Son günlerde Efrîn, Ezaz, Cerablus çevresinde 'Kuzey Ordusu' diye bir isim telafuz edilmeye başlandı. Bu grubun iki YPG ve YPJ üyesini infaz ettiği, Efrîn’in içine kadar gidip eylem yaptıktan sonra geri çekildiği yönünde asparagas haber ve uydurulmuş bazı görüntüler de yayımlandı. Bu görüntü ve haberlerin asparagas olduğuna dönük YPG Efrîn Komutanlığı'ndan da açıklama yapıldı.
Bu ismin sık sık telafuz edilmeye başlanması uzun süreden beridir Cerablus, Ezaz ve Halep çevresinde Türkiye’nin Rojava ve Suriye'ye dönük kirli planını yeni bir versiyonla uygulamaya çalıştığını gösteriyor. Çünkü bu kez olay sadece Türkiye ve KDP, Suudi, Katar ile sınırlı değil. Bu sefer işin içinde ABD ile Suriye Baas rejiminin de olduğunu gösteriyor.
'KUZEY ORDUSU'
Aslında devreye sokulmak istenen plan yeni değil. Rojava Devrimi'nin gerçekleştiği günden bu yana izlenen kirli, yıkıcı politikanın uygulanan kirli planıdır.
Telaffuz edilen isim Kuzey Ordusu. Aslında hiç de yeni olmayan bir isim. Suriye’deki iç savaşın başlaması, ardından Rojava Devrimi'nin gerçekleşmesinden sonra birçok grubun adı duyulmaya başlandı. Bu grupların bir kısmı ABD, İngiltere, Fransa başta olmak üzere birçok uluslararası güçten destek alarak ortaya çıktı. Bazıları da çok açık bir şekilde Türkiye yani AKP ve RTE tarafından kurulan gruplar oldu. Bunlardan biri de Afiset Şimal yani Kuzey Fırtasanı adlı gruptu. Bu grubun başındaki, Ömer Dadığı adındaki Ezazlı bir Türkmendi. Bu grup Ezaz’da oluşturulan bir gruptu. Grubun ilk işi, -Rojava topraklarına yönelik ilk saldırı- Qestel Cindo'ya yönelik 2012 Ekim ayındaki saldırıyı gerçekleştirmekti. Bu saldırıdan sonra iki gün süren çatışma yaşandı. Çatışmadan sonra geçici bir anlaşamaya varıldı. Anlaşmaya varıldıktan kısa süre sonra nasıl olduğu belli olmayan bir şekilde Ömer Dadığı vurularak yaralandı. İki ayağı gitti. Tedavi için Türkiye’ye götürüldü. 2013 yılı başlarında öldüğü, kendisinden sonra bu grubun başına geçen Ebu Ali Sıco tarafından açıklandı.
2013 yılı bahar aylarında DAİŞ alana girince Ebu Ali Sıco ve grubu bir süre onlarla uzlaşma içinde 2014 yılına kadar Ezaz’da kaldı. 2014 yılında aralarında çıkan bir anlaşmazlıktan dolayı çatışmaya başladılar. DAİŞ ile çatışmadan kaçan Ebu Ali Sıco ve 85 kişilik grubu, ilk saldırılarını bir yıl önce gerçekleştirdikleri Qestel Cindo’daki YPG’ye sığındı. Yaklaşık 15 gün kadar Qestel Cindo’da kalan Ebu Ali Sıco ve grubu sonunda dayanamayacaklarını ve gidip Türkiye’ye teslim olacaklarını söyledi. Ve 85 kişilik grubuyla gidip Türkiye’ye teslim oldu. Türk Genelkurmay Başkanlığı 85 kişilik bir grubun Kilis’te teslim olduğunu açıkladı. Yaklaşık üç ay kadar Türkiye’de kaldıktan sonra Ebu Ali Sıco ve grubundan bazılarıyla geri Ezaz’a döndü. YPG komutanlarıyla görüşen Sıco Türkiye’nin istemi üzerine Qestel Cindo’yu yeniden birlikte tutmak istediğini söyledi. Sıco geçen sonbahara kadar Şam Cephesi adına, şimdi Kuzey Ordusu adına çalışmalar yürütüyor. Bununla aslında bunun yeni bir grup olmadığı rahatlıkla anlaşılıyor.
