Kürt illerinde 9 ayda 26 bin 939 hak ihlali

Kürt illerinde 9 ayda 26 bin 939 hak ihlali

ÝHD Diyarbakır Şubesi, “Doðu ve Güneydoðu Anadolu Bölgesi 2012 yılı ilk 9 aylık Hak Ýhlalleri Raporu”nu açıkladı. 9 ay içerisinde 26 bin 939 ihlalin yaşandıðı belirtilen raporda, silahlı çatışmalarda yaşamını yitirenlerin sayısındaki artış dikkat çekti. Birçok alanda hak ihlallerinin yer aldıðı raporun açıklamasında, cezaevlerinde yürütülen açlık grevleri ve cezaevlerinde yaşanan ihlallere özel yer verildi.

ÝHD Diyarbakır Şubesi, Doðu ve Güneydoðu Anadolu Bölgesi (Kuzey Kürdistan) 2012 yılı ilk 9 aylık Hak Ýhlalleri Raporu’nu düzenlediði bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Şube binasında düzenlenen basın toplantısına ÝHD MYK Üyesi ve Doðu-Güneydoðu Bölge Temsilcisi Şevket Akdemir, ÝHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici ve şube yöneticileri katıldı.

Raporun açıklanması öncesi hazırlanan basın metnini okuyan ÝHD Şube Başkanı Raci Bilici, son derece gergin ve bir o kadar da üzüntü verici bir ortamda böylesi bir toplantıyı düzenlediklerini belirterek, ülke genelinde binlerce mahpusun açlık grevinde olduðu bir dönemde, bölgede yaşanan hak ihlallerini kamuoyuyla paylaştıklarını dile getirdi.

2012 yılının geride bıraktıðımız 9 aylık sürecinde birçok alanda hak ihlallerinin hızından bir şey kaybetmeden devam ettiðini kaydeden Bilici, “Ýşkence ve kötü muamele sürerken, düşünce ve ifade özgürlüðü önündeki yasal engeller kaldırılmadı. Halkın yapmak istediði toplantı ve gösteriler sürekli olarak yasaklanarak, müdahale edildi. Kadın katliamları ve kadına yönelik şiddet devam etti. Kısacası toplumun tüm dezavantajlı kesimleri halen çeşitli hak ihlallerine maruz kalmaktadır” dedi.

Her zaman yaptıkları gibi uzun uzadıya hazırladıkları raporun deðerlendirmesini yapmayacaklarını ifade eden Bilici, “Açıklayacaðımız rapordaki veriler ve rakamlar zaten bize söz bırakmayacak düzeyde çarpıcıdır. Ancak, yine de ülke gündemini meşgul eden ve biz insan hakları savunucularını da derinden etkileyen bazı önemli olaylara deðinmeden geçemeyeceðiz” diye konuştu.

KAOS

Yaşanan önemli gelişmelerin başında yüzlerce ölüme yol açan silahlı çatışmalar ve yaşam hakkı ihlalleri geldiðini vurgulayan Bilici, şöyle devam etti: “Hükümetin 2011 yılında yapılan genel seçimler sonrası geliştirdiði güvenlikçi politikalar sonrası bölgemizde artış gösteren düşük yoðunluklu savaş, yüzlerce ocaða ateş düşürmeye devam etti. Toplum olarak Kürt meselesinin demokratik yollarla çözümünü beklerken, çözümsüzlük politikalarıyla çatışmaların yeniden tırmandırılması, ülkeyi içinden çıkılmaz bir kaosa sürüklemiştir. Yılın başından itibaren, kış ayları olmasına raðmen, yoðun askeri operasyonlar yapılarak, bu ülkenin daðları kan gölüne çevrildi. Baharın gelmesiyle birlikte yoðunluðu artan çatışmalı süreç, yaz aylarıyla birlikte daha da büyüyerek, daha fazla can kaybına neden oldu. Şemdinli örneðinde olduðu gibi, ülke adeta uluslararası bir savaştaymış görüntüsü yaratılırken, ülke ekonomisinin neredeyse yarısının savaş ekonomisi haline gelmesi bu görüntüyü pekiştirmiştir. Yaşanan bu süreç, beraberinde sivil ölümleri, köy boşaltmaları, doðanın tahrip edilmesini ve daha birçok hak ihlalini de getirmiştir.”

SOMUT PROJE YOK

Yaşanan onca can kaybına ve toplumun büyük kesiminin barış çaðrılarına raðmen, barışın saðlanması konusunda gözle görülür bir çabanın olmadıðını gördüklerini belirten Bilici, “Son zamanlarda her ne kadar bazı projeler ve adımlardan bahsedilse de hükümetin bu kanı durdurmak için somut bir proje ortaya koymadıðını üzülerek belirtmek istiyoruz. Hükümet, kalıcı barışın tesisi için diyalog ve müzakereleri sürdüreceðine, bu diyalogun birinci derecede muhatabı olan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik aðırlaştırılmış tecrit uygulamaktadır. Toplumu bir bütün olarak geren bu tecrit uygulaması, verdiði siyasi zararın yanında aynı zamanda bir insan hakkı ihlalidir” dedi.

