HDK'nin Ortadoðu Konferansı'nda konuşan milletvekili Ertuðrul Kürkçü, Suriye üzerine yapılan tartışmalarda Batı Kürdistan'ın özerkliðinin görülmediði eleştirisinde bulundu, "Batı Kürdistan, Suriyedeki biricik sükunet adası ve biricik gelişme dedi.
HDK'nin Ortadoðu Konferansı'nın ikinci gününde ilk oturumda Suriyede Yaşananlar,Dış Müdahaleler ve Türkiye Siyaseti konusu tartışıldı. Moderatör Tülay Hatimoðullarının yaptıðı konferansın bu oturumuna, Suriye Komünist Partisi adına Ýnam Almasri, Ýran Emek Partisi'nden Massoud Djalili ve Türkiye'den milletvekili Ertuðrul Kürkçü katıldı.
Ýlk olarak söz alan Ýnam Amasri, Suriyede yaşanan deðişim sürecinin, emperyalist kapitalist ülkelerin uyguladıðı neoliberal politikalarla birlikte deðerlendirilmesi gerektiðini belirtti.
Tunusla başlayan Mısır ve Libya'yla devam eden süreçle birlikte bölgede yaşanan deðişimi yeniden analiz etmeye başladıklarını kaydeden Amasri, süreci şöyle aktardı: "Suriyede ilk ortaya çıkan halk hareketi önemliydi. Ýlk başta eylemlere katıldıðımızda, Arap dünyasında direnişçi olan örgütlere karşı sloganlar atılıyordu. Bu çatışma çok önemli unsurlar içeriyor. Suriyede bu süreçten önce liberalizme karşı çıkan birçok insan vardı. Hiç kimse Suriyede güçlü halk tabanına sahip olan güçler yoktu. Baas, hepimize baskı uyguluyordu. Her yeri kendi eline geçirmişti. Biz demokrasi talebiyle hareket ediyorduk.
Suriye halkının ülkedeki çeteleri desteklemediðini söyleyen Almasri, Bu bir gerçek çatışma deðil. Suriyede bir iç savaş yok. Bazı çeteler, birilerini öldürüyor, başka bir yere suçu atıyor vurgusunu yaptı. Almasri, Ezilen işçiler ve ezilen halklar birleşin gibi ortak bir çalışma yapmalıyız. Konferanstan yola çıkarak, ortak bir eylem, Suriyedeki ve bölgedeki dış müdahaleye ve silahlandırmaya karşı demokrasi ve milli birlik, vatandaşlık için ortak bir eylem düzenleyebiliriz. Demokrasi, özgürlük ve bütün haklarımız için sözleriyle, konferans sonrası için Araştırma Komitesinin oluşturulması önerisinde bulundu.
Ýran Emek Partisi'nden Massoud Djalili, bölgede yaşanan çatışmaları, emperyalist kapitalist devletlerin bölge üzerindeki çıkarlarıyla birlikte ele almak gerektiðini belirtti. Türkiye'nin Suriye konusunda Türkiye büyük bir rol oynadıðını belirten Djalli, "Lejyon grupları dediðimiz, paralı askerler, Suriyede, Kadar, Suudi Arabistan, Türkiye, ABD destekleriyle rol oynamaları, Türkiyeyi tehlikeye sokacaktır. Türkiye bir savaşa girerlerse, bunun faturasını Türkiye halkı ödeyecektir uyarısında bulundu.
Konferansın ikinci günün ilk oturumunun son konuşmacısı, Halkların Demokratik Kongresi Milletvekili Ertuðrul Kürkçü oldu. Ortadoðu bölgesinin, emperyalist savaşlar sonrasında paylaşımının arka planını aktaran Ertuðrul Kürkçü, Bu anlaşmayı ilk bozan Arap devrimleri deðil, Baas devrimleridir deðerlendirmesinde bulundu.
Arap ayaklanmalarının oluşan Baas statükosunu da devirdiðini söyleyen Kürkçü, Türkiyenin bu durumu avantaja çevirmeye çalıştıðını belirtti. Mezhepsel farklılıkların öne çıkarılmasını yanlış ve çarpıtılmış bir okuma olarak deðerlendiren Ertuðrul Kürkçü, Gerek Tunus, Mısır, Suriyede egemen sınıflar karmaşık bir manzara arz ediyorlar. Suriyenin hakim sınıfları Sünnidir. Suriye burjuvazisini Esad diktatörlüðü yönetmektedir. Muhalefetin birleşmesini önleyen, bir biçimde kendisini doðrudan doðruya Özgür Suriye Ordusu denilen toplama gücün yanına koymakla Türkiye, aslında demokratik gerçek bir muhalefetin önünü kesti. Bunların hepsi ise bölgenin statükonun ihyası yönünde rol oynuyor dedi.
Yapılan tartışmalarda, Batı Kürdistandaki özerkliðin görülmediði eleştirisinde bulunan Kürkçü, Biz, özgürleşme dinamikleri nerede ise orada duracaðız. Batı Kürdistanda ortaya çıkan özerk yönetim ile birlikte Suriyenin geleceðini yeniden kuruluşu bakımından en önemli üslerden biri ortaya çıktı. Batı Kürdistandaki özerk yönetim hemen hemen hiç görülmüyor. Bu, Suriyedeki biricik sükunet adası ve biricik gelişme şeklinde deðerlendirdi.
Demokratik ilerci güçlerin görevine dair vurgularda bulunan Ertuðrul Kürkçü, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
Ülkenin demokratik ve sosyal güçleri olarak karşımızdaki görev şudur, her ülkedeki ezilenlerin ortak bloku için uðraşmak, enternasyonal dayanışma iklimi yaratmak, hangi güç ileri gidiyorsa onun meşruluðunu desteklemek. Türkiyenin Suriyede oynadıðı meşum rolün simetriðini oynamak bize düşmez. Bizim görevimiz Esad rejimini korumak deðil. Demokrasi, sosyal kurtuluş saflarında mücadele edenlerin yanına gitmek, uzaktan konuşmak deðil. Şimdi mesele demokratik halkçı laik bir Suriyeden yana mıyız, Filistinlilerin kendi devletlerini kurmak için verdiði mücadelenin, Kürtlerin özgürlük ve birlik için sürdürdükleri mücadelenin yanında mıyız? Bütün bu sorulara evet yanıtını verenlerle biz omuz omuza mücadele edeceðiz.
HDK'nin düzenlediði Ortadoðu Konferansı, Bölgesel Gelişmeler Ýçinde Kürt Özgürlük Mücadelesi başlıklı konuyla devam edecek. Konferansta, bir de sonuç bildirgesinin açıklanması bekleniyor.