KJB: Dönem komployu sonlandırma dönemidir

KJB: Dönem komployu sonlandırma dönemidir

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dönük 9 Ekim komplosunu deðerlendiren KJB Koordinasyon Üyesi Kavenda Herekol, bugün de Öcalan ve Kürt halkını hedef alan yeni komploların devrede olduðuna dikkat çekti. “Dönem komployu sonlandırma, özgürlüðünü gerçekleştirme dönemidir” dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan 9 Ekim 1998’de Türk devletinin baskısı sonucu Suriye’den çıkmak zorunda kaldı. O dönemde Kürt halkı, bu sürece karşı eşine az rastlanır bir eylemsellik süreci başlattı. Kürtlerin uluslar arası komplo olarak adlandırdıkları ve 15 Şubat’ta Öcalan’ın Kenya’da ABD tarafından Türk devletine teslim edilmesiyle devam eden bu süreçte onlarca Kürt “güneşimizi karartamazsınız” eylemleriyle bedenlerini ateşe verdi. KJB Koordinasyon Üyesi Kavenda Herekol bugün de Öcalan’ı ve Kürt halkını hedef alan yeni komploların devrede olduðuna dikkat çekti, Kürtleri tıpkı o günkü gibi bugün de komploya karşı mücadele etmeye çaðırdı.

9 Ekim komplosunun yaşandıðı dönemde Kürt kadının komploya karşı duruşu nasıl oldu, ilk refleks deðerlendirildiðinde neler söyleyeceksiniz?

9 Ekim komplosunun 15. yılına girerken bir kez daha uluslar arası komplo güçlerini lanetliyorum. 9 Ekim’de başını ABD, Ýngiltere ve Ýsrail üçlüsünün çektiði, AB, Rusya, Bölge devletleri ve işbirlikçi, ihanetçi güçlerin Önderliðimiz üzerinde geliştirdiði uluslar arası komplo, Özgürlük hareketimiz ve halkımızda çok büyük bir infial yarattı. 9 Ekim’de Önderliðimizin Suriye’den çıkışı ile başlayan Yunanistan, Roma, Rusya vs. ile devam eden bu süreçte uluslar arası komplo güçlerinin, çıkar çetelerinin alçakça tutumları ile Önderliðimizin bu dünyada bir karış topraða ayak basmaması için her şey yapıldı. Bu süreci nefesimizi tutarak, büyük bir dikkatle takip ediyorduk. Özgürlük hareketi ve halk olarak belirsizlik, endişe, öfke, nefret, acı gibi bir insanın yaşayabileceði en zor ve aðır duyguları iç içe yaşadık.

Önderliðimiz bu dönemde Kadın Özgürlük Hareketine hitaben ‘ sizler benden daha tehlikeli bir çarmıhtasınız ‘ demiştir. Bu aynı zamanda beş bin yıllık lanetli erkek egemen sistemin Önderliðimizin geliştirdiði kadın özgürlük mücadelesine karşı ne denli bir öfke ve nefret duyduðunu ifade etmiştir. Uluslararası komplo güçlerinin en köklü tarihsel ve derinlikli öfkesi esasta Önderliðimizin kadını özgürlük mücadelesine kaldırmasıydı. Tabii ki kadın özgürlük hareketi olarak Önderliðimizin bu uyarısı ile uluslar arası komployu boşa çıkarmanın tek yolunun Apocu felsefede derinleşen, örgütlenen ve mücadeleyi yükselten özgür kadın duruşundan geçtiðini bir kez daha çok net, derin ve yakıcı bir biçimde kavramış da oluyorduk. Önderliðimiz Kürt kadınını ve halkını özgürlük felsefesi ile buluşturup büyük diriliş ve kurtuluş mücadelesine kaldıran, dolayısıyla özgür ve anlamlı varlıðımızın somutlaşmış ifadesidir. Elbette bu durum Kürt kadını açısından çok daha derin, köklü, özgürlük temelinde var olma gerçeðini ifade etmektedir. Önderliðimiz geliştirdiði Kadın Özgürlük Mücadelesi ile beş bin yıllık lanetli erkek egemen sistemi temelinden sarstı. Kürt kadını Önder Apo öncülüðünde beş bin yıllık erkek egemen sistemin bütün uygulamalarına karşı başkaldırmış ve direnişe geçmiştir. Bu bilinci, örgütlülüðü ve mücadele direncini Önder Apo felsefesinden almış ve kendini bununla donatarak Önder Apo ile özgürlük yoldaşlıðı temelinde çok derin ve sıkı bir bað kurmuştur. Aynı zamanda ezilen ve sömürge bir halkın kadınları olarak derin yurtseverlik bilinci ve mücadele duruşu kazanmıştır. Kadın Özgürlük Hareketi Önderliðimizin kadınla kurduðu bu özgürlük yoldaşlıðının çok tehlikeli bir biçimde hedeflendiðinin farkındaydı. Belki çok derinlikli anlaşıldıðını söyleyemeyiz, ama çok derinden hissettiðini rahatlıkla ifade edebiliriz. O yüzden 9 Ekim komplosu karşısında belki de en büyük acıyı duyan, derin bir öfkeye kapılan kadındır desek abartı olmayacaktır. Açık söyleyeyim acı ve öfke kelimeleri o zaman ki duygularımızı karşılamakta çok yetersiz kalan sözlerdir. Tarifi çok zor bir duygu ve bunu ifade edebilecek kelimeyi en azından ben bilmiyorum.