ANKARA TOPLANTISININ SONUCU
Aslında buraya kadar olup biten, şu ana kadarki planların başka yöntemlerle uygulandığını gösteriyor. Ancak sorun sadece bu değil. Zira planın içinde yeni güçler olduğu yönünde çok sayıda bilgi yansıyor. Yansıyan bilgilere göre, yaklaşık bir hafta önce Ankara'da CIA, Türkiye, Suudi, Katar ve Suriye Baas rejiminden temsilcilerin katıldığı bir toplantı gerçekleşti. Toplantıda bu grup kuruldu. Aslında 'kuruldu' demekten çok var olan grubun adında küçük bir değişiklik yapıldı, demek daha doğru olur. Grup Ezaz-Cerablus hattında hareket edecek. Rejime karşı hiçbir şekilde savaşmayacak. Alınan bu karara karşı çıkan ve rejimle savaşan gruplar olursa 'terörist' sayılacak ve 'terörist gruplar listesi'ne alınacak. Ortaya atılan ve şu ana kadar yalanlanmayan bu bilgiler doğru ise ilk kez ABD, Suriye ve Türkiye'nin bir araya gelerek Kürtler ve Cerablus-Ezaz hattına ilişkin bir plan yaptıkları ortaya çıkıyor. Aslında bilgilerin doğru olma payı da yüksek. Zira yaklaşık bir ay önce ABD Dışişleri Bakanlığı Suriye Özel Temsilcisi Michael Ratney Türkiye, ABD, KDP ve Suudi Arabistan Ankara bir toplantı gerçekleştirmişti. Bu toplantıda bölgeye ilişkin yeni bir güç oluşturma kararı alınmıştı. Ancak o dönemde Suriye henüz tümüyle plana dahil edilmemişti. Ancak bu yeni plana dahil edildiği görülüyor. Bununla ABD’nin bir yandan Kürtleri desteklediğini gösterirken öte yandan Cerablus-Ezaz hattı için Türkiye ile anlaştığını gösteriyor. Yeni faktör olarak bu anlaşmaya Suriye’nin dahil edildiğini gösteriyor.
ERDOĞAN DA DOĞRULAMIŞTI
Bu planı RTE, "ABD’nin YPG’ye destek vereceğine destek vermesinin daha uygun ve yerinde olacağını düşündüğümüz grupların adını vermiştim" şeklindeki açıklaması doğruluyor. Zira o açıklama aslında son günlerde adı telafuz edilmeye başlayan grubun oluşturularak harekete geçirildiğinin de bir anlamda ilanıydı.
KDP'YE 'ROJAVA PEŞMERGESİ' ROLÜ
CIA, Türkiye, Suudi, Katar ve Suriye bir araya gelerek böyle bir plan oluştururken elbette KDP’nin de bunun dışında tutulması beklenemezdi. Zira baştan beri KDP AKP ile Rojava'ya karşı bir stratejik ittifak içinde. Ve her türlü planın içinde yer aldığı da şu ana kadar birçok şekilde ortaya çıkmıştı. Bu planda da KDP’ye elbette bir rol verildi. Bu plandaki rolü ise kapattığı Sêmalka Kapısı'nı açma karşılığında, Rojava peşmergesinin Rojava'ya girmesi yönünde baskıda bulunmaya başlamasıdır. Bunun yanı sıra Almanya, Fransa gibi ülkeler başta olmak üzere Fuat Aliko, İbrahim Biro, A. Hekim Beşar ve Siyabend Haco gibi işbirlikçilerin öncülüğünde PYD ve YPG’yi 'terörist örgütler listesi'ne almak için yürüyüş, toplantı vb. çalışmaların başlatılmasıdır. Son günlerde gerek havuz medyası ve gerekse KDP basın yayın organlarının Rojava peşmergesini gündeme taşıması ve gündemde tutması planda KDP’ye verilen rolden kaynaklıdır.
Şu ana kadar benzeri birçok plan yapıldı ve uygulanmaya çalışıldı. Ancak hiçbir plan tutmadı. Çünkü Suriye’de şu an Suriye’nin demokratik birliği ile devrimini savunan temel gücü, Kürtler ve Kürtlerle ittifak halinde olan halklar temsil ediyor. Yani gücünü halk ve halklardan aldıkları için askeri, siyasi, diplomatik saldırılar içeren tüm bu planlar direniş ile boşa çıkarıldı. Eski planların yeni versiyonu olan bu planın da boşa çıkarılmasını Kürtler ve ittifak halindeki halkların boşa çıkaracağını söylemek çok yanlış olmaz. Çünkü şu ana kadar tüm bu planların sonu hüsran oldu. Her şeye rağmen şimdiden kesin bir şey söylemek yerinde olmaz zira bazen plan içinde yeni plan ve taktikler de uygulanabilir.