Kobanê’nin özgürleşmesini bekleyen şehitler!

Kobanê’nin özgürleşmesini bekleyen şehitler!

Kobanê’nin özgürlüğü için DAİŞ saldırılarına karşı ruhunu ve bedenini siper ederek hayatını kaybeden Kobanêliler, Kobanê’de savaş sürdüğünden Suruç’ta defnediliyorlar.  Tabutla gömülen cenazeler, Kobanê özgürleşince doğdukları topraklara gönderilecek. Çatışmada yaşamını yitiren YPG savaşçısı Ferman Şeyh Ahmed’in babası, “Şehitlerin gücüyle Kobanê ayağa kalkacak” diyor.

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik gerçekleştirdiği saldırılara karşı YPG ve YPJ güçleri tarihi bir direniş sergiliyor. 36 gündür kesintisiz devam eden çatışmalar karşısında çetelere ağır darbe vurulurken, yaşamını yitiren YPG/YPJ savaşçıları bölgede ve Rojava’da binlerce kişinin katılımı ile toprağa veriliyor.

Kobanê direnişinde Cemal Mahmud, Xalid Hasan, Muhammed Can, Orhan Şeyh Mistefa, Rıdvan İzzeddin, Redur Kobanê, Ferman Şeyh Ahmed ve YPJ savaşçısı Hamidiye Muhammed, Zozan Cumo, Sorgul Aziz Abdi, Fatma Şeyh Hesen, Mücahit Ahmed, Gundi Minazi (Viyan Ahmed), Bêkara Mıhemmed Mıstefa, Mizgin Ahmed (Mizgin Gülbahçe), Halil Soran (Muhammed Selime) ile Agit Wan (Agit Bakur) isimli savaşçıların tamamı aileleri tarafından savaşın ardından Kobanê’ye götürülmek üzere tabutlarıyla birlikte defnedildi.

‘GERİLLALARIN ELİNDE YURTSEVER OLARAK BÜYÜTÜLDÜ’

Kobanê’den katliam tehdidine karşın sivillerin tahliye edilmesi ile birlikte Suruç’a göç eden aileler, yaşamını yitiren YPG/YPJ savaşçılarının cenazelerini Suruç’ta toprağa veriyor. Cenazeleri Kobanê özgür olduktan sonra geri götürüleceğinden tüm cenazeler tabutla gömülüyor. Oğlu Ferman Şeyh Ahmed’i Suruç’ta defneden baba Şeyh Mışmış Ahmed, “Oğlum Ferman 1991’de doğdu, o zaman birlikte çalıştığımız PKK gerillası Ferman vardı.  O da kuzeyliydi, Kobanê’de şehit düştü, onun adını oğlumuza verdik. O da ferman gibi yiğit bir savaşçı oldu. Gerillaların elinde yurtsever olarak büyütüldü” sözleriyle Ferman’ı anlatıyor.

‘İKİ OĞLUMLA KOBANÊ’DE SAVAŞTIK’

Kürt mücadelesi boyunca birçok kez PKK savaşçılarıyla bir araya geldiklerini ve 3 çocuğunun bu savaşçılardan çok fazla etkilendiğini dile getiren Ahmet, “2009 yılında kızım Ruken Ahmed PKK’ye katıldı. Şehit düşen bir yakınımızın adını Ruken verdik ve kod adı Ruken Cemal oldu. Ardından Ferman YPG’ye katıldı. Hemen ardından da küçük oğlum Cemal YPG’ye katıldı ve Rakka’da evimizde şehit düşen bir diğer savaşçıdan çok etkilenen Cemal’in kod adının Kahraman Rakka olmasını istedik” diyor. Kendisinin de Rakka’da El Nusra’ya karşı halk savunma birliklerinde yer aldığını ifade eden Ahmed, 13 Mart’ta yaralandığını ve artık savaşamayarak Kobanê’ye döndüğünü ifade ediyor. Ferman’ın 2011 yılında Kobanê’de YPG’ye katıldığını ve asayişten sorumlu olduğunu aktaran Ahmet, Ferman’ın çatışmalar Kobanê’ye taşındığı dönemde çatışmalara girdiğini dile getiriyor. Kobanê’de yaşanan savaşla birlikte kadın ve çocukları Suruç’a gönderdiklerini belirten Ahmet, iki oğluyla birlikte Kobanê’de savaşmaya devam ettiklerini söylüyor.