Tüm bu aðır duygu atmosferi içerisinde elbette neler yapabileceðimizi tartışıp, hızla en keskin ve radikal bir mücadele ile direnişi yükseltme temelinde kendimizi planlamaya ve eyleme geçmeye çalıştık. Dolayısıyla 9 Ekim uluslar arası komplo karşısında kadın özgürlük hareketi fedai çizgide bir direniş ortaya koydu. Açıkçası bu komployu boşa çıkarmak için ne gerekiyorsa yapma da tam bir kararlılık söz konusuydu. Yetersiz yoldaşlıðımızın da bir sonucu olarak Önderliðimiz saldırıların merkezindeydi. Biliniyor; 6 Mayıs 1996’ da Şam’da Önderliðimizi hedefleyen büyük bir patlama olmuştu ve buna karşı Zilan ( Zeynep Kınacı) yoldaşın eylemi gerçekleşmişti. Dönem uluslar arası komplo karşısında yetersiz yoldaşlıðı aşan ve Zilan yoldaş tarzında fedaice bir öncülük iradesi ve kararlılıðını en üst seviyeye çıkarma dönemi olarak ele alındı. Kadın özgürlük hareketi olarak 9 Ekim komplosuna her anlamda fedaice bir tarzda cevap oluşturmak gerekiyordu ve öyle de yapıldı. Dört parça Kürdistan ve yurtdışında Kürt kadınları ve halkımızda büyük bir öfke seli vardı. Kadın özgürlük hareketi olarak yetersiz yoldaşlıðın özeleştirisi temelinde bir direniş öncülüðü tüm yakıcılıðı ile önümüzde duruyordu. Bütün acı ve öfkemizi hayati bir öncülük duruşu ile ortaya koymamız gerekiyordu. Fedaice öncülük kararlılıðımız tamdı. Bunun gereklerini yerine getirmek üzere harekete geçtik. Bilindiði gibi o dönem de Arap Rojbin yoldaş başta olmak üzere, Zin, Dilan, Berwar ve Şehristan arkadaşlarımız fedai eylem gerçekleştirdiler. Ş. Şehristan arkadaş o dönem “uluslar arası komplocu güçlerin üzerine bir ateş topu gibi gideceðiz” demişti. Ş. Şehristan arkadaşımızın bu sözü kadın özgürlük hareketimizin o zamanki duygu, düşünce ve tavrını en güçlü ve çarpıcı bir biçimde ifade etmektedir. Kürt kadınları Önderliðimizin etrafında adeta ateş çemberi oluşturmuştu.

O dönem ‘ Güneşimizi Karartamazsınız ‘ eylemleri çerçevesinde birçok Kürt kadını da bedenini ateşe verdi. Kürt kadını, gençliði ve toplumun tüm kesimlerini Öcalan etrafında canı pahasına birleştiren şey neydi?

Evet, 11 yaşında Zehra ismindeki kız çocuðundan 70 yaşındaki analarımıza kadar kadın, erkek onlarca insanımız ve yoldaşımız bedenini ateşe verdi. Zindanlarda, dört parça Kürdistan ve yurt dışında yani Kürt halkının yaşadıðı her yerde Önderliðimizin etrafında bir ateş çemberi oluşturuldu. Bu vesileyle bir kez daha ‘ Güneşimizi karartamazsınız ‘ şiarı temelinde görkemli bir tutum ile şehadete ulaşanları saygı ve minnetle anıyorum. Önderliðimiz etrafında kurulan bu ateş çemberi ile Kürt kadınları ve halkı yediden yetmişe bir duruş ve tutum koymuştur. Dünyada böyle bir örnek daha yoktur. Tarihte böyle bir şey yaşanmamıştır. Elbette bunun nedenlerini herkesin çok doðru okuması ve sonuç çıkarması gerekmektedir. Önderliðimizin Kürt kadınları ve halkı için ne anlama geldiðini ifade etmede bu yaşananlar kadar çarpıcı başka izah var mıdır? Kürt kadınları ve halkını Önderliði etrafında böylesine bir ateş çemberi ile buluşturan nedir derseniz bunun cevabını Önderliðimizin savunmaları çok köklü ve kapsamlı bir biçimde ortaya koymaktadır. Önderliðimiz çok derin tarihsel kökeni olan bir halkın ve kadınların bunca karartılmış bilincine, iliklerine dek sömürgeleştirilerek köleleştirilmesine ve varlıðı inkâr edilerek yok sayılmışlıðına en büyük reddi ortaya koymuştur. Mezopotamya topraklarında insanlıðın toplumsallıðını geliştiren Kürt kadını ve Kürt halkının bunca aşaðılanarak, hakarete ve zulme maruz bırakılmasına ve hem fiziki katliamlarla hem de beyaz katliam dediðimiz lanetli asimilasyon uygulamalarına dur demenin adı olmuştur. Kısacası üzerine ölü topraðı serpilmiş ve adeta lanetli gibi varlıðından utanan bir gerçeklikten çıkarmıştır. Çok köklü bir tarihsel bilinç kazandırarak her şeyden önce kendi varlıðının anlam derinliðini kavramasını ve özgürlük kimliði temelinde kutsallıða doðru yol almanın önünü açmıştır. Yani Önderliðimiz Kürt kadınları ve halkı için bir varoluş ve özgürlüðe yürümenin ta kendisi olmuştur. Ýşte bu yüzden canı pahasına Önderliðine baðlıdır ve bu baðlılıðından asla taviz vermemektedir.

Komplonun boşa çıkarılmasında, sonuçsuz bırakılmasında bugün Kürt kadının rolü ne?

Uluslar arası komplo yeni bir aşama ile daha da derinleşmiş bir biçimde devam ediyor. Uluslar arası komplonun yeni konseptine karşı mücadele de bu anlamda daha köklü ve kapsam kazanarak yükseltiliyor. Kürt kadınları ve halkı olarak bu komployu varlıðımıza bir saldırı olarak görmekteyiz. Ve bu Ýmralı işkence hanesine son vererek Önderliðimizin üzerindeki esareti kaldırma da hiçbir bedelden çekinmemekteyiz. 14 yıldır uluslar arası komplo güçleri Önderliksizliði dayatmaktadır. Önderliðimizin merkeze alındıðı bir tasfiye ve imha konsepti uygulanıyor ve bu şiddeti, dozajı artarak hiçbir kural tanımadan ve ahlaksızca sürdürüyor. Halkımıza karşı tutuklamalar hız kesmeden devam ediyor. Çocuk, kadın, yaşlı, seçilmiş herkes cezaevlerine dolduruluyor. Ya cezaevlerinde çürüyerek, ya da sokaklarda linç ve infazlarla ölürsün deniliyor. Yani ölümlerden ölüm beðen deniliyor. Gerillaya dönük en son teknik ile aralıksız operasyonlar yürütülüyor. Önderliðimiz başta olmak üzere özgür Kürde tam bir soykırım dayatılıyor, imha ve inkar temelinde tasfiye edilmeye çalışılıyor. Önderlikte ısrar edersen, yani Özgürlükte ısrar edersen ben de seni imha ederim diyor. Kürt kadınları ve halkı da ‘Önderliksiz asla’ demektedir. Şimdi Kürt kadınları ve halkı bu uygulamalara 14 yıldır boyun eðmedi, diz çökmedi. Önderliksizliði kabul etmedi, etmeyecek de. Ýmralı işkence hanesinde Önderliðimiz hakikat savaşçılıðı temelinde hep en büyük direnişi ortaya koymaktadır. Hareketimiz ve halkımız da Önderliðimizin bu direniş tutumunu esas aldı, bu temelde direnişini yükseltmektedir. Önderliðimiz gerek geliştirdiði savunmalarla gerekse de sürekli perspektifleri ile bu Ýmralı sistemini boşa çıkarmıştır. Kadın özgürlük hareketi olarak da paradigmada sürekli derinleşen, büyüyen ve güçlenen bir direniş ve toplumsal öncülük temelinde mücadele yükseltilmektedir. Önderliðimiz Ýmralı koşullarında kadın özgürlük mücadelesi perspektiflerini çok daha derinleştirmiştir. Burada bizleri çok derinden etkileyen bir örneði ifade edeyim, 2002’de betonların arasında yeşeren bir çiçeði göndermişti. Sırf bu çiçeði gönderdiði için Önderliðimize tecrit içinde tecrit cezası verilmişti, beton aralarından yeşeren tüm otlar koparılmış ve pencerenin önündeki aðaç kesilmişti. Biz de Kadın özgürlük hareketi olarak Önderliðimizin yarım kalan projem dediði kadın özgürlük mücadelesini geliştirme hem de en zor koşullarda gönderdiði selamlara layık olabilmeyi temel varlık ve direniş gerekçemiz olarak görüyoruz. Önderliðimizin özgürlüðü her zaman temel mücadele gerekçemizdir. Ýşte biliniyor bir yıl üç aydır Önderliðimizden haber alınamıyor. Bu durum bizlerde çok ciddi bir kaygı ve endişe uyandırıyor. Önderliðimizin saðlık sorunları biliniyor, Ýmralı işkence hanesinin koşulları biliniyor. Ve bu duruma karşı Kadın Özgürlük Hareketi olarak 5 Aralık 2011’de ‘ Önderliðimizi Özgürleştirelim, Soykırıma Son Verelim’ şiarı ile bir hamle başlattık. Bu hamleyi Önderliðimizin Özgürlüðü temelinde bir mücadele ve direniş kararlılıðı ile sürdürüyoruz. Şunu da ifade edeyim, 14 yıldır Ýmralı sisteminin devam ediyor olması bizler için en zor ve aðır durum olmakta. Kendimizi ve yaptıklarımızı her zaman Önderliðimizin özgürlük koşullarını ortaya çıkarabilme ile ölçüyoruz. Buradan baktıðımızda elbette yetersiz kaldıðımızı ve mücadeleyi daha da güçlü tırmandırmamız gerektiðinin bilincindeyiz. Bunu aşmak için büyük bir direniş söz konusu. Buna en net tutumu gerilla direnişinde görmek mümkün. Çok görkemli bir direniş söz konusu. Ancak elbette gerilla direnişine paralel siyasal ve toplumsal alanda da büyük bir direnişi açıða çıkarmak ve topyekûn saldırı konseptine karşı topyekûn bir direniş ile bu lanetli komployu aşmak en hayati öncülük görevi olarak önümüzde durmaktadır.

Uluslar arası komplo mevcut durumda ikinci aşama temelinde Önderliðimiz başta olmak üzere hareket ve halkımıza karşı soykırım temelinde tasfiye konseptini derinleştirerek sürdürmektedir. Bu varlık yokluk dönemidir. Çok kritik ve tarihi bir dönemdeyiz. Önderliðimizin merkeze alındıðı topyekun bir saldırı söz konusu ve buna karşı topyekun bir direnişi yükseltmek gerekmektedir. Kimsenin bu direniş tutumu dışında kalmaması gerekmektedir. Bu dönem protesto dönemi deðildir. Bu dönem topyekun direniş ruhu ile serhildanı yükseltme, komployu tümden boşa çıkarma dönemidir. Bilinmelidir ki direniş tutumumuz tecridi kaldırma deðil, Önderliðimizin özgürlüðünü gerçekleştirmedir. Direnişimiz Ýmralı sistemini ortadan kaldırma ve bu lanetli komployu sonlandırma direnişidir. Eðer Kürt kadınları ve halkı olarak 21.yy da özgürlük kimliði temelinde onurlu ve başı dik yaşayacaksak bu ancak Önderliðimizin özgürlüðünü gerçekleştirmekle mümkündür. Bunun bilinci ile başta Kürt kadınları, gençliði olmak üzere tüm halkımızı topyekun direniş tutumuna çaðırıyorum.