buradan destek gördüğü doğru değildir. Tersine Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı savaşı dış güçlerden aldığı destekle yürütmüştür. Yoksa Türk devleti bu savaşı sürdüremezdi. Numan Kurtulmuş, dış destek olmazsa biz PKK’yi hemen bitiririz demiş. Tam tersinedir; dış destek almasın, soykırımcı sömürgeciliği bir ay sürdüremez. 

Türkiye bugünkü çıkmazlara Kürt sorununun çözümsüzlüğünden geldi. Kürt sorunu çözüldüğü an bugün yaşanan sorunların tümü çözülecektir. Türkiye neden bugünkü duruma geldi iyi tespit edilirse çözümü de bulunur. Kürt sorunu çözüldüğünde Türkiye’de çatışmalar da, asker ve polis ölümleri de son bulur. İnsanlık dışı IŞİD çetesi Türkiye’deki tüm zeminini kaybeder. Aydınlara, demokratlara, gazetecilere, Kürtlere, Alevilere, kadınlara düşmanlık son bulur. Böylece çokça birlikten söz ediliyor ya, o zaman gerçek anlamda birlik olunur. Kürt sorunu çözüldüğünde zihniyet değişir. Bu da Aleviler başta olmak üzere tüm sorunların çözümünü sağlar. 

Türkiye’deki mevcut sorunların çözümünün yolu bellidir; Kürt sorununu çözmektir. Bu, bölücülük, parçalanma değildir. Gerçek anlamda birlik ve güçlenmedir. Ancak bunu AKP-MHP iktidarı yapamaz. Çünkü AKP baskıcı politikalarla hegemonik otoriter bir rejim kurmak istiyor. Bu nedenle Türkiye’de sorunların çözümü AKP iktidarına karşı mücadele ederek Türkiye’yi demokratikleştirmekten geçer. AKP iktidarına karşı mücadele etmeyen hiçbir tutum, politika Türkiye sorunlarına çözüm olmaz.



KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA