Kürt Kadın Hareketi KJB, Türk devletinin Şemdinli'de yaşadıðı yenilgiyi örtbas etmek için Kürt halkına dönük kara propagandanın başlatıldıðına dikkat çekti. Gültan Kışanak ve Aysel Tuðluk'a dönük saldırıları da tasfiye planının kadın ayaðı olarak nitelendirdi. Kürt halkına da topyekün direniş ve serhildan çaðrısı yaptı.
KJB Koordinasyonu Şemdinli'de gerilla hakimiyetinin saðlanması ve Antep'teki bombalı saldırı ardından yaşanan gelişmelerle ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Kürt halkının kader tayin edici ve tarihsel sonuçları olacak bir dönemden geçtiði vurgulandı. "Kürt halkı, artık özgür bir yaşam dışında hiçbir yaşam seçeneðini kabul etmeyeceðini her gün alanlarda ifade etmektedir. Geçen dönem yürütülen direnişle büyük mücadele kazanımları elde edilmiştir, bu kazanımlar ve örgütlü halk gücümüz özgür bir yaşamın Kürdistan coðrafyasında kazanmasına büyük imkân tanımaktadır" denilen açıklamada, bundan korkan Türk devletinin her türlü yol ve yönteme başvurarak Kürt halkının direnişini bastırmak istediði ifade edildi. Devamla, "ancak halkımız Kürdistan sömürgeleştirildiðinden bugüne kadar hiçbir zaman bu saldırılara boyun eðmediði gibi bundan sonrada eðmeyecek, her alanda mücadelesini yükseltecektir. Bu, artık deðiştirilemez bir gerçekliktir" denildi.
'TÜRK DEVLETÝ YENÝLGÝSÝNÝ GÝZLEMEK ÝSTÝYOR'
KJB Şemdinli'de gerillanın alan hakimiyeti ardından Türk devletinin yeni bir kara propagandaya başladıðına dikkat çekti:
"Türk devleti en son Şemzinan merkezli gelişen şiddetli savaş durumunu manipüle etmek için her türlü kirli yöntemlere başvurmaktadır. Son dönemlerde faşist AKP devletinin tırmandırdıðı özel savaş ve kara propaganda, HPGnin başlattıðı devrimci operasyonu ve bunun karşısında Türk ordusunun yaşadıðı yenilgiyi ters yüz etmenin etkili bir yöntemi olarak devreye konulmuştur. Özünde bu yeni bir durum deðildir. Türkiyede özellikle Kürt özgürlük hareketi hamle yaptıðı her dönemde bu tür yalan yanlış haberler ve kara propagandalar yapılarak gerçekler ters yüz edilmeye çalışılmaktadır. 20 Aðustos günü Antepte bir patlama sonucu 9 kişi yaşamını yitirmiş ve çok sayıda insan yaralanmıştır. Faşist AKP devleti bu olayı hiç sorup soruşturmadan ilk andan itibaren PKKnin yaptıðını açıklamıştır. Bu açıklamalar üzerinden AKPnin özel savaş medyası PKKnin ve BDPnin teşhirine başlamış, hedef göstermiştir. Türkiyede belli bir kesim özel savaş dilini kullanarak sivil halka karşı geliştirilen bu katliamın gerçek failleri olarak AKPnin savaş ve şiddet politikalarını ve politikalardan yararlanan rantçı-provakatif güç odaklarını yargılamak yerine PKKye saldırmaya başlamıştır."
'KÜRT HALKI ÝÇÝN DEVLETÝN MEŞRUÝYETÝ KALMADI'
"AKP devleti bu olayı bahane ederek Türkiye de ırkçı, etnik, ve mezhepsel faşist saldırıları geliştirmeye çalışmaktadır" denilen açıklamada, BDP'nin hedef gösterilerek çok bilinçli bir provokasyon ve linç politikası yürütüldüðü kaydedildi. Açıklama şöyle devam etti:
"Çok bilinçlice geliştirilen bu provokasyon ve linç politikaları ile birlikte Kürt halkının gözünde artık devletin hiçbir meşruiyeti de kalmamaktadır. Halkımızın artık sömürge ve inkâr düzeninin egemenliði altında yaşamaya tahammülü kalmamıştır. Bunu da adeta sürekli serhıldan halinde yaşayarak göstermektedir. Ancak mücadelemizin her geçen gün daha da büyümesini, daha geniş kitlesel çıkışlarla demokratik çözümü zorlamasını hazmedemeyen, kendi iktidarının devamını Kürt sorununun çözümsüzlüðünde gören AKP devleti yeni komplolarla halkımızın demokratik mücadelesini tasfiye etme peşindedir. Bir taraftan çözüm yönünde hiçbir adım atılmadıðı halde Kürt sorununun çözümünde gelişme yaşanmış, yol kat edilmiş gibi gösterilerek halkımız ve Türkiye kamuoyu yanıltılmaya çalışılmakta diðer taraftan tasfiye ve katletme konsepti olduðu gibi devam ettirilmektedir. Hala devam eden askeri ve siyasi operasyonlar AKP devletinin Kürt halkının haklı mücadelesini ve onun örgütlü güçlerini tasfiye etme konusundaki niyetini açıkça ortaya koymaktadır."
'TUÐLUK VE KIŞANAK'A SALDIRI, KONSEPTÝN KADIN AYAÐI'
KJB, tesadüf eseri HPG gerillalarının yol kontrolüne takılan BDP ve DTP'lilerin hedef alınmasına tepki gösterdi. Saldırıların özellikle kadın vekillere yöneltildiðine dikkat çekti.
"Emek, demokrasi ve barış bloðunun milletvekillerine yönelik geliştirilen saldırılar tasfiye konseptinin boyutlarını net bir biçimde ortaya koymaktadır. Özellikle Gülten Kışanak ve Aysel Tuðluk a karşı geliştirilen linç girişimleri de bu tasfiye planının kadın ayaðını bir kez daha açıða çıkarmaktadır. Örgütlü, mücadeleci kadından korkan AKP devleti her fırsatta kadına saldırmakta, tasfiye etmeye çalışmaktadır."
Yaşananları çıplak faşizmden başka bir şey deðil sözleriyle nitelendiren KJB, "saldırılarla Kürt iradesinin tasfiyesine seyirci ve sessiz kalınması saðlanmak isteniyor. Ortaya çıkan bu tablo Kürt halkı üzerinde devam eden tasfiye konseptinin devamı ve yoðunlaşmış şeklidir "diyen KJB açıklaması şöyle devam etti:
"Şimdiye kadar direnişi ve tavrıyla imha ve tasfiye konseptinin sonuç almasını engelleyen halkımız ve Kürt kadını bu planı da boşa çıkaracaktır. Gerek daðlarda halkın meşru savunma gücü olarak savaşarak, gerek serhıldanlarda en önde direnerek özgürlük mücadelemize öncülük eden Kürt kadını ve gençliði mücadelemizin zafer aşaması olan bu dönemde de üzerine düşen tarihsel misyonu sahiplenecektir. Bu misyona ve tarihsel göreve sahip çıkmanın yolu ise saldırıların geliştiði her alanda saldırılara cevap vermekle mümkündür. Yasal siyaset alanının halkımıza kapatılmasına karşı verilecek en anlamlı cevap gerilla saflarına katılarak, yeryüzündeki hiçbir gücün yasaklamaya gücünün yetmeyeceði özgür Kürdistan daðlarında direnişi büyütmektir. Halkımızın iradesine, onuruna yapılan bu saldırıların yanı sıra Kürt analarının coplanmasına, yaşlı, çocuk demeden halkımıza sokak ortasına işkence edilmesine karşı da halkı savunmak, bu saldırılara cevap vermekte biz Kürt kadınının görevidir."
'TOPYEKÜN DÝRENÝŞ VE SERHÝLDAN ÇAÐRISI'
KJB son olarak Kürt halkının serhildanları yükseltmesini istedi. Açıklamada şu çaðrıda bulunuldu:
"Halkımıza açıkça ve gözü dönmüşçesine saldıran, yaşlı bir insanın üzerine dahi onlarca kişiyle saldıracak kadar zavallılaşan AKP polisinin Kürdistanda rahatça dolaşması, yaşaması Kürt halkı olarak artık kabul edeceðimiz bir durum deðildir. Ayrıca Kürt halkı serhıldanlarda kendi savunmasını en üst düzeyde yapıp, AKP polisinin üstüne yürümelidir. Dönem T.C sömürgeciliðini ve AKP devletini, polisini Kürdistandan silme dönemidir. Kürt halkı Kürdistanda ırkçı-faşist AKP devletinin üstüne yürüyerek özgürlük çıðlıkları içinde faşizmi boðmalıdır. Bu yönüyle Kürt halkının, kadının faşist Türk polisine yapacaðı her türlü eylem meşrudur, haklı gerekçeleri vardır. Onurlu ve özgür bir gelecek yaratmanın yolu gelişen bu ırkçı saldırılara sesiz kalmayarak cevap vermektir. Bu temelde başta Kürt kadını olmak üzere bütün yurtsever Kürt gençlerini ve halkını nerde olursa olsun topyekün direnişe geçmeye ve Gever, Cizre, Koser ve Amedte gelişecek olan serhıldanlara yediden yetmiş yediye herkesi bu haklı eylemlere katılmaya çaðırıyoruz.