Kulp ilçesinde 1991 yılında 7 Kürdün katledilmesiyle sonuçlanan devlet terörü dosyası, yeniden işleme konuluyor. Birçok katliam davasının zamanaşımı nedeniyle üstünün kapatıldıðı ve sorumluların yargılanmadıðı Türkiyede Kulp Katliamı davasının yeniden görülecek olması diðer katliam maðdurları için emsal teşkil eden bir durum. Katliamcıların yargılanması için yıllardır davanın peşini bırakmayan Avukat Nahit Eren, ANF'ye yaptıðı açıklamada, şimdiye kadar dosyanın kapatılmaya çalışıldıðını ancak buna izin vermediklerini belirtti.
'SANIKLAR VE ŞÜPHELÝLER VARDI AMA ÝŞLEM YAPILMIYORDU!'
Süreci ANF'ye anlatan Avukat Nahit Eren, "Kulp'taki ölüm olayıyla ilgili yakınlarını kaybedenlerden iki kişi başvurusu yapmamızı istedi. Biz de valiliðe başvuru yaptık. Sonra bizden olaya ilişkin evraklar istendi ancak bunun için savcılıða müracaat ettiðimizde, böyle bir dosyanın olmadıðını, kaydının olduðunu ama dosyanın işleme tabi tutulmadıðını fark ettik" dedi.
Ardından Adalet Bakanlıðı, Cezaişleri Başkanlıðı ve Diyarbakır Cumhuriyet Savcılıðı'na başvurduklarını ifade eden Eren, ekledi: "Dosya, bu kurumlar arasında gidip geldi. Aileler ve biz ısrarcı olduk ve 7 kişinin ölümüyle ilgili sanıkların, şüphelilerin olduðunu; neden işlem yapılmadıðını sorguladık. Bundan bahisle müracaatta bulunduðumuz savcılar ve bakanlık harekete geçti, evraklara ulaşmaya çalıştılar."
Katliamın yaşandıðı dönemlerde hazırlanan fezleke ve tutanaklarda, ateş emrini veren kişi olarak, 1999'daki bir trafik kazasında ölen Albay Ýsmet Yediyıldız'ın şüpheli kabul edildiðini ve Yediyıldız'ın emriyle halkın üzerine ateş edildiðinin anlaşıldıðına dikkat çeken Nahit Eren, "Görevini kötüye kullanmak ve adam öldürmek suçlaması ile soruşturma açılmış ama hiçbir işlem yapılmamış" dedi.
30'UN ÜZERÝNDE SUBAY VE ASTSUBAYIN ÝFADESÝ ALININCA, ZAMANAŞIMI KALKTI
Eren, bir devlet geleneði olarak katliamın üzerinin örtülmeye çalışılmasına tepki gösterdiklerini ve yeniden suç duyurusunda bulunduklarını anlatarak, devam etti: "Katliam günü orada bulunan Silvan, Ergani komutan taburlarının orada fiili olarak görev aldıklarını saptadık ve bu kişilerin listesi Jandarma Genel Komutanlıðı'ndan, şüpheli sıfatıyla istendi. 2009'dan itibaren, o gün orada yetkili olan şahısların tespiti yapılıyordu. Son aşamada da, Kulp Cumhuriyet Savcılıðı 30'un üzerinde yetkili subay ve astsubayın ifadesine başvurdu. Bu kişiler ifadelerinde 'orada yer almadıklarını' iddia ettiler. Ancak 20 yıllık zaman aşımı dolarken bu kişilerin şüpheli olarak ifadelerinin alındıðı için, zamanaşımı uygulaması ortadan kalkmış oldu."
'O GÜN GÖZALTINA ALINANLAR, TANIKLIK YAPACAK'
Şimdi ise savcılıðın katliam sorumlularından aldıðı ifadelerin tamamlanması ve iddianame hazırlanmasını beklediklerini söyleyen Av. Eren, aynı zamanda katliamın yaşandıðı cenaze töreni sırasında 54 kişinin gözaltına alındıðını hatırlatarak, ekledi: "Bu 54 kişi gözaltına alındı ve bunlarla ilgili 'örgüt propagandası' ve 'örgüt üyeliðinden' davalar açıldı. Ancak hepsi beraat etti. Dolayısıyla o gün sanık olan yurttaşların hepsi, aynı zamanda tanıktır. Savcılıðın bu kişilerin tanıklıklarına da başvurması gerekiyor."
Katledilen 7 kişinin aileleriyle de diyalogda olduðunu kaydeden Av. Eren, ailelerin de davanın peşini bırakmadıðını, adalet yerini bulana kadar ısrarlarını sürdüreceklerini bildirdi. Av. Eren, "Zaten savcı, dosyayı faal hale getiren iki kişinin ifadesine de başvurmıuştu. Onlar da beyanlarında askerlerin ateş açtıðını doðrulamıştı" dedi.
KULP KATLÝAMI
Diyarbakır'ın Kulp Ýlçesi'nde 1991 yılında halkı hedef alan devlet, 7 sivil Kürdü, üzerlerine ateş açarak katletmişti. 24 Aralık günü, Bingöl'ün Solhan ilçesi kırsalında yaşamını yitiren 3 PKK gerillasının cenaze törenine katılmak için toplanan kitlenin içinde yer alan; Mehmet Nesip Altın, Neytullah Tekin, Hayrettin Demirtuyi, Felemez Bulut, Ömer Öztürk, Ali Miltaş ve Şahin Tekin adlı yurttaşlar, askerlerin silahından çıkan kurşunlarla hayatlarını kaybetmişti.