KJB, Sivas'ta katledilen aydınları andı

KJB, Sivas'ta katledilen aydınları andı

Sivas katliamında katledilen 33 aydını anan KJB, katliam zihniyetini sürdürdüðü belirtilen AKP faşizmi ve zulmüne karşı tüm aydın, yurtsever, sanatçı, demokrat kesimleri mücadelelerini yükselterek, ortak mücadeleye ve öz savunmalarını geliştirmeye çaðırdı.

Kadın örgütü KJB koordinasyonu, 2 Temmuz 1993 yılında Sivas Madımak otelinde diri diri yakılarak katledilen 33 aydın ve sanatçıyı ölümlerinin 19. yıl dönümünde andı. Katliamı gerçekleştiren güçleri lanetleyen KJB, yaptıðı açıklamada, “Türkiye ve Kürdistan halklarının demokrasi ve özgürlük şehitleri şahsında tüm devrim şehitlerinin anılarına baðlı kalarak özgürlük mücadelemizi yükselterek cevap olacaðımızı belirtiyoruz” dedi.

Türkiye tarihi yüzleşmediði, zaman aşımı diyerek hasır altı ettiði katliamlarla dolu olduðu belirtilen KJB koordinasyonu açıklamasında şunlar belirtildi:

“Toplumda kendisi olmak ve özgür yaşamak isteyen her kesim ezilmeye, katliamlarla sindirilmeye çalışılmıştır. Alevilerde tarih boyunca ezilmiş, dışlanmış ve bu yüzden hep mazlumdan yana olmuşlardır. Devlet Alevilerin bu muhalifliðine katliamlarla cevap vermiştir. Kürt Özgürlük mücadelesi de demokratik cinsiyet özgürlükçü bir toplumu ve halkların kardeşliðini esas almıştır. Dolayısıyla Kürt özgürlük mücadelemiz başladıðından beri hareketimize ve halkımıza dönük her dönemde katliamlar yapılmış ve yapılmaya devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti iktidar-devlet dışı, demokratik- yurtsever kesimlere dönük katliam, provokasyon ve tasfiye politikaları günümüze kadar da uygulamıştır. 70’li yıllardan itibaren Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi katliamlarıyla toplum içerisinde suni çelişkiler yaratılması hedeflenmiş, halkları birbirine kırdırma, sindirme, ezme politika ve uygulamaları geliştirilmiştir. Bu politikalarla baðlantılı olarak Sivas katliamında da hedeflenen alevi, yurtsever-demokratik kesimler olmuştur. Sivas katliamının gerçekleştiði 1993 yılında Türk devleti Kürdistan’da hareketimize dönük yeni bir imha ve tasfiye konseptini kanlı bir şekilde uygulayarak binlerce insanımız faili meçhul – faili devlet-güçlerce katledilmiş, binlerce köy yakılmış, binlerce insan zindanlara kapatılarak işkencelerden geçirilmiştir. Böylesi bir dönemde bu katliamcı tasfiye planının bir parçası olarak Sivas katliamı aynı güçler tarafından yapılmıştır. Sivas katliamı ile toplumda faşist rejim yapılanmalarını kabul etmeyen muhalif kesimler hedeflenmiş, halklarımız için kanlı oyunlar vahşice devreye konulmak istenmiştir.

Aynı faşist-katliamcı zihniyet bugün de Kürdistan ve Türkiye’de AKP hükümeti tarafından benzer kirli politikaları sistemli olarak topluma karşı uygulamaya devam etmektedir. AKP hegemonyası toplumda kendi iktidarına karşı direnen tüm demokratik- yurtsever kesimlere karşı saldırı ve katliam içindedir. Bunun için çocuk, kadın, yaşlı demeden tüm toplumsal kesimleri hedeflemektedir. AKP’nin zulmü daðda, ovada, sokakta, zindanda, okulda vs her yerde devam etmektedir. Özellikle Kürt halkının tüm zorluk ve baskılara karşı göstermiş olduðu direnişe karşı Roboski ve en son Rıha cezaevindeki katliamlar gerçekleştirilmiştir. Bu da gösteriyor ki aslında deðişen hiçbir şey olmamıştır. Ýktidarlar deðişse de zihniyet aynı zihniyet. Dün Sivas bugün Roboski. Ve Kürt halkına dönük katliamlar devam ediyor. Demokratik kesimlere dönük baskılar hızında hiçbir şey kaybetmiyor. Daha dün KESK üyeleri tutuklanarak cezaevlerine konuldu. Her gün onurlu insanlarımız katledilmekte, zindanlara doldurulmakta, işkenceden geçirilmektedir.

Alevilerinde hala inançları yasaklı ve hemen hemen her dönem devletin saldırıları ve baskılarıyla karşı karşıya kalıyorlar. Elbistan, Adana alevi evlerinin işaretlenmesi ve en son Tarsus’ta Cem evinin işaretlenmesi yine aynı katliamcı güçlerin devrede olduðunu ve göz daðı vererek sindirme politikalarının uygulandıðını göstermektedir. Alevilere karşı yapılan katliamların hiçbirinde sorumlularla yargılanmamış, tersine katliamlarda yer alanlar ödüllendirilmiştir. Devlet bu katliamlara sahip çıkarak milliyetçiliði ve faşizmi toplumun bütün hücrelerine nüfuz etmeyi amaçlamış ve amaçlıyor. Dolayısıyla bu kirli politikaların karşısında durmak başta aleviler olmak üzere tüm demokratik kesimlerin ve kadınların esas amacı olmalıdır. Bu çerçevede başta Kürt ve alevi kadınları olmak üzere tüm kadınları özgürlük ve demokrasi mücadelesini onurlu bir zafere taşırana kadar mücadeleyi yükseltmeye çaðırıyoruz.

Bu aynı zamanda Sivas katliamında şehit düşen insanlarımızın anılarına baðlılıðın bir gereði olarak tüm demokrat-yurtsever kesimlerin tarihi sorumluluðu ve görevi olmaktadır. Bu temelde Sivas katliamının 19. yıl dönümünde bir kez daha katliamcı- halk karşıtı zihniyeti lanetliyoruz. AKP faşizmine ve zulmüne karşı tüm aydın, yurtsever, sanatçı, demokrat kesimleri mücadelelerini yükseltemeye, ortak mücadeleye ve öz savunmalarını geliştirmeye çaðırıyoruz. Ve bir kez daha Sivas’ta diri diri yakılarak katledilen 33 canı anıyor, anıları önünde saygıyla eðiliyoruz.”