 ‘VEDA EDER GİBİ TÜM AKRABALARINI ARADI’

Ferman’ın yaralanmadan önce neredeyse tüm akrabalarını telefonla arayıp konuştuğunu ifade eden Ahmed, “Sesinden ve aileye gösterdiği ilgiden anlaşılıyordu ki aslında bu konuşmaların tamamı veda konuşmasıydı” diyor. Kobanê’den İsmet ismindeki yakın arkadaşlarından Ferman’ın 7 Ekim günü yaralandığı haberini aldıklarını söyleyen Ahmed, şöyle devam ediyor: “Telefon edip bana gel dediklerinde anlamıştım kötü bir şeyler olduğunu. Israrla sordum ve oğlumun yaralı olduğunu ve her an şehit düşebileceğini söyledi. Yaralıyken getirdik ancak Türk devleti sınır kapısından geçmemize izin vermedi. Bizi oyaladı oğlumu Urfa’ya ulaştırdıklarında yaşamını yitirdiğini öğrendik. Ben de başka bir YPJ savaşçısı olan Gulan Batman’ın cenazesi sınırdan geçirilirken geçtim ve oğlumun yanına geldim.”

HER GÜN KOBANÊ’Yİ ARIYOR

Ahmed, şimdi oğlu Ferman yerine her gün Kobanê’de savaşan YPG/YPJ savaşçılarıyla konuştuklarını ve evlat hasretlerini onlarla giderdiklerini aktarıyor. “Şimdi tek umudumuz onurlu savaşçıların Kobanê’yi kurtarması ve tekrar kutsal topraklara geri dönmemizdir” diyen Ahmed, şöyle konuşuyor: “Dört parça Kürdistan birdir. Arada hiçbir fark yoktur. Suruç ve Kobanê aynı değere sahiptir ama yine de büyüdüğümüz ve uğruna canımızı feda ettiğimiz topraklarımızda yaşamayı istiyoruz.” Türkiye’nin korkusunun bölgede demokratik özerkliğin inşa edilmesi olduğunu kaydeden Ahmed, “Bu nedenle baskılarını bölgede artırıyor. Rojava’da da demokratik özerklik inşa edildiği için yardım etmiyor. Biz her şeyin farkındayız” diyor.

‘ŞEHİTLERİN GÜCÜYLE KOBANÊ AYAĞA KALKACAK’

YPG/YPJ güçlerinin destansı bir tarih yazdıklarının altını çizen Ahmed, “Rojava’ya saldıranlar doğru yoldan gitmeyenlerdir. Doğru yolda gitmeyenler belki bir süre kendini yaşatabilir ancak asla kazanamayacaklar” diyor. Ahmed, DAİŞ’in Kobanê’den ağır kayıplarla çıkacağını ve Kobanê’nin de en yakın zamanda özgür olacağını vurguluyor. Kobanê özgürlüğüne kavuşunca Ferman’ı da alıp kendi topraklarında defnedeceklerini ifade eden Ahmet, şunları dile getiriyor: “Ferman’ı tabutuyla birlikte gömdük. Kobanê’nin özgürleşeceğini ve eskisinden daha güçlü olacağını biliyoruz. O gün geldiğinde tüm Kürdistan’ın özgürlüğüne biraz daha yaklaşmış olacağız. Ferman şehit düştüğünde Kobanê’de dini kullanan dinsizler sevinmesin dedim. Şehitlerin gücüyle Kobanê’nin ayağa kalkacağını biliyorduk. Ferman bize güç verdi sırtımıza büyük bir sorumluluk yükledi şimdi biz onun anısına layık olmak için daha çok mücadele edeceğiz.”