'Kürt halkı ve HDP'lilerin iradesini yok mu sayacaksınız, göreceğiz'

HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, kapatma davasına değinerek, "Cumhuriyet’in 100. yılını yine parti kapatarak ve başta Kürt halkı, HDP’ye gönül veren tüm muhaliflerin iradesini yok sayarak mı taçlandıracaksınız, göreceğiz" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Genel Kurul’da Meclis, Kamu Denetçiliği Kurumu, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Sayıştay üzerine söz aldı. Partisine dönük açılan kapatma davasını gündemine alan Kerestecioğlu, Anayasa tartışmalarına dair konuştu.
Kerestecioğlu, “Ülkedeki yargı pratiğine baktığımızda, bir tarafta cezasızlıkla ödüllendirilen suçluları, diğer tarafta da uzun tutukluluk süresiyle hüküm giymeden cezalandırılan muhalifleri, siyasetin yargıya müdahalesini görüyoruz" dedi.
Yargının siyasetin aparatı haline geldiğini dile getiren Kerestecioğlu, “Bu ülkede yargı siyasetin aparatı olmasaydı eğer; örneğin Gültan Kışanak 12 Eylül’de yaşadıklarından sonra bugün baş tacı yapılır, devlet özür dilerdi. Ama heyhat siyaset aynı siyaset, yargı aynı yargı, kitap aynı bu kırmızı kitap. OHAL Komisyonu nasıl yargıya başvuruyu engelleyen bir fren mekanizması olarak kullanıldıysa, AYM’nin de günümüzdeki işlevi AİHM’e giden süreci geciktirmek oluyor" diye belirtti.
“Erdoğan’a hakaret” nedeniyle açılan davalara dikkat çeken Kerestecioğlu, “AYM bu konuda ısrarla karar vermiyor ve içtihat da oluşturmuyor. Bu da aslında kişiye göre davrandığının kanıtı. Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2014’te 110 olan ‘cumhurbaşkanına hakaret’ davası, 2021’de 9 bin 168’e çıktı. 110 nerede, 9 bin 168 nerede? Son 8 yılda cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla açılan soruşturma sayısı 200 bine dayanırken, dava sayısı ise 44 bin 675 oldu” şeklinde konuştu.

'CENAZE LİNÇ EDİLDİ, YARGILAMA YAPILMADI'

AYM’nin kararlarını Aysel Tuğluk’u hatırlatarak eleştiren Kerestecioğlu, “Bir başka örnek; Aysel Tuğluk’un annesinin cenazesindeki linç girişimi ve çıkan olaylarla ilgili davada; azmettiren, olay anında müdahale etmeyen, görevini ihmal eden kamu görevlilerinin soruşturulmasına dair şikayet başvurusunda hiçbir inceleme yapılmadan karar çıktı ve bu kişilerin yargılanmasına izin verilmedi. Bu dosya 2017’den beri AYM’de. Aslında çok basit bir dosya, çünkü hiç işlem yapılmadan soruşturmanın önünün kesilmesi tek başına ihlal olduğu halde, bu dosyayla ilgili de AYM karar vermiyor” diye konuştu.

KAPATMA DAVASI

Ülkenin siyasi tarihinin parti kapatmalarla dolu olduğunu belirten Kerestecioğlu, şunları söyledi: “Birinci yüzyılını henüz doldurmamış Cumhuriyette, 28’i Anayasa Mahkemesi tarafından olmak üzere 60 siyasi parti kapatıldı. Peki bu partiler kapatıldı da onların mensuplarının fikirleri yok mu oldu? Her siyasi gelenek kendisini başka isimlerle var etmeye devam etti. Ancak ülke siyaseti 2022 yılında da hala bir adım ileriye gidemedi. AYM gündeminde bizim kapatma davamız var. AYM, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın, HDP’nin kapatılmasına ilişkin hazırladığı ilk iddianameyi, ‘terör örgütünün odağı olma’ suçlamalarının partiyle ilişkisinin kurulamadığını söyleyerek iade etmişti. Ne hazırlanan ikinci iddianame ne de davaya sonradan delil diye eklenenler; bu davanın siyasi emellerle açıldığı gerçeğini değiştirmedi, değiştirmeyecek. İkinci iddianame neredeyse AYM’nin iade gerekçelerinden hiçbirine uygun olarak düzenlenmeden, AKP’nin tek başına iktidarı kaybettiği 7 Haziran seçimlerinin yıl dönümünde tekrar AYM’ye sunuldu. Goebbels’iniz algı atraksiyonları için özel günleri kullanmayı çok seviyor, biliyoruz. Bu da 7 Haziran’dı.
İddianamenin yüzde 85’i kişilerin soruşturma ve kovuşturma dosyalarının üst üste yığılmasından oluşuyor. İddianamenin geri kalanında ise Anayasaya veya Siyasi Partiler Yasasına aykırılık teşkil eden bir tane dahi karar yer almıyor. Yine bu yüzde 15’lik kısımda kapatma gerekçesi olarak 2014’teki bazı belediyelerin faaliyetleri gösterilmiş. Bu faaliyetlerin suç oluşturup oluşturmadığı bir yana, bahsedilen belediyelerin hiçbiri HDP belediyesi değil. Bu davada bir başka hukuk şahikası ise şüphesiz ki İrfan Fidan. Sezgin Baran Korkmaz’ın mal varlığı üzerindeki yasak ve yurt dışına çıkış yasağını kaldırmasıyla da tanınan Fidan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı döneminde HDP’liler hakkında çok sayıda soruşturmaya imza attı. Kapatma davası iddianamesine konu edilen 46 dosyanın soruşturma aşamasında onun imzası var. Kısacası şahsın kendisi bu dosyanın hem savcısı, hem de hâkimi! Ne ala memleket. Hem çal hem oyna. Her cenahın kendi meşrebince anlamlar yüklediği Cumhuriyet’in 100. yılını yine parti kapatarak ve başta Kürt halkı, HDP’ye gönül veren tüm muhaliflerin iradesini yok sayarak mı taçlandıracaksınız, göreceğiz. Kısacası AYM, 2022’deki rolünü kapatma davası ile belirleyecek.”

Temel hak ve özgürlüklerin güvence altına almayan bir ülkede adil ve demokratik bir seçimden söz edilemeyeceğini vurgulayan Kerestecioğlu, “Anayasa Mahkemesi’ne, bireysel başvuruların başladığı 2012 yılından, 30 Haziran 2022’ye kadar 428 bin 554 bireysel başvuru olmuş. Neden başvurur insanlar size? Haksızlığa uğradıkları için. Hala askeri darbe tortularıyla dolu olsa bile, bu anayasa nerede gerçekten bu ülkede? Neden AİHM kararlarını uygulamıyorsunuz" diye belirtti.