TUTSAKLARIN TALEPLERÝ MEŞRU VE ÝNSANÝ

Uygulanan bu tecrit politikası ve yaşanan çatışmalı sürecin cezaevlerinde 56’ıncı gününe giren süresiz dönüşümsüz açlık grevlerinin başlatılmasına neden olduðunu sözlerine ekleyen Bilici, “56 gündür bu ülkenin cezaevlerinde mahpuslar bedenlerini ölüme yatırmış durumdadır. Ancak, yetkililerin duyarsızlıðı ve vurdumduymazlıðı devam etmektedir. Hükümet halen ciddiyetten uzak, geçici yol ve yöntemlerle sorunu çözeceðini zannetmektedir. Oysa ki, açlık grevindeki mahpusların talepleri ortadadır. Bizler insan hakları savunucuları olarak her ne kadar açlık grevlerini benimsemiyor olsak da, mahpusların taleplerinin gayet meşru ve insani talepler olduðunu ve istenilmesi halinde kısa sürede karşılanabilecek talepler olduðunu belirtmek isteriz” dedi.

LANETLÝ POZÝSYON

Öcalan’a uygulanan tecridin kimseye yarar saðlamayacaðını, aksine bu durumun çatışmalı ortamı körükleyerek ölümleri arttırdıðını belirten Bilici, şunları söyledi: “Bu uygulama sürdüðü müddetçe görüldüðü üzere ölümler yaşanmaya devam ediyor. Ve bu ülke, neredeyse her gün bir evladını yitiriyor. Tekrar etmekte yarar görüyoruz; cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerinin sonlandırılması için bir an önce adım atılmalıdır. Aksi takdirde yaşanacak herhangi bir ölümün vebali aðır olacaktır. Bu vebalin birinci dereceden sorumlusu olmaktan vazgeçin artık. Tıpkı 80’lerde, 90’larda ve 2000’li yıllarda ölümlere sebep olan iktidarlar gibi, gelecek kuşaklar tarafından lanetlenecek bir pozisyona sokmayın kendinizi. Açlık grevindeki mahpusların taleplerinin karşılanmasıyla bu grevler sona erecek, ölümlerin önüne geçilecektir. Bu konuda atılacak bir adım diðer sorunların çözümünü de beraberinde getirecektir. Ancak mevcut politikalarda ısrar edilmesi halinde sorun daha içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. Bunu yapmak için daha fazla geç kalınmaması için yetkilileri tekrar uyarmakta yarar görüyoruz.”

Bilici’nin açıklamasının ardından ÝHD Doðu ve Güneydoðu Anadolu Bölgesi Temsilcisi Şevket Akdemir, bir konuşma yaptı. Akdemir, bölgede yaşanan hak ihlallerine deðinerek, 2012 yılı ilk 9 aylık Hak Ýhlalleri Raporu’nu açıkladı. Raporda, çatışmalarda yaşamını yitiren kişilerin sayısında yüzde yüz bir artışın olduðuna dikkat çeken Akdemir, bunun da çözümsüzlükte gelinen noktayı gözler önüne serdiðini kaydetti.

3 BÝN 177 GÖZALTI, 665 ÝŞKENCE VAKASI

Raporda yer alan bazı başlıklar ve ihlal rakamları şöyle;

*Çatışmalarda yaşamını yitiren-yaralanan güvenlik güçleri – 200 ölü, 385 yaralı

*Çatışmalarda yaşamını yitiren-yaralanan PKK militanı – 193 ölü, 9 yaralı

*Faili meçhul cinayet, yargısız infaz, çatışmalardaki sivil ölümler – 35 ölü, 165 yaralı

*Kuşkulu ölümler – 17

*Resmi hata ve ihmal sonucu – 23 ölü, 3 yaralı

*Asker / polis intiharı – 5 intihar, 4 teşebbüs

*Kadın intiharları – 22 intihar, 5 teşebbüs

*Erkek intiharları – 28 intihar, 14 teşebbüs

*Çocuk intiharları – 12 intihar 4 teşebbüs

*Gözaltına alınanlar – 3.177

*Tutuklananlar – 1.162

*Gözaltına alınan sıðınmacı ve göçmenler – 9.624

*Örgüt militanları tarafından alıkonulanlar - 104

*Ýşkence ve kötü muamele – 665

*Toplumsal olaylara müdahale – 112 müdahale, 182 yaralı

*Soruşturma, dava ve cezalara maruz kalan kişi sayısı – 1.715

*Baskına ve saldıra uðrayan Siyasi Parti, Sendika, Dernek, Kültür Kurumu – 98

*Kapatılan Siyasi Parti, Sendika, Dernek, Kültür Kurumu – 11

*Toplatılan ve yasaklanan yayınlar – 634

*Anadilde savunma yasaðı – 326

*Cezaevlerinde yaşanan ihlaller – 3.014

*Ekonomik ve sosyal haklara yönelik ihlaller: 248

*Köy yakma ve boşaltma – 12

*Orman ve arazi yakma - 32

*Arazi yayla mera ve otlak yasaðı – 66

*Askeri operasyonlar sonucu yaşanan ihlaller – 46

*Toplu mezar iddiası – 11 toplu mezar, 66 kişi

*Ortaya çıkan toplu mezarlar – 4 mezar, 37 kişi

*Militanların cenazelerine yönelik uygulamalar – 21

*Diðer ihlaller – 4.448

Toplam ihlal sayısı: 26